Ne yapmak istiyor şu T.C. nin çok Sayın Bakanı, çok sayın Özhaseki. Ben anlayamadım, anlayan beri gelsin.
Haziran 2017 de ortaya çıktı ve dedi ki; “Tüm Hırsızlıklar imardan geliyor.” “Hepimizin içini döndürüyor” Hürriyet gazetesinden Nuray BABACAN tarafından yazıldı bunlar. Bu köşede bunu anlattım ve İBB kürsüsünden de dillendirdim. Meclis üyelerine, “Sayın Bakan meclis üyeleri hakkında iyi konuşmuyor, bakın bu planlar buradan geçiyor bir kısmımız buna evet, bir kısmımız hayır diyoruz. Bu işler de mecliste iktidar kimse onun dediği olur. İBB de AKP iktidarı var dolayısıyla AKP yani AKP li İmar komisyonu başkanı ve üyeleri ile son kerte de meclisteki AKP li üyelerin oy çokluğuyla kararlar geçiyor.” Mealinde bir konuşmadan sonra imar komisyon başkanına “ Sayın Bakan sizin ve nezdinde tüm olumlu imar planı kararı veren Meclis üyelerine bir şeyler demek istiyor.” dedim, ve sayın Bakan'ın ne demek istediğini de açıkladım. Bir şey demeyecek misiniz diye sorduğumda ise ses çıkmadı, çıkamadı.
Sonra, hemen ertesi gün , yine sayın Bakan bu kere, Ankara Hürriyetten Oğuz Demir'e aynı mealde açıklama da bulunmuş ve Belediye ismi vermeden “Gidip Ankara ve İstanbul’a bakın, sahillerden görülür.” demiş. Ne görülür? Diye sorduğunuzda cevap basit imar felaketi görülür. Peki Ankara ve İstanbul’da kim iktidar? Diye sorulursa cevap yine basit değil mi? Cevap; Yıllardır AKP.
Belediye ismi vermeden Ankara İstanbul dendiğinde hele sahiller dendiğinde bu iki şehirden hangisinde gerçek manada sahil var? Tabi ki İstanbul. Sayın Bakan Belediye ismi vermedi, ilgililer sakın üzerinize alınmayın İBB demedi ya sorun yok!.
Bu gün durum nasıl? Bu kere sayın Bakan Dubai’den bastırmış ve yine Hürriyet gazetesinden Sayın Gülistan ALAGÖZ’e konuşmuş, ne demiş?
Yazının "İMAR YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK OLACAK" başlıklı kısmında , “Mesela yabancı geliyor arsa alıyor başlıyor sonra imar değişiyor. Kötü niyetli meclis üyeleri
“ beni gör” diyor. Bu olmamalı, gerekli önlemi alacağız.” diyor.
Bir bölgede imarı kim değiştirir?
Cevap; Birçok yerde Belediyeler. (Belediyenin ilgili birimi teklif eder, Belediye Başkanı isterse meclise sevk eder, konu imar komisyonuna sevk edilir, tekrar meclise gelir, meclisten komisyon kararı doğrultusunda veya değiştirilerek geçer ve ilgili imzalarla yürürlüğe girer.)
Peki imar yapma yetkisi olan yerlerde Belediyeler çoğunlukla hangi parti elinde? Cevap; AKP Peki AKP li Belediyelerde Belediye Başkanları ve Meclis Üyelerinin çoğunluğu nereden? Cevap; Uzaydan gelmediklerine göre onlarda doğal olarak AKP den. Sayın Bakan’ın anlatmak istediği tüm bu olaylar ışığında Sayın Bakan’ın suçladığı kişilerin büyük çoğunluğunun kendi partisinden olduğu sonucuna varmak mümkündür.
Ancak bu arada birilerinin Sayın Bakan’a yol göstererek genelleme yapmamasını , suçsuz olanlara genelleme yapmak yoluyla iftiranın en hafifinden günah olacağını özellikle benim gibi bazılarının haklarının vebalinin boynunda olacağını ve hakkımızı helal etmeyebileceğimizi açıklaması gerekmektedir.
Bu arada, “Kötü niyetli meclis üyeleri” denilince meclis üyelerinin tümünün kötü niyetli olduğu manası çıkıyor. Ben sayın bakanın yerinde olsaydım ,” Meclis üyelerinin kötü niyetli olanları” mealinde bir söylemde bulunurdum.
Ayrıca Belediyelerde Belediye Başkanının haberi olmadan kuş bile uçamaz. Sayın Bakanın Kayseri Belediye Başkanlığı sırasında da Kayseri de kuş uçmamıştır. Uçan kuşların görülüp görülmediği konusuda tartışmalıdır.

