Sinan Genim ve Galata Kulesi - 16/08/2020 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Dolar, Altın, Doğu Akdeniz, Ekonomi falan derken, bir de baktık ki; Vakıflar Genel müdürlüğü sayesinde onarılacak olan Galata Kulesinin restorasyon görüntüleri basına yansıdı. Hepimizin malumu, elde teknolojik kırıcılar ve sigarası ağzında güya ince iş yapan çalışanların fotoğrafları yayımlandı. Sonra, restorasyon yüklenicisi firma sahibinin AKPli bir şahıs olduğu konuşulurken, bir de baktım 1994-1999 döneminde İBB Meclisinden benim gibi Anavatan Partili Sinan Genim’in de bu işlerin sorumlusu olarak adı karıştı. Takip ettiğim, boğazın iki yakasını tarihi orijinal resimleriyle kitaplaştıran ve şimdilerde Üsküdar kitabını bitirmekte olduğunu bildiğim ve ayrıca PERA müzesi gibi birçok tarihi binayı yeni nesillere kazandırmış, sözüne ve Tarih bilgisine güvendiğim Sinan Genim’i arayarak, “Ne yaptın sen, Sinan?” diye sorayım dedim.
Yıllardır tanıdığım Sinan çok üzgündü, “Ercan hiç sorma dedi, beni ve birkaç kişiyi Vakıflar Genel Müdürlüğü, Galata Kulesinin bilim kurulu üyesi olarak görevlendirdi. Haziran ayı başından beri haftada bir toplanıp, müze olarak kullanılması düşünülen yapının nasıl düzenleneceğini ve teşhirlerin nasıl yapılması üzerinde konuşuyoruz. Ne restorasyon uygulamaları ne de inşaat işleriyle alakamız var. Aslında ben bu onarım işinde denetim eksikliğinden kaynaklanan bir uygulama hatası olduğunu düşünüyorum. Bazı yerlerdeki harçların yenilenmesi gerekebilir, bu işlem için taşların alınıp temizlenmesi ve harcın yenilenerek tarihi taşların aslına uygun olarak tekrar yerine koyulması doğrudur. Anlaşıldığı kadarıyla uygulamada geri dönülemeyecek bir şey yok. Bu durumda uygulamadaki bu yanlışlık için müteahhit firmanın özür dilemesi ve uygulamayı düzeltmesi, Vakıflar Genel Müdürlüğünün denetimi arttırılması doğru olandır. Böylece, İstanbul tüm özellikleri korunan yeni bir müzeye yakında kavuşacaktır.” Ben merakımı giderdim, ancak bu tür tarihi yapıların restorasyonu çok önemli ve azami dikkat gerektiriyor. Tarihi binalarımızı ancak bu şekilde gelecek kuşaklara bırakabiliriz. 2014-2019 döneminde, yani geçen dönem İBB Meclis üyeliği yaparken verdiğim bir önerge aklıma geldi, onu anlatıp bitireyim. Geçen yıllarda Yunanistan da tarihi surları gezerken bir kadın dikkatimi çekmişti. Kadın elinde pürmüz ile dolaşıyor ve surlardan fışkıran bitkileri yakıyordu. Kadına yaklaşıp niye böyle yaptığını sordum. Kadın, ”Bu bitkiler, dallar, ağaçlar tarihi binalarda taşların arasına giren tohumlardan ürüyorlar ve sonunda taşları yerlerinden oynatarak tarihi yapının çökmesine neden oluyorlar. Bu nedenle ben onları kurutuyorum ki tarihi koruyabileyim.” Ben de meclisteki önergemde bunu dile getirdim. Ancak o gün bugün dür ki daha İstanbulda bu işi yapan kimseyi görmedim. İBB ana binasının karşısındaki tarihi su bendinden fışkıran bitkiler ortada, umarım bunların temizlenmesi için İBB bir çalışma başlatır. Ben de arkadaşım Sinan’a buradan sesleniyorum. Sevgili Sinan, madem Vakıflar Genel Müdürlüğü gibi birçok tarihsel anıt ve binanın sahibi konumundaki bir kurumun önemsediği ve değerlendirdiği bir kişisin, o zaman şu bitkilerden, pürmüzle kurtulma işi doğru bir yöntemse? uygulanmasını destekle. Hepinize iyi pazarlar. ERCAN ERDEM |
|||||||||
|