Sayın Ekrem İmamoğlu ve seçimde 2. Tur - 19/06/2019 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Rahmetli İsmet İnönü bir olay sonrası açıklama yapmak için 24 saat beklermiş. Sebebi malum, oluşan kamuoyunu tahlil etmek için ve sonra açıklama yaparmış.
Pazartesi günkü gazetelerde yer alacak fikir ve beyanları görmeden yazı yazmamayım dedim. Pazar akşamı yapılan 17 yıllık gecikmiş programın seçim sonucuna büyük bir katkı yapacağına inanmıyorum. Kararlar çoktan verildi bile. Programda taraflar öncelikle kendi mahallelerini konsolide etmeye çalıştılar. Sayın Yıldırımın karşı taraftan oy devşirmesi Sayın İmamoğlu’na göre çok daha zordu. İşte bu sebepledir ki bana göre bu program ortada geçti. Ancak galip kim diye sorulursa eğer, galibin bu programın moderatörü Sayın İsmail Küçükkaya olduğunu belirtebilirim. Aslında büyük olasılıkla kim olsa moderatör o kazanırdı. Kime karşı kazandı diye sorarsanız, Sayın Uğur Dündar’a karşı derim. Sayın Dündar Sosyal Mecralarda ki linç girişimlerinden çekinmiş ve bu programda görev almaya cesaret edememiş. Neden çekindi bilemiyorum, Uğur Dündar gibi bir gazeteci, kendi ifadesiyle korkusuz gazeteci, nasıl olurda sosyal medyadaki aleyhte yazılardan çekinir? bilemiyorum. Belki de bilemediğimiz bir sebep vardır. Belki de 2002 deki Baykal-Erdoğan programının etkisi vardır. Gelelim programa, her mahalle kendi adayının kazandığını söylüyor. Bana göre her iki tarafında bariz bir üstünlüğü yoktu. Bu program sadece bu tür tartışma programlarının yapılabilirliğini gösterdi. Bugüne kadar yapılmayışının nedeni, Reis ve etrafındaki karar alıcı ekibin özel stratejileri sebebiyledir. Bu kere kaçmış olmamak için mecbur kaldılar ve de bence ucuz atlattılar. Bazı şeyler ortada kaldı ve format gereği anladığım kadarıyla ortada kalması gerekiyordu. Bu programdan sonuca fazla etki edecek bir şey çıkmayacaktı, öyle de oldu zaten. Sayın İmamoğlu bana göre zaten kazandığı seçimi yine kazanacak. Belki de oylarını arttırarak kazanacak. Bunu neye dayanarak söylüyorum? Kanımca Reis, 31 mart günü yapılan seçimlerdeki kaybettikleri düşüncesini hala ve arttırarak koruyor. Dağılmış AKP teşkilatlarının yedikleri fırça üzerine iptal isteğine direnmedi ve gereğini yaptı. Reisin eli şimdi daha kuvvetli. Eğer seçimi Sayın İmamoğlu bir kısım kamuoyunun beklentisi yönünde kazanırsa, “Bakın gördünüz mü?” diyerek, 2023 seçimlerine kadar gerekenleri yapmayı kendisine hak görecek. Zaten son zamanlardaki tutum ve hareketleri Sayın İmamoğlu’nun kazanmış olmasının göstergesi gibi. Son dört günde Reis bir ağırlık koyar mı? bilmiyorum belki koyar. Bu seçim AKP nin Reis olmadan varlığını devam ettirip ettiremeyeceği hakkında da AKP teşkilatlarına/örgütüne bir ışık verecektir. Seçim sonrası AKP, her gelişmeye gebedir. Sonuçta Sayın İmamoğlu’nun kazanmasının göstergesi bana göre Reisin kabullenişinde yatıyor. “dedim, demez olaydım. Reis, üzerinde çalışılmış bir patlama yaptı Sultangazi de. Dedi ki; 1- 24 yılda yaptıklarını kısaca ve Yıldırım’a öğretircesine anlattı. 2- Rahmetli Mursi ve şehadetlik üzerinden benzetme yaparak mağduru oynadı. 3- Son günlerin öneminden bahsetti, MHP ve AKP olarak el ele bu işi başaracaklarını söyledi. 4- 15 Temmuz üzerinden yine mağduru oynadı. 5- Ordu valisi üzerinden Sayın İmamoğlu’na ayar verdi. Seçimden sonra “Basitliğin hesabını vereceksin” demeye getirdi. 