Cumhurbaşkanı ile HDP arasında Bayram günü, terörle, organik, inorganik ilişki üzerinden, tartışma yaşanırken, canlı bomba olduğu söylenen bir eylemci tarafından yapılan saldırıda, şimdilik 28 kişinin öldüğü, ağır yaralıların da olduğu bilgisi ajanslara düştü.

Çözüm süreci adı ile başlatılan ilişkiler ve gayretler yumağı iyice arap saçına dönmeye başladı. Cumhurbaşkanı, sürecin gayretkeşleri tarafından dönüm noktası olarak ilan edilen, "Dolmabahçe Protokolü"nü tanımadığını ilan etti.

Hükümet, taraflarından biri olarak, silahsızlanma olmadan, protokolün kadük olduğunu ileri sürerek, Cumhurbaşkanı ile aynı paralele girme zorunluluğunu hissetti.

Dolmabahçe'deki mutabakattan sonra, "izleme heyet"i tarafından, sürecin meşru platformlarda tartışılacağını hayal eden HDP, saf bir siyasi pozisyona mahkum edildi. HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ, bugünkü açıklamasında, her nedense, "sırtlarını Türkiye'de kendilerini seçenlere değil de Kobani ve Rojova'ya yasladıklarını" açıkadı.

Bu açıklamadaki replikler Suruç meydanında uçuşurken; Suruç'tan, Kobani'ye geçiş hazırlığı yapan gençler hedef alındı. Bu patlamanın ve sebep olduğu kayıpların, Türkiye'ye nasıl bir maliyeti olacağı, kısa zamanda ortaya çıkacaktır.

Derin komplo analizlerini bir tarafa bırakıp Türkiye'nin şu gerçekle karşı karşıya olduğunu tespit zorunluluğu vardır. Amaç ne kadar halisane olursa olsun, "terör" ile her türlü müzakere, bu coğrafyada, el bombası ile "yakar top" oynamaya benziyor..

Reyhan Balcı