Türkiye Cumhuriyet(İ) Merkez Bankası - 07/02/2024 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasındaki yeni değişiklik için herkes yazdı bari bende bir şeyler kararlayayım dedim. Öncelikle neden, başlıkta "Türkiye Cumhuriyet(İ) Merkez Bankası" yazdığımı söyleyeyim. Cumhuriyetin ilk yıllarında tartışılan bir konu bu, o yıllardaki yasa koyucular bankanın bağımsızlığını ve bankanın bir Cumhuriyet Kurumu olduğunu vurgulamak için bunu yapmışlar. Yani diğer kamu kurumlarından bağımsızlık farkı olduğunu belirtmek istemişler. (İ) koymamın nedeni, yıllardır Türkiye de en azından "Güçler ayrılığı" prensibi yerine "Güçler birliği" olmasından ve bağımsız kurumlara tahammül olmadığından MB ninde zaten bağımsız değil, direkt Reis'e bağlı olduğunu belirtmek istediğimden. Devletin normal kurumlarından birisi gibi değerlendirilen MB de değişiklikler, tabi ki bir "Emir komuta" düzeni içerisinde gerçekleşiyor.
Görülen ve anlaşılan o ki; Eski MB Başkanı Sayın Hafize Gaye Erkan hanımefendiyi bir şekilde yeni bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile görevden alıp yerine Başkan yardımcılarından Sayın Fatih Karahan getirilmesidir. Bizim bu alaturka düzende bu işler böyle olur. Tek taraflı olan İstifa müessesesini bile özgürce kullanamazsın. Aynı TBMM gibi yani Millet Vekili olarak istifa bile etsen bu istifan TBMM nin onayına tabidir. MB Başkanı da "sıkıysa et mantığı" ile ancak görevden affını isteyebilir, yani beni affedin ben sizin talebinizle gidiyorum, "ama sizin büyüklüğünüzü kabul ediyorum, beni koruyup kollayın, aleyhte bir şeylerde bulunmam, düzeni bozmam söyleminin bir ifadesidir. Bu işler artık böyle işliyor. Özgür iradenle istifa ettim diyip gidemiyorsun, maazallah reisimiz oyar sonra. Kısaca görevden affını talep ediyorsun, cümleler içinde bağlılığını ve müteşekkir olduğunu belirtiyorsun ve seni görevden alıyorlar. Sayın Erkan için çok konuşuldu medya da, ABD de banka batırdı, Merkez bankası tecrübesi yok, Makro ekonomi bilmiyor, gibi gibi şeyler de söylendi. Sonra iş babasına bağlandı ve reisin İran Cumhurbaşkanının karşılama törenine katılmasından rahatsız olduğu bile yazıldı çizildi. Ayrıca görevden alınınca 2 yıl süreyle aylık 250.000.- TL ödeneceği bile söylenerek, "parayı da kaptı" ya getirildi iş. Ancak Erkan hanımefendiyi şöyle bir araştırınca, İstanbul erkek liseli oluşu, Boğaziçili oluşu, Mühendislik formasyonu, ABD eğitimini ve ABD bankacılığı gibi gibi liyakat varlığı görülebiliyor. Eksiklik olur mu, olur. Belki özel hayat olacak ancak, yazmazsam ayıp etmiş olurum, Anne ve Babası, Türkiyedeki bir çok anne baba gibi kızlarının eğitimi için gerekenleri yapmış bir öğretmen aile sanki. Kızlarının eğitimi için her imkanı değerlendirmişler. Sayın Erkan'ın para ihtiyacından çok bir kariyer amaçlı olarak bu görevi kabul etmiş olabileceğini düşünüyorum. Yoksa bir arkadaşımın dediği gibi kendisinin ABD yıllık kazancının milyon dolar seviyesi üzerinde olduğunu tahmin edebiliyorum. Hanımefendinin bir Dolar milyoneri olması doğal. Yani hanımefendi zaten oldukça varlıklı. Siz bakmayın o annesinin evinde kiraların pahalılığından oturduğu söylemine, apartman görevlisi Sadık'a falan. Aslında Sayın Erkan gayet iyi yetiştirilmiş birisi, aile terbiyesi de gayet iyi. Şansızlığı, Sayın Ahmet Hakan gibi "kuzu postuna bürünmüş kurt" bir "tüpçü, yalaka" çalışanının samimi program ayaklarında kendisini tezgaha getirmesidir. Bu program sonrası kurtlar sofrasındaki tecrübesizlikleriyle varsa hayalleri bir başka bahara kaldı. Gelelim yeni başkana, Sayın Karahan da Gaye hanım gibi İstanbul Erkek Liseli 2-3 sene farkla Gaye hanım onun okul ablası olabilir. Aynı yıllarda belki de aynı havayı okul bahçesinde teneffüs etmişlerdir muhtemelen. Sayın Karahan da Boğaziçili, o da mühendis formasyonuna sahip. ABD NewYork Merkez Bankası tecrübesi var. UPENN de ekonomi okumuş. Sonrasında Amazon gibi dünya devi şirkette iyi bir konumda yöneticilik yapmış. Fazlası var eksiği yok yani, daha ne olacak. Hatta basından anladığımıza göre, Pensilvanya da olan UPENN de abilik görevinde de bulunmuş sanki, bu durumda Liyakat ötesi bir liyakatı da var. Bu durumda bizlere düşen, 21 senedir beklediğimiz ülke mucizemizin gerçekleşmesi için beklemektir. Bekleyin a dostlar seçimi bekleyin mucizeyi hep beraber göreceğiz. Hoş Samuel Beckett in oyununda da "GODOT" yu hala bekliyorlar. ERCAN ERDEM |
|||||||||
|