booked.net
 
 

 

Damat

 YSK, kısa kararları ve eski "fermanlar"..!! - 14/05/2019





Beyza Bener
E-Posta
Ferman, Osmanlıda padişahların kimseye danışmadan ve bir kurala dayanmadan, herhangi bir konu hakkında çıkardıkları bildirilere deniyordu..
Ferman, davul eşliğinde," duyduk duymadık demeyin" bağırtısı ile, tellallar tarafından halka "emir" olarak tebliğ ediliyordu....
Sesli, bir "emirname" olarak de düşünülebilir..,
YSK , sadece kararlarının muhtevası ile değil, çalışma düzeninin keyfiliği/layüselliği ile de dikkatleri çekiyor..
Anayasanın açık hükmüne rağmen, kendi içinden aldığı bir prensip kararı ile( prensip kararı ne demekse..), yedek üyeleri de toplantı ve karar yetersayısına dahil ederek, kendi meşrebine göre nihai mahiyette hükümler veriyor..
İşin yadırganacak tarafı,;
bu tuhaf, Anayasaya aykırı prensip kararı alınırken, siyasi partilerin temsilcilerinin.. -kahvede okey oynayanları seyreder gibi-, sadece seyredip, kamuoyunu bilgilendirmemeleri, ve itirazi bir beyanlarının da bulunmaması..!!.........
YSK , Anayasa m. 79 açık hükmü hilafına ,6 Mayıs'ta İstanbul gibi dünya çapında bir metropolün seçimlerini,seçim tarihinden yaklaşık 36 gün sonra- tamamen kendi hiyerarşik sorumluluğunda olan bir usulsüzlük ( sandık başkanları kamu görevlisi..olma zorunluluğuna uymama..) - nedeniyle , kısa ve soyut bir karar ile iptal etti....
Seçimde kullanılan oylar bakımından bir sorun olmamasına rağmen, salt usulsüzlük gerekçesi ile seçim iptali, kendi içtihatları ile de çelişmesine rağmen bu yönde bir karar aldı..
Usulsüzlüğün, seçim sonuçlarına müesseriyet iddiasını nasıl gerekçelendirdiği henüz belli değil ve kısa kararda da bu konuda bir açıklık bulunmuyor....
Hemen akabinde bu defa , seçimi kazanan taraf(millet ittifakı) YSK'nın aynı gerekçesine dayanarak" YSK kararından hemen sonra, sıcağı sıcağına" ( sandık kurullarında kamu görevlisi eksikliği..) İstanbul'un bütün seçimlerinin( aynı oy zarfına atılan muhtar, meclis üyeliği ve ilçe başkanlığı oy pusulaları..) iptali talebi ile yaptığı başvuruyu da bu defa oy birliği ile reddetti..
Bir hafta içinde verdiği, -aynı mahiyette- iki karardan birincisinin gerekçesini ikinci kararında yok saymak, İmamoğlu'nun mazbatasının iptali kararının gerekçesini de havada bırakıyor..
İlk kararın gerekçesini ikinci karada nazara almamak, bir hafta içinde hayati önemde bir içtihat çelişkisi ortaya koyuyor ki, içtihat ve hukuk istikrarı bakımından bu durumun izahı mümkün gözükmüyor..
Eğer, İmamoğlu'nun mazbatasının iptali kararının gerekçesi, YSK'nın ikinci kararında , oy birliği ile reddediliyorsa, İmamoğlu'nun mazbatasının iptali "keenlem yekün" yok hükmündedir ve mazbata hukuksuz olarak İmamoğlu'nun elinden alınarak "hak gaspı" meydana gelmiştir..
Kişinin müktesebatına geçmiş ve şahsına bağlı "mazbata"'nın, hukuksuz olarak gaspı, seçim hukuku ile ilgili olmayıp, Ceza Kanunu hükümlerine göre değerlendirilmesi gereken bir konudur..


Beyza Bener


YORUM YAPIN SÖZ SİZDE!

Adınız (Yorumda görünecek) :
Başlık :
Yorumunuz :
Güvenlik Kodu :    
 



Bu köşenin diğer yazıları;




AnasayfaAnasayfa Köşe YazarlarıKöşe Yazarları Bize UlaşınBize Ulaşın RssRss
Maxiva


Nettehaber'i Twitter'da kişi takip ediyor.