Anayasa oylamasında, mühürsüz oy pusulası kullanımı ile ilgi dava AİHM önünde.
Referandum oy verme sürecinin bitimine doğru, mühürsüz oy pusulalarının kullanılabileceğine ilişkin, YSK kararı, iç hukuk yolları tüketilip AİHM önüne geldi.
Davanın nihai sonucu, Referandum sonuçlarının geçerliliğini etkileyebilir.
YSK yürürlükteki mevzuata aykırı olarak, mühürsüz oy pusulalarının geçerliliğine karar vermekle, Referandum sonuçlarının meşruiyetini tartışmaya açtı.
Ana muhalefet, YSK'nu oy pusulalarında hile yapmak dahil çok ağır suçlamalarla itham ediyor, ilgili iddialar da yargı safhasında.
Seçim ittifakı düzenlemesinde, mühürden vazgeçiliyor, filigranlı oy pusulasının geçerli olacağı düzenlemesi yapılıyor.
Mühür ve filigran arasındaki sihirli ilişki anlaşılmamakla beraber, bu düzenleme, AİHM önündeki davada , davacıların elini kuvvetlendirecek bir argüman sayılabilir.
Mühür yerine filigranlı oy pusulasını uygulamaya koymak, geriye dönük olarak, mühürlü oy pusulasının zorunlu olduğunu ve Referandum oylamasında da bu kanuni zorunluluğun ihmal edilerek ihlal edilmiş olduğu sonucuna ve Referandumun sonuçlarının geçersizliğine karine teşkil edebilir.
Cumhur ittifakı düzenlemesi, AİHM dosyasına delil olarak konulduğu anda, evetler ile hayırlar arasındaki minimal fark da nazara alınınca, davanın seyri, Türkiyenin,
16 Nisandan bu yana bütün serencamını etkiler. Bütün süreç tartışmalı hale gelir. işin içinden iyi sıhhatte olanlar dahil kimse çıkamaz.
Yasam ve Hukuk arasındaki ilişki ,"nelere kadir" o zaman anlaşılır.
Ben yaptım demekle olup olmadığı da ortaya çıkar.
Kendi eliyle, "YSK'nun yaptığı yanlıştı, şimdi kanunla biz bunu istediğimiz şekilde yaptık." demek, öncekinin yanlışlığının zımnen kabulünden başka bir şey değildir. Bunu Türkiye de yutturursunuz da, ya dışarıda nasıl olacak? AİHM bunu yiyecek mi sizce? Yanlışlığı, hukuksuzluğu, kendi elinizle delillendirdiniz.



ADALETLİ YARGIÇ