"Çevreci kardeşlerime sesleniyorum..."
Başbakan Erdoğan, Maçka'daki Swiss Oteli'nde yapılan Avrupa Birliği Bakanlığı "Küresel Sorunlar Karşısında Türkiye ve Avrupa Birliği İçin Ortak Gelecek" konferansında konuşuyor.
ERHAN YILMAZ
Konuşmasında Taksim Gezi Parkı eylemleriyle başlayan olaylara değinen Erdoğan, “Son günlerde Taksim Gezi Parkı düzenlemesi bahanesiyle yaşanan olaylar hiç kimseyi yanlış düşüncelere, tereddütlere sürüklemesin. Çünkü burada korkunç bir dezenformasyon var. Sosyal medyanın korkunç yalan kampanyaları var. Bunların tespitleri elimizde. Bizim demokratik talepler konusunda hiçbir sıkıntımız, çekincemiz yok. Her şeyden önce muhatabınızı bileceksiniz. Burada böyle bir muhatap da söz konusu değil” dedi.
Taksim Gezi Parkı'yla alakalı animasyonun 2011 seçimlerinin öncesinde İstanbul projelerini açıklarken yapıldığını anlatan Erdoğan, “O günden bugüne kimsenin sesi çıkmadı. Çünkü çevrecilik dendiği zaman çevre hassasiyeti olan kardeşlerime sesleniyorum eğer çevrecilikte ortaklık yapacaksanız gelin bu başbakanınızla yapın. Çünkü ben çevreyi tarihiyle, kültürüyle, yeşiliyle birlikte tanıdım. Ben belediye başkanlığı yapmış bir insanım, çevreciliğin ne olduğunu bilirim. İstanbul yeşil fakiriyken İtalya ve Almanya'dan 10 yaş grubu ağaçlar ithal etmek suretiyle E-5 ve TEM'in üzerindeki o ağaçlandırmaları ben yaptım. Çünkü İstanbul'a çöl olmak yakışmazdı. Şimdi o ağaçların gölgeleri bu noktaya geldi. Niye bunları konuşmuyorlar? Taksim Gezi Parkı'na daha önce şartın vardı. Şartın yapılırken oradaki yeşil alanlar söküldü. Acaba niye onu engellemediler?” diye konuştu.
Konuşmasında orman arazilerine yapılan üniversitelere de değinen Erdoğan, şunları söyledi;
“Koç Üniversitesi orman alana yapılmıştır. Adeta ben bir başbakan olarak onlarla savaş verdim. On binlerce 10-15 yaş üstü ağaçlar Kilyos Zekeriyaköy'de sökülmüştür. Dönemin cumhurbaşkanı açılışını yaparken ben cezaevindeydim o zaman şunu söyledi ‘buranın yapılmasına mani olanlar nerede?' Cezaevindeydim, çıktım yargı meselesine aynen devam ettim. Başbakanlık dönemime rastladı. Yargı orayla ilgili Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin haklılığını teyit etti. Şu anda oranın bu noktada yıkılma durumu da var. Ama biz Orman Bakanlığımıza hayır dedik. Şu anda uygun olan kirayı ödesinler ve devletin kiracısı olarak kalsınlar dedik. Aynı şey Sabancı Üniversitesi için de geçerli. Orası da orman alanı. Bazı gerçekleri bilelim de ona göre değerlendirmeleri yaparız. Bu ülkede bu güne kadar belli bir kaymak takım istediği gibi, istediği yeri değerlendirmeye, istediği şekilde konuşlanmaya alışmıştır. Bizim iktidarımız bunları ortadan kaldırdı.”
Erdoğan, çözüm sürecini ana muhalefet ve muhalefet partisinin engelleme çabaları olduğunu belirterek, “Gezi Parkı'nda olanların bir kısmı da çözüm sürecini de bu işin içine katmanın gayreti içine giriyorlar. Hangi kaynaklardan acaba bilgilendiler? Bir taraftan çözüm süreciyle ilgili desteğinizi veriyorsunuz teşekkür ediyorum ama diğer taraftan da çözüm sürecini istemeyenlerin bu işte bu olayların içinde yer aldığını da bilmenizi isterim” şeklinde konuştu.