6- Sayın İmamoğlu’nun “suyu şöyle ucuzlatacağım” söylemine “Hangi suyu ucuzlatacaksın” takılmasını yaptı. Ancak AKP lilerin de katılımıyla İBB meclisinde suyun ucuzlatıldığını unuttu...................................... ............... İşi artık üstü örtülü tehditlere döktüler. En son rahmetli Özal “ İktidar destekli Belediyeler” üzerinden gitmişti ve Belediye seçimlerinde yenilgiye uğramıştı. Kanun gereği Sayın Cumhurbaşkanı’na dava açmak mümkün değil o her istediğini söyleyebiliyor. Valiye bile “dur seçimden sonra gereğini yaparsın” diyerek kuvvetler birliği örnekleri veriyor. Ama halk kuvvetler ayrılığını dayatıyor sanki. Artık Reis de sahaya indiğine göre, Sayın İmamoğlu’nun seçim kazanmak için çarpıştığı kişiler dörtlemiş oldu. Açıkcası, “ Reis ve adamları İmamoğlu’na karşı” filmi vizyona girmiş sayılır. Ben Reis’in bu gayretlerinin ters tepebileceğini düşünüyorum. Her ne kadar bu sahaya inişini araştırma sonuçlarının AKP açısından kötü görünür olmasına dayandırsam bile bu sahaya iniş AKP yi kurtarmayabilir. Ancak, olsa olsa bu manevralar, kazanılacak seçimin nasıl hukuksuz bir şekilde geri alınmasına ön hazırlıklardır. Ayrıca, Sayın Bahçelinin “ver mehteri” eşliğinde güya mitil atar gibi yapıp sonrasında yatağı yorganı toplayarak Ankara’ya dönmesi de seçimin AKP/MHP koalisyonunca kaybedileceği yönünde kuvvetli bir göstergedir. Bir diğer İmamoğlu lehine gösterge ise, yandaş mecraların yayın gecesi haber Televizyonları dışında bu yayını sınırlı vererek, civcivlerini ürkütmemeye çalışmaları ve halkın bir kısmına zoraki bilinçlenmeme seçeneği sunmaya çalışmış olmalarında yatmakta. Galiba, tartışma programından çok tartışma programının tartışılması daha heyecanlı oldu. Programın akabinde özellikle bir yandaş kanalda toplanan iktidarın sesi yorumculardan bir hanımefendi Milletvekili dikkatimi çekti, paylaşmakta yarar görüyorum. MHP milletvekili olduğu anlaşılan bu çok saygıdeğer hanımefendi, Belediye seçimlerini PKK nın İstanbul’u ele geçirmeye çalışmasına bağladı ve elindeki yağdanlıkla yağlı güreş kıspetine peşrev öncesi yağ döken ibrikçi misali birisini yağlarken, nasılsa yerler diye tabanını civciv yerine koyma mesajları verdi. Reis'in de sahada olmasıyla son üç gün bayağı zor geçecek. Baksanıza Sayın İmamoğlu’nun program öncesi moderatör İsmail Küçükkaya ile görüştüğü ortaya atıldı. Sayın Yıldırım ile görüşme danışmanları ile yapıldığı için olacak Sayın Yıldırım, mağduru oynama durumuna girdi ve bu durumu ayıpladı. Yani sineğin yağını bile çıkarmaya çalışıyorlar. Siyaset kelimesi arapça seyis den gelir, at teskin etme sanatıdır. Çok ince iştir siyaset. Sayın İmamoğlu’na tuzak kurulma ihtimali dikkate alınmalıdır mutlaka. Ters manyel yapılan çoğu iş tuzağa çekme işidir aslında, bunları görmek gerekir. Sayın İmamoğlu kendisini eve kilitlese bu seçimleri rahat alır. Ama, sonra ne olur bilinmez. Unutmamak gerekir ki; bazıları için Sayın İmamoğlu gelecekte siyaseten daha büyük bir tehlikedir. İktidar ve yandaşlarınca Sayın İmamoğlu "Ordu" meselesi nedeniyle özür dilemeye davet ediliyor. Bu bir tuzak aslında, basitçe Sayın İmamoğlu’na deniliyor ki; “ Özür dile, bu iş kapansın.” Aman dikkat, basitçe verilen hukuksuz ama güya kanuni bir cezadan sonra her zaman Sayın Baykal gibi bir kurtarıcı bulunamayabilir. Dün akşam TRT Haber de sayın İmamoğlu performansı en üstlere çıkmış gibiydi moderatörleri neredeyse klasman dışına itti. Hele FETÖ lideriyle resim çektiren hanımefendiyle PKK desteği konusu üzerinden çok iyi anlaştı!. Bu iş pazara kadar, dayan İmamoğlu dayan. Oyunun diğer perdesine geçmek için bu perdenin kapanması lazım. Perdenin Sayın İmamoğlu lehine kapanacağının en büyük teminatı bizatihi Reis’in ve tayfasının çırpınışıdır. 31 Mart seçimlerinde top tüfek İmamoğlu’nun üzerine gelenler bu kere Reis’i geri çekermiş gibi yaparak denediler baktılar olmuyor tekrar Reis’e döndüler. Ne yapsalar boş . Birilerinin kalleşlik etmeleri ihtimalini saklı tutarak söylüyorum; Her şeye rağmen Sayın İmamoğlu kazanacak ve Her şeye rağmen, “ Her şey çok güzel olacak.” ERCAN ERDEM |
|||||||||
|