EKREM İMAMOĞLU - 17/11/2020 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Duyduk duymadık demeyin Sayın Ekrem İmamoğlu için İçişleri Bakanlığı inceleme başlatmış. Bu haber dün Sayın Meral Akşener tarafından İsmail Küçükkaya’nın FOX TV deki sabah programında gündeme taşındı. Gün boyu açıklamalar ve akşam tv yayınlarındaki konuşmalardan ve Sayın İçişleri Bakanı Soylu’nun Haber Türk Tv de Fatih Altaylı’nın programında yaptığı açıklamadan da anlıyoruz ki; mesele, güya bir devlet projesine yine devletin bir kurumu olan İBB’nin kamu kaynakları kullanarak karşı çıkışını mecralarda duyurması işlemini inceleme amaçlı imiş. Yani Sayın Soylu mealen diyor ki; “Sayın Belediye Başkanı kişisel görüşünü veya tenkitlerini açıklayabilir, buna karşı değiliz. Ancak bu kişisel görüşlerini duyurmak için kamu kaynaklarını kullanamaz.”
Çok ince bir nokta, eski bir İBB Meclis üyesi olarak diyebilirim ki; bu iş çok çok çok daha ince bir noktadır. Yani yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal misali. Yıllardır Belediyeler, kendilerine ait reklam mecraları aracılığıyla belediye uygulamalarını halka duyururlar, bu da görevleri gereğidir. Hükümet ve Belediye aynı tarafta olunca bu işte bir sorun yok görünmekteydi. Ne zaman ki, İstanbul örneğinde olduğu gibi İstanbul’un esas yöneticisi olması gereken İBB Başkanı başka partiden oldu, sorunlar başladı. Bu incelemeden anlaşılıyor ki, dişe dokunur bir şeyler bulabilseler sayın İmamoğlu’nun canına okuyacaklar/okumaya çalışacaklar. Bu saatten sonra Sayın Ekrem İmamoğlu artık Kamuya mal olmuştur. Halk tabiriyle onu yemek kolay olmaz. Tabii etrafındakiler yanlış yaptırmazlarsa. Esas noktaya gelirsek, Belediyeler kendilerine ait reklam mecralarının bir kısmını (Billboardlar megaboardlar, metro içi reklam mecraları, açık hava tv leri vb.) ihale ile 3. şahıslara/şirketlere verirler (Çoğunlukla Kültür A.Ş. üzerinden :) ) bu aracı firmalarla yapılan sözleşmede de “İBB, duyuruları için bu mecralardan bila bedel faydalanır” mealinde hüküm bulunur. Kısaca İBB bu iş de maddi bir kaynak kullanmamıştır. Zaten bir kısım mecra da direk İBB’ye ait mecralardır. Yani olsa olsa bu duyurular için belediye materyal baskılarını da kendi bünyesinde yaparak pek dişe dokunur bir para harcamamıştır. Velev ki birisi çıktı ve burada maddi bir aktarım oldu. Hoş bunları inceleme işini ortaya atan akıl, “Kardeşim, biz kamu kaynaklarını kullanamaz dedik. Kamu kaynaklarını kullanmayı sadece para olarak görmeyin, kendisine fayda sağlamak olarak da görün.” Derse o zaman iş, hesaba gelir. Fiat, fayda muhasebesi yapılırsa görülecektir ki; İBB, ya para harcamamış veya komik bir para harcamıştır veya kendisine kamu kaynağıyla fayda sağlamıştır. Bu gündemden çıkacak sonuç sayın Ekrem İmamoğlu’nun daha da fazla halk tarafından sahiplenilmesini sağlayacaktır. Bir karış suda fırtınalar koparmaya çalışılması Sayın İmamoğlu’nu kazançlı çıkaracaktır. Fiyat, kazanç muhasebesinde sayın İmamoğlu açık ara fark atacaktır. Üç kuruşluk harcama veya fayda karşılığında belki de milyon dolarlık devlet eliyle tanıtımına destek verilmiş olacaktır. Mazlum yaratılmasının politik değeri de cabası. Fasulyenin faydalarına gelirsek eğer, Sayın Soylu akım derken kakım demiş olabilir aslında. Bu tür zorlama tümden gelimlerde bazen iş yanlış noktalara varır ve içinden çıkılamaz. Mesela birisi çıkıp derse ki; “Yahu bu belediye başkanları hem sosyal mecralarda hem de outdoor mecralar ile diğer