Çevreci olmanın halkın hizmetinde olan araç gereçleri yakıp yıkmak, kamu mallarına zarar vermek, ağaçları ve saksıları yakıp yıkmak olmadığını belirten Erdoğan, “Çevreci olmak insanları öldürmek değildir. Bize ders vermeye gayret edenler acaba Amerika'daki Wall Street olaylarını nereye koyacaklar. Orada biber gazı olayıydı, 17 kişinin ölümüydü. İngiltere'de buna benzer olaylar yaşandı,
Fransa'da, Almanya'da yaşandı, Yunanistan'da çok daha büyükleri yaşandı. Bunlar üstelik AB'nin üyesi ülkeler. Acaba bütün bu olanlara karşı tepki ne oldu? Ben bu soruya cevap bulmak istiyorum. Bizim karşı olduğumuz şiddettir, terördü, vandallıktır, kendi özgürlüğü adına başkalarının özgürlüğünü tehdit eden anlayıştır. Yoksa demokrasi talebiyle karşıma çıkacak olanlara canım kurban. Neymiş yapamadıklarımız bize anlatsınlar başımız gözümüz üstüne. Bizim bu noktada bir sıkıntımız yok. Ama tarih, kültür yeşil iç içe. Diyorlar ki ‘biz referanduma da karşıyız.' Karşı olma o zaman. Çünkü yapılmak istenen orada olan bir takım tarihi, kültürel varlığımızı korumak. Şu anda depreme dayanıklılığı olmayan Atatürk Kültür Merkezi var. Yıllar öncesinde ‘bu bize tehlike yaratabilir' dedik. Buranın maalesef kullanışlı olmadığını burada çalışan sanatçıların büyük kısmından biliyoruz. Hemen vandalizmin mensupları çıkıyorlar ‘yıktırmayız' diyorlar. Kursa bakmayın da böyle bir şeyin kararını vereceksek bunu seçim öncesinde vermişiz ve halkımın tahir ekseriyeti buna onay vermiş. Daha güzel bir Taksim istiyoruz biz” dedi.
Gezi Parkı'na AVM yapılacağı iddialarına değinen Erdoğan, “Bir ara taktılar AVM diye. Zaten metresiyle orada böyle bir şeyin olması mümkün değildir. Bunlar orada bizim yani söylediğimiz bir ifadeydi, ‘bu olabilir' diye. Şu anda Cumhuriyet Caddesi tarafında alışveriş yapılan yerler var. Bizim bu düşüncelerimizin içinde buranın yeşiliyle bir müzesi olabileceği düşüncesiydi. Hilton ihtiyaca cevap vermediği gibi arkasındaki yeşili ne yazık ki Hilton'a ilave etmek istediler. Oradaki yeşili biz koruduk. Samimi olarak demokratik taleplerini ifade etme gayreti içinde olan vatandaşlarımızdan ziyade bu durumu istismar ederek daha başka siyasi tertipler peşinde olanların ön planda olduğunu görüyoruz” dedi.
Gezi Parkı olaylarıyla ilgili olarak yabancı basını da eleştiren Erdoğan, “Yabancı medyadan Türkiye'de yaşananları ideolojik bir yaklaşımla ele almamalarını ve sipariş üzere de ilanlar yayınlamamalarını kendilerine hatırlatırım. Gazetelere uluslar arası medyaya parayı basmak suretiyle ilan verenler, oralarda Türkiye'nin güçlenmesini, bu hale gelmesini hazmedemeyenlerin çıkartmış oldukları ilanların kaynaklarını da biliyoruz.
Bu Türkiye'nin güçlenmesