Pazartesi günü Türk siyasetinde yeni bir gün olacak gibi. Pazar günü Sayın Cumhurbaşkanımız yeni anayasa değişikliğinin yürürlüğe giren maddesine dayanarak AKP Genel Başkanı olacak, Allah bir mani vermezse.
Anayasamıza göre önümüzdeki yaklaşık 2 yıl daha Başbakanın Başkanlığında bir hükümetle idare edileceğiz. Pazartesi günü bir alaturkalık ve aymazlığın bir göstergesi olarak kağıt üstünde, Parlamentoda en büyük çoğunluğa sahip AKP nin genel Başkanı dışında bir kişinin Başbakanlığı söz konusu olacak. Yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan çıkar misali bir durum yani. Anayasanın ilgili maddesi ve teamül parlamentodaki en büyük gurubun genel başkanının Başbakan olarak görevlendirilmesi gereğini ön görüyor. Zaten geçen seçimlerde de öyle oldu ve Sayın Yıldırım Sayın Cumhurbaşkanı tarafından en büyük partinin genel Başkanı olarak görevlendirildi ve hükümeti kurarak güven oyu aldı. İngiltere den bir örnek de verebiliriz, geçen yıl İngiltere de Therasa May eski başbakanın istifası sonucu Muhafazakar partinin lideri oldu ve Başbakan adayı olarak seçim kazanmadan Başbakan oldu. Pazartesi günü bizde olacak şey ise, şu anda Cumhurbaşkanı olan kişinin iktidar partisinin başına geçmesi ancak Başbakan olması gerekirken olamaması gibi bir garabetle karşı karşıya kalmamızdır.
Tarihimizde senato ve meclis üyelerinden veya azınlık partilerinden Başbakan olanlar var. Ancak ilk defa böylesi oluyor galiba.Hem Cumhurbaşkanı hem de Başbakan olunamayacağının ve parlamento üyeliğinin gerekliliğinin bilinmesine rağmen neden bu komik durumlar yaratılır? bilinmez. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin tam olarak oturduğu, usul ve kurallara tam riayet edilen ülkemizde böyle küçük detayların ne önemi olabilir ki?!!!!!! İşte tüm bunlar Anayasa değişikliğinin ne büyük bir ciddiyetle yapıldığının bir göstergesidir. Bir geçici maddeyle bu durumun düzeltilmesini öngöremediler demek ki.
Tam yazımı bitirmeye çalışırken ajanslardan AKP’nin tüzük değişikliği haberleri düştü. Haberlere göre denilen o ki ; Sayın Yıldırım AKP nin Genel Başkan Vekili olacak. Bu durumda, bu garabeti keşfettiklerini ve nasıl bir uyanıklıkla geçiştirebileceklerini düşünmeye başladıklarını, bu amaçla vekalet formülünü gündeme getirdiklerini zannediyorum. Ancak bu akıllarına geleni de yaparlarsa rezaleti çözmekten çok üzerine tüy dikerek BAŞBAKANI da VEKALETEN BAŞBAKAN yapacaklar. Ama AKP mantığına göre bu da doğru olacak çünkü, fiili durumu kılıfına uydurmuş olacaklar. Sonuçta Sn. Başbakan Allah ömür verirse ve azledilmezse önümüzdeki seçimlere kadar ama önce pazara kadar BAŞBAKAN sonra 2019’a kadar ne olduğu belirsiz bir CUMHURBAŞKANI/BAŞBAKAN /GENEL BAŞKAN karmasının, karmaşasının vekili olarak tarihteki yerini alacaktır.
Öngörüsüzlük ve yanılgı artık bizi dünya lideri bir Ülke yapmış görünüyor (hangi konuda dünya lideri? siz bulu verin gari).
İlkelere bağlı ve demokratik usullerle yönetiliyormuşuz havasını bir kısmımızdan başka yiyen kalmadı. Bu durumda “Türkün Türkten başka dostu yoktur.” deyişine sarılarak ve Ertuğrul (Diriliş) dizisindeki müziği de damardan alarak , ecdadımızı da gururlandırarak yürüyelim arkadaşlar.
Ver coşkuyu, ver coşkuyu. Ancak bilelim ki bu tatlı su kurnazlıklarıyla Türk, Türk'e baş başa da kalabiliriz.
Bu arada, uyum yasalarını da bekliyoruz hani. Bakalım ne gibi tatlı su kurnazlıkları ve uyutmalar olacak. Hangi sözler nasıl yenilip yutulacak.

ERCAN ERDEM