tüm mecralar da yapılan hizmetleri duyururken yanına koydukları koca koca resimleriyle kendi reklamlarını yapmıyorlar mı? Kamu kaynaklarını kişisel seçim ve tanıtım yatırımı olarak kullanmıyorlar mı? Bu yetmiyor iktidar partisinden olan Belediye Başkanları yaptıkları duyurularda kendi resimleri yanında Sayın Cumhurbaşkanının da resimlerini koymuyorlar mı?", işte o zaman iş iyice içinden çıkılmaz duruma gelir. Diyelim ki; kamu kaynakları az da olsa kullanıldı. Ne olacak ilgilisini görevden mi alacaklar yani? Bu çok zorlama olur, olsa olsa zimmet çıkarırlar. O zaman da tüm belediye başkanlarına benzer tanıtımlardan zimmet çıkarılması gerekir, buyur, bir de bundan yak. Biraz daha ileri gidersek iş Sayın Cumhurbaşkanının her türlü duyurusunda kişisel (kişi resimleri kişiseldir zaten ) resimleriyle katılımı sorgulanmaya kalkılır mı? bilemem buraları derin sular giremeyiz, boğuluruz. Ancak biliyoruz ki Sayın Cumhurbaşkanına vatana ihanet dışında dava açılamaz. Gördünüz mü? “Birisi…. Kuyuya bir taş attı. 50 akıllı çıkaramıyor.” Ne yapacaktı Sayın İmamoğlu yani?, İstanbul'un bağrına sokulacak kanala sessiz mi kalacaktı? Yani bu projeyle "Bırakın kanalın işlevini siz tadını çıkarın mı denilmek isteniyor? Türkiye'yi Sayın Cumhurbaşkanı temsil ediyorsa, İstanbul'u da özelinde Sayın Ekrem İmamoğlu temsil ediyor. Halkın talebini duyurmayacak mı yani? Asli Görevi bu, İSTANBUL. Vallahi sinirlendim. Bir iki bir şeyde haddim olmayarak kanal hakkında söyleyeyim bari. Bu sabah yine FOX TV de sabah İsmail Küçükkaya da Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Murat KURUM vardı, sorulan sorulardan anladığımız kanal için 3.000 sayfalık bir rapor varmış. Bilemiyorum o raporda neler var? ben bulamadım gizli herhalde veya kabiliyetim yok bulmak için. Geçen dönem İBB Meclisinde kenardan gündeme getirilen bir kanalla ilgili konuda söz almış ve "böyle bir konuda İBB Meclisinin görüşleri sorulmalı bu konu bu meclise getirilmeli" demiştim. Tık çıkmadı. Aynı konuşmamda Karadeniz'in dibinin ölü olduğundan bahisle ölü tabakaların üzerinde bazı bölgelerde zehirli H2S tabakasının bulunduğunu söylemiş ve bu kanalla akıntıların değişebileceğini vurgulamış ve H2S bölgelerinin ne şekilde etkileneceği konusunda araştırma var mı? diyerek bilgi talep ettim.Yine Tısssss ses yok. Ben yaptım oldu yöntemiyle, Alaturka bir zorlama ile yapılacak bu tür çevreyi olumsuz etkileyebilecek projeler orta ve uzun vadede tehlikeli hale gelebilir. Uzmanlar ilk 7-10 yılda marmara denizinde bazı bölgelerde temizlik görülse bile sonrasında aşırı bir kirlenmenin olabileceği öngörüsünde bulunuyorlar. Marmarada bazı bölgelerde yüzeye yakın olan H2S tabakalarının dalgalanmalarla yüzeye yaklaşarak havaya karıştığı ve kötü kokuların duyulduğu biliniyor. Bu söz konusu kanalla Karadenizdeki H2S (Çürük yumurta kokulu Hidrojen Sülfür) tabakalarının bu kanalla değişebilecek Marmara-Karadeniz-Marmara...... arası akıntı sistemine ne tepki vereceğini biliyor muyuz? En azından ben bilmiyorum. Bu durumdan sonra birisi sorarsa "Sen kimsin?" diye haklıdır. Dış kapının mandalıyım ben. Dış kapının mandalı olarak son bir soru sorayım bırakayım. Rumeli'ni bölüyorsun hiç mi aklına en azından bu bölgelerdeki halka sormak gelmez ki aslında bölünen İstanbul dur? Yap bir referandum olsun bitsin herkes sussun. Hadi onu yapamadın, cesaretin yoktu fazla demokratik geldi. O zaman yap bir Plesibit be bre, ona da razıyız. ERCAN ERDEM |
|||||||||
|