Sayın Bakanın Haziran ayından beri anlatmaya çalıştığı ancak tam anlatamadığı bir şeyler var herhalde, gelelim ona.
Öncelikle sayın Bakan’a sormak lazım;
1-Sayın Bakanım, siz yıllarca Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptınız, bu esnada hiç görüldünüz mü?gördü mü?
2-Bazı okullara fazladan imar verdiniz mi? Bu durumda sizi gören olmuşsa fiziken mi, yoksa siyaseten mi gördü?
Görülürken göze mi soktular sizi, Türkiyemizde, malum bu görülme çeşitliliğini sizlerden öğrendik. Bizler koluna sünnet çocuğu gibi saat takılarak görülenleri de, Bayramlık elbise cebinde veya ayakkabı kutularında görünmeyi de sizlerle gördük ve tanıdık
3-Belediye başkanlığı yaptığınız zamanda görülen meclis üyesi gördünüz mü? Gördüyseniz ne yaptınız?

Bu görme işi ve imardan çıkan hırsızlıklar sonunda sayın Bakan’ın gelmek istediği nokta Belediyelerin imar yetkilerini denetleme görevini Bakanlığına almak gibi görünüyor. İşin iyi tarafından bakarsanız, Sayın Bakan tecrübesine ve son günlerdeki ben merkezli egosuna binaen, “Tek ben bu işleri namusumla yaparım. Onun için tüm imar taleplerini ben (Bakanlık) denetlesin." şeklinde düşünebilir. Ancak birisi çıkıp Sayın Bakan’a sonuçta AKP genel olarak iktidarda, AKP insanı veya insanımız beş aşağı beş yukarı aynı topraktan değil mi? Bakanlıktaki insanlarımız, memurlarımız, bizatihi sayın Bakanımız aynı hamurdan değil mi?
Bu ülkede görülme, görme oranı nedir? Sayın Bakan görme işinden anladığı için soruyorum, gören, görülen kim kimi görür, gösteren ne gösterir, gören ne görür?
Görme üzerine aklıma gelen acayiplikler bunlar.
Ez cümle diyorum ki, Mahkemeler dururken denetim işini alıp üzerlerine konuda söz sahibi olarak ne görmek istiyorlar acaba?

Sonuçta sayın Bakan işi yolsuzluğa getiriyor ve bunu biz denetleriz diyor. Bir taraftan da Sayın Cumhurbaşkanı, aynı zaman da genel başkanı olduğu partisine mealen ve/veya açıktan diyor ki; “yolsuzluk yapanları atın.”
Şimdi düşününce ikileme düşüyorum. Sayın Bakan yolsuzluklar İmardan diyor, görme işleri neyse oda imarda diyor. Peki, Türkiye de İmar Planları yapanların çoğu AKP idareleri mensubu değil mi? Bu güne kadar Sayın Bakan’ın yakınması kadar yolsuzluğa karışmış AKP li Meclis Üyesi, Belediye Başkanı, vb. var mı? varsa ne kadar? Bundan sonra AKP ile ilişkisi kesilen, uzaklaştırılanları, vb. ne gözle göreceğiz acaba? Benim kafam bayağı karıştı, çıkamadım işin içinden gelin siz çözün artık..........



ERCAN ERDEM