KARA CUMA'dan TAÇLANDIRMAYA - 05/08/2016 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Bugün de bir Cuma ve kalkışmanın bastırılmasının ardından 22. Gün. Önümüzdeki Pazar günü, bazılarının deyimiyle bu kalkışmanın bastırılması ve meydanlardaki nöbetler büyük bir mitingle İstanbul da taçlandırılmış olacak.
Organizasyonu kim yapıyor tam anlaşılamamakla beraber, bir davet olduğuna göre bu mitingin ev sahibi galiba belli ancak düzenleyicisi Belediyeler ve her şey bedava, sebilden dağıtım. Sayın Cumhurbaşkanı liderleri davet ettiğine göre ev sahibi kendisi. Bu davete Sayın Bahçeli icap edeceğini söylemişti ancak Sayın Kemal Kılıçdaroğlu bir üst düzey ekibin katılacağını belirtmesine ve kendisinin katılmaması gerekçelerinin başında ‘’samimiyetsiz yaklaşımları’’ göstermesine rağmen, davetin yinelenmesi ve baskı karşısında ne karar vereceği önümüzdeki saatlerde herhalde belli olacak, yetkili kurullar hala toplantı halindeler. "Katılmalı mı katılmamalı mı?" sorusuna verilecek cevaptan önce, bana göre "nasıl katılmalı veya nasıl katılmamalı?" sorularına cevap verilmesi ve sonrasında; katılıp katılmamaya karar verilmesi daha uygun olacaktır. Verilecek karara göre değerlendirmelerde bulunmak daha doğru olacak herhalde, ancak her iki halde de uygulama iyi yapılırsa CHP ve Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun duruşu bir farklı olacaktır. Katılalım ama nasıl? Katılmayalım ama nasıl? ............................. Karar çıktı, Sayın Selin Sayek Böke açıkladı. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Pazar günü katılacak. Hayırlısı olsun, karar çıkmadan önce yukarıda yazdıklarımı değiştirmiyorum, bu durumda sadece katılma kararının nasıl gerçekleştirileceği önem kazanıyor. Nasıl katılınacağı çok ince, çok gizli ve bir o kadar da ders verici şekilde organize edilmeli mi bilemiyorum. Değişik bir üslup ortaya konmalı ve farklılık yaratılmalıdır. Ama nasıl? Bu ayarlamalar için 1,5 gün var. Liderler sahnede yan yana dururlar ve resim mi verirler? Konuşma yaparlar mı? Sayın Kemal Kılıçdaroğlu konuşursa nasıl konuşur? Sayın Kılıçdaroğlu'nun Meclis çatısı altındaki son konuşması muhteşemdi Yenikapı da o konuşmayı sadeleştirerek özetler mi? bilemiyorum. Nasıl olacağını hep beraber göreceğiz. Nezaket ve zerafet çerçevesinde CHP ve Sayın Kemal Kılıçdaroğlu dik duruşu koruyacak ve söylenmesi gerekenleri yeni üslubunca söyleyecektir, eminim. Bu konuyu şimdilik burada bırakırsak, gelin, bugüne kadar geçen sürenin kronolojisine farklı bir pencereden bakarak bugünkü vaziyete ışık tutmaya çalışalım. Tabii ne olduğunu anlayabilirsek, 1-Kalkışma 2-Bastırılma/Bastırma 3-Şehitler ve Cenaze törenleri 4-Ölen hainler ve Hainler mezarlığı kuruluşu ve kaldırılışı 5-Meydan Nöbetleri 6-Görevden almalar, atamalar 7-Kaldırılan izinler 8-Sayın Genelkurmay başkanı ve diğer kuvvet komutanları ile MİT Başkanının birer abide gibi ayakta dik duruşları!!!! 9-OHAL ilanı 10-Kışla önünde Belediye araçları 11-KHK ler 12-Ekonomi 13-Her türlü Kesime devlet ricalince verilen ayar 14-Yurt dışına verilen ayar 15 Fetullah’ı istemek 16-Fetullah’ı istiyor gibi görünmek suretiyle aslında istememek 17-Tutuklamalar 18-Televizyonlarda tartışmalar, katılanların çeşitlenmesi 19-Kıvırma ve kıvırtmalar 20-Belediyelerin 7 Ağustos Yenikapı mitingi dahil nöbetler vb. tüm harcamalar 21-Kurunun yanında yaşların yanması 22-Kendisinin kandırılabilmesini meşru görürken özellikle gençlerin kandırılmış olabileceklerini kabul etmemek 23-TV lerde Pensilvanya’dakine daha önce methiye düzenlerin özür bile dilemeksizin (Sayın Cumhurbaşkanı hariç) dönerek boy göstermeleri 24-............ 25-..................... 26-........................... VEEEEEE 100-Taçlandırma Siz yukarıya normal, anormal her şeyi ekleyebilirsiniz. Sonra, geldiğimiz noktaya bakın , Kalkışma, Bastırılma/Bastırma ve Taçlandırma üçgeninde kandırılmayı, özrü, rabbimizden af talebini, 17-25 Aralık’ı, demokrasinin amaç değil araç olmasını, burundan kıl aldırmamayı, ama ve lakin’i, zeytinyağı gibi üste çıkmayı ve ben yaparım olur mantığını, son günlerde konsensüs aramadan yapılan veya yapılacak uygulamaları, koalisyon oluşturmamayı, gelecekte FETÖ yerine karşımıza çıkabilecek ...TÖ leri, yani geleceğimizi hayal edin. Adıyaman Menzilde de olsanız İstanbul’un göbeğinde de olsanız uyku gelir bedene, ama az ama fazla, hadi hepimize yeniden iyi uykular veya uyanık kalarak iyi nöbetler tercih bizim. Unutmayalım ''SÜ UYUR, DÜŞMAN UYUMAZ''. Ercan Erdem |
|||||||||
|