seçimlere günler kala chp ve özellikle Kılıçdaroğlu sabırla, inatla aynı söylemleri tekrar ederek yetki istiyor , yılların biriktirdiği dertlere derman olacağını iddia ediyor..
Eski genel başkanın'ın tbmm başkanlığı hevesine boyun eğmek zorunda kalıp, 7 Haziran seçim sonuçlarının boşa çıkmasının yarattığı hayal kırıklığını aşmaya çalışıyor..Bütün liderlerin işi zor, kendilerini seçenlere ve millete karşı görevlerini yerine getiremediler, oy verenlerin hukukunu savunamadılar, Türkiye'nin Haziran sonrası içine giderek daha hızla yuvarlandığı belirsizliği önleme konusunda gereğini yapamadılar..... Dünyanın, gelişmiş bütün demokrasilerinde rutin bir seçim neticesi olan koalisyon imkanlarını kayıkçı kavgaları ile heder ettiler.. Bu süreçte Kılıçdaroğlu, diğer partilere önyargısız yaklaşıp bir hükümet modelini zorlama konusunda diğerlerinden pozitif anlamda ayrıştı..
Akp, Külliye'nin vesayetine direnemeyip, bağımsız bir politika üretemezken, Mhp, kendine sadece muhalefet rolü biçerek "dava"sını atiye (geleceğe) terketti, Hdp ise, , örgüt, cephe yapılanmaları arasında salınarak konumunu netleştiremedi..Kılıçdaroğlu, istiskal edilme pahasına tek makul alternatif olan,akp ile koalisyon şartlarını sonuna kadar zorladı ve istismara uğradı..Kılıçdaroğlu darmadağın olmuş toplumsal dengelerde, en yüksek ortak paydayı yakalamaya çalışıyor..Araştırmalara göre, %52'lik bir seçmen kitlesi, chp'ne rezerv bir seçenek olarak güveniyor.. Etnik, dini, mezhepsel hiçbir çıpa'ya bağlanmadan ,kurucu devlet partisi ideolojisin de mesafe koyarak yol almaya çalışıyor. ( hala imam hatip okulları ve camilerin kapatılması tahriklerine bakılırsa, yüz yıllık psikolojik ambargonun etkisini sürdürdüğü anlaşılır)..Siyaset sosyolojisinde yeni gerçekçilik sayılabilecek dönüşüm çabalarını, bakalım seçmen nasıl değerlendirecek...


Hatice Özgener