Türkiye, son birkaç gündür bugün saat 14.00 de Sayın Cumhurbaşkanı Başkanlığında başlayacak ve ekonomik problemlere çözüm açıklamaları yapılacak olan toplantıya kilitlenmiş beklemekteydi.
Biraz evvel toplantı başladı ve Sn. Cumhurbaşkanı, bir açılış konuşması yaptı. Toplatının azameti şaşırtıcıydı. İlk dikkatimi çeken Sn. Cumhurbaşkanının sağ ve sol tarafında oturanlar göründüğü kadar 3 metre mesafedeler (protokolden fazla). Reisimiz koruma altında yani, merak buyurmayınız. Öyle ki toplantının Külliyede olmaması, Çankaya köşkünde olması bile düşündürücü. Aslında bu kalabalık ve virüs durumu dikkate alındı herhalde, bizlerin, halkın evde izolasyonu kolay ancak koskoca Külliye nasıl virüsten arındırılır o zor vallahi. Ancak, Korkunun ecele faydası olmaz.
Toplantının içeriğine geçersek eğer, ülkenin turizmcisinden küçük esnafına, işçisinden işverenine , kredi kart borçlusundan, bankalara kredi borçlusuna kadar bu toplantıya bel bağlamış durumda. Ancak bu gösterişli toplantı sadece bir gösteriden ibaret herhalde, çünkü bu kararlar öyle birkaç saatlik toplantıdan sonra alınabilecek "Dostlar alışverişte görsün." türünden bir toplantıdan doğan kararlar olmasa gerek.
Sn. Cumhurbaşkanı açılış cümlelerinden sonra sözü sağlık bakanına verdi ve onu 5 dakika ile sınırladı. 50 kişi konuşsa, 5 dakikadan 250 dakika yapar ve bu da yaklaşık 4 saattir, hadi uzatalım dersek en fazla 5-6 saat, o kadar bile süreceğinden şüpheliyim ben. Akşam üstü veya akşam saatlerinde alınacak önlemler açıklanır diye düşünüyorum. Bu kararlar zaten çoktan alınmış olmalıdır. Bu gösteriş “Show Business” denilen “gösteri işi” nin bir parçası, yani siyasetin babasıdır. Bu baba siyasetin içindeki konuşmasında “prompter “ kullanan Sn. Cumhurbaşkanımız bile İngiltere Başbakanı Boris Johnson yerine “Boris Yeltsin” deyiverdi. Bu göstermelik toplantıda bu kadar dil sürçmesi olur. Umarım toplantı sonrası dağ fare doğurmaz. Aslında Sn. Cumhurbaşkanı 3-4 gündür ortalarda yoktu. Tabii ki çalışmış ve “fırsatları” değerlendirmeyi düşünmüştür. Nitekim, bu akşam bir “Ulusa Sesleniş” durumu söz konusu imiş.
İnşallah Sayın Cumhurbaşkanının bahsettiği dünyanın bu durumundan doğacak “fırsatlar” ülkemiz için hayırlı olur. Başkalarının zorluğundan doğan bu tür rekabet dışı “fırsatlar” ne derece uygun olur bu da ayrı bir tartışmadır. Felaketler üzerinden kazanımlar beklemek her baba yiğidin harcı olmasa gerek.
Aslında ülkemizde bazıları için bu fırsatlar oluştu zaten. Sağlık ürünleri, kolonya, dezenfektanlar ve diğer bazı ihtiyaç duyulan ürünler fahiş fiyatlara çıktı. Umarım yakında karaborsa başlamaz. Ancak, bu fırsatçıların kazançları karşılığında bir çok sektör de battı/batıyor, bu sektörlerin başında Turizm, Otelcilik ve Uçak bileti satan acenteler var, IATA (uluslararası hava taşımacıları birliği), uçak taşımacılığındaki zararı, sektörün kurtarılması için 200 Milyar USD gerekir diye açıkladı.
Sayın Cumhurbaşkanı bu “Corona” belasının “…. ve Dua..” ile atlatılacağını söyledi. Onu bilmem ama ben, “..corona da en iyi durumda biziz.” falan gibi söylemlerin terse düşmemesi için dua ediyorum ve edeceğim. Allah hepimizi Korana Virüs salgınından ve onun fırsatçılarından korusun.
Tüm bu işlerin arasında, 18 Mart Çanakkale Zaferinin yıldönümü kutlu olsun diyor ve tüm şehitlerimize Allahtan Rahmet diliyorum.


ERCAN ERDEM