28 Şubat davası ve "Tanık Başbakan" - 22/04/2016 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Özetle 28 şubat'ı sürecinin post modern bir darbe olduğu, bu darbe ile mütedeyyin kesimde ağır mağduriyetler doğduğu ve sonuçta, askeri vesayetin bir uzantısı olarak, demokrasiyi tahrip ettiği iddiaları ile açılan davanın 84. duruşmasında eski Başbakan Mesut Yılmaz tanık olarak dinlendi.
Yaklaşık üç buçuk saat boyunca, Başkan'ın oturarak beyanda bulunabilirsiniz davetine rağmen; ayakta soruları yanıtladı. Sanık avukatları, müşteki ve müdahil vekilleri, sanıklar her konuda sualler tevcih ettiler. Başkan'ın, yorum /kinaye içeren soruları cevaplamayabilirsiniz uyarısna rağmen, bütün sorular cevaplandı. Başkan ve heyet, adil yargılamanın eksiksiz bir örneğini vererek, tarafların bütün taleplerini yerine getirdi. Ergenekon süreçlerinin, hukuksuz yargı külliyatına karşılık, "adil yargılanma" ilkesi gözletildi. Mesut Yılmaz, Başbakan olduğu süreçlerde, TSK ile her konuda mutabakat içinde olmadığını, ancak, iddia edildiği gibi, darbe iradesini çağrıştıran bir tutuma tanık ollmadığını beyan etti. Yönetim anlayışı olarak, Milletin değerleri ile TSK'nın "devletin kuruluş ilkeleri" ile ilgili hassasiyetleri, arasında bir dengenin gerçekleşmesi hedefinin gözetildiğinii ifade etti. Üniversite öğrencilerinin "klık kıyafet" nedeniyle, mağdur olmamalarına yönelik, çözüm arayışlarına dikkat çekti. Başbakan olarak göreve başladıktan hemen sonra "Batı Çalışma Gurubu"nun, lağvedildiği bilgisini verdi. Dönem ile ilgili önemli "süreç analizleri" yaptı. TSK mensuplarının, tutuklu kaldığı sürelerde yaşanan mağduriyetlere dikkat çekti. Ülkeye önemli hizmetler yapmış askerlerin, sanık olduğu bir davada, tanık olarak bulunmaktan hicap duyduğunu açıkladı. Son derece sıkıntılı, tarafların, siyasi ve sosyolojik sonuçları bakımından "haksız bedeller" ödediği bir zaman diliminde, demokrasinin gerekleri, milletin değerleri, TSK'nın hassasiyetleri (Devlet'in kurumsal hassasiyeti) arasında, yol almaya çalışan siyasetin dehlizlerine, zamanın yargısı altında, adaletin yargısı önünde, aydınlatıcı bir ışık tutuldu... Serdar Hakbilir |
|||||||||
|