Babalar gibi, Anayasa Mahkemesi kararı... - 05/06/2024 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Anayasa mahkemesi, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin çoğunu iptal etmiş. Breh breh breh... Neyi iptal etmiş? yok şu kararı, yok bu kararın şurasını falan. Bunların hepsi hikaye.
Şöyle düşünelim; Anayasa mahkemesine kim başvurmuş? cevap belli, 2018 yılı temmuzunda CHP li bazı milletvekilleri, "Bu kararnamelerin Anayasaya aykırılığı" iddiasıyla başvurmuşlar ki; bir tanesi de sayın CHP Genel Başkanı Özgür Özel. Başvuru üzerinden 6 yıl geçmiş olmasına, karar aralık 2023 de verilmesine rağmen dün ancak resmi gazetede yayımlandı. Yani karardan yaklaşık 6 ay sonra. Bu karar yayımlanınca ağabeyimden değerlendirme isteyerek, neden bu kadar uzun sürmüştür diye sordum. O da cevabında "Bravo Anayasa Mahkemesine, çok ince eleyip sık dokumuşlar, dikkatle çalışmışlar.!!!!!!" dedi, tabii kinayeli bir şekilde. Nev-i şahsına münhasır Türk hukuku bunu gerekçeli kararın yazılma süresi olarak makul buluyor nedense? Bu konuda önceki yıllarda yazmıştım; demiştim ki; "Yahu kardeşim, önce gerekçeli kararı yaz sonra kararını açıkla." Maalesef bizde her kademe mahkemede çoğunlukla önce karar açıklanır sonra gerekçeli karar gelir. Yani istim arkadan gelir. Muhteremler sanki hangi gerekçeyle karar verdiklerini bilmiyorlar gibi. Bir diğer mana da, biz kararı verelim ona göre gerekçe oluştururuz demiyorlar herhalde. Ancak anayasa mahkemesinin bu gerekçeli kararının resmi gazete de yayımı ve duyulması aynı anda olduğundan sanki ehven-i şer gibi duruyor. Karar, 6 ay önce verilmiş, iyi saklanmış kamu oyundan yani. Bu konularda Anayasa mahkemesi daha hukuka uygun davranıyor, hatta, Anayasa mahkemesi Türkiye de savcının avukat seviyesinde altta oturduğu tek mahkeme. Savcıların hakim seviyesinde oturduğu ükelerden bir tanesi de bizim gibi Fransa, Fransa da bu tartışılıyor ve Fransız adaleti bu durumu savcıların hükümranlığı şeklinde değerlendiriliyor. Halbuki savcı sonuçta devletin avukatı, neden diğer avukat seviyesinde değil? yani Hakimle el ele verip vatandaşa ceza yağdırmıyorlar herhalde. Neyse ağır hukuk sorunlarına girip kafanızı karıştırmayayım. Bunları söyledikten sonra kararı değerlendirmek üzere bazı noktalara değinmek isterim. Ben, Anayasa Mahkemesinin bu kararı ile Türkiye deki geçmiş "Cumhurbaşkanlığı kararnamesi" hukuksuzluğunu en az 1 yıl boyunca korumaya aldığını ve böylece fiiliyatta, durumu yasalaştırdığını düşünüyorum. Bu nasıl oldu anlamak mümkün değil bu iş "Kuvvetler ayrılığı" prensibine mi?, yoksa "Kuvvetler birliği" prensibine göre mi yapıldı? varın siz düşünün. Hükümet ve değerli ortaklarına bakın ne demeye çalıştığımı anlarsınız var mı? aykırı bir ses? Daha önceleri olsa sallarlardı Anayasa Mahkemesine. Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi kanımca "hem nalına, hem mıhına" göre hareket etmiş. Şimdi, Meral hanım da, anlaşmanın hakkını vermeye Saraya çıkıyor, AKP, İyi parti, MHP, vd. ile onlara eklenecek CHP tarafından meclise taşınan oy karşılığı olmayan bazı partili destekçilerle birlikte 1982 Anayasasından kurtulmalıyız ayaklarında istedikleri değişiklikleri yaparlar. ERCAN ERDEM |
|||||||||
|