KÖR CAHİL - 25/11/2013 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Bir gün yolda yürürken bir arkadaşıma rastladım. Durup dururken sana birşey anlatacağım diyerek aşağıdaki Masal gibi hikayeyi anlattı .
Bir varmış, bir yokmuş. Ülke bu ya, bir zamanlar o ülkede de bir çok ülkede olduğu gibi siyasi partiler varmış. Bunlardan önemli bir tanesinin , Başbakanlık ta yapmış Başkanı, bir yerel seçimde O ülkenin en büyük şehrine bir zat-ı muhterem'i Belediye Başkanlığı için aday göstermiş. Diğer adayların ve partilerin kapışarak birbirlerini yemesi sonucu %25 dolayında bir oyla o ülkenin en büyük metropolü bu zat-ı muhteremin eline geçmiş. Yıllar sonra bir gün partisinden ayrılmış ve kendi partisini kurarak o ülkenin necip ve münevver halkı tarafından Başbakan yapılmış. O ülkenin vatandaşlarından birisi bir gün asistanıyla birlikte o ülkenin başkentinden uçakla, o ülkenin en büyük metropolüne geliyormuş. Hikaye bu ya o uçakta ön sıralara oturmak ayrı bir ücret ödemekle mümkünmüş. Bu vatandaş asistanıyla 20.00 TL ödeyerek uçak giriş kapısı nın hemen önündeki koltukları ayarlamış ve uçağa binince o koltuklara oturmuş. Yolcuların uçağa binmeleri beklenirken uçağın ön kapısında bir yaygara kopmuş. Bir kişi hosteslerle tartışıyormuş. Tartışma konusu ise Başbakan'ın (eski) en ön sıraya oturması imiş. Hostes ''Efendim Sayın Başbakan oraya oturamaz orası ücretli koltuktur ve satılmıştır orada oturan kişileri kaldıramayız.'' demekte iken bu kişi bağırarak arkaya doğru yönelmiş. Bu arada kollarına girilen eski Başbakan uçağa giriş yaparak arka sıralara yönelmek için koridora doğru hareketlenmekte imiş. O anda olayı aktaran önde oturan o vatandaşımız ayağa fırlamış ve ''Sayın Başbakanım lütfen buyurun buraya oturun.'' demiş. Böylece eski Başbakanı kendi yerine oturtmuş. Ancak korumalar hemen atlamış ''Bu hanım burada mı oturacak?'' demişler. Tecrübeli vatandaş hemen uyanmış ve ''Hayır, o sizin yanınıza gelecek. Sayın Başbakanla ben oturacağım.'' demiş. Sonunda uçak o metropol’e doğru havalanmış. Sayın eski Başbakan Metropol de bir seminerde yapacağı konuşma için hazırlıklarını gözden geçirmiş ve bitince bir çay istemiş. Bu arada konuşma fırsatını eline geçiren vatandaş kendisini takdim etmiş ve merak ettiği bir soruyu sormak istemiş. Sayın eski Başbakan, ''Sor evladım'' diyerek müsaade etmiş. Konunun kahramanı vatandaş ise Sayın eski Başbakan'a ''Efendim ben Sayın Başbakanımızla aynı mecliste 5 yıla yakın çalıştım. Kendisini inceleme fırsatım oldu. Siz nasıl oldu da bu zat-ı muhterem'i bu büyük metropolümüze aday gösterdiniz?'' demiş. Sayın eski Başbakan ''Ah, hiç sorma üzerimizde çok baskı kuruldu ve zaten seçilebileceğine ihtimal de vermedik.'' demiş. Vatandaş bunun üzerine ''Bu ülkeye Başbakan da oldu. Demek ki kendisini geliştirmiş.'' diye devam etmiş. Eski Başbakan ; ''Ne geliştirmesi. KÖR CAHİLDİR KÖR.'' diyerek konuyu noktalamış. Sonrasında O büyük metropol de yapacağı konuşmadan, Siyonizmin ülkesindeki tehlikesinden falan bahsetmiş. Bunu anlatan vatandaşı sıkıştırdım ve sordum. ‘’Yahu bu gerçek bir olaya benziyor? ‘’ O da ''Olur mu? Böyle bir durum hangi ülkede gerçek olabilir ki?'' tabii ki masal dedi. Vallahi de billahi de bir şey diyemedim. Biz iyisi mi Şanghay 5 lisini 6 lıya tamamlayalım. Olmazsa döner bir Nafta çakarız o da olmazsa işi piştiye bağlarız. Adaletli Yargıç |
|||||||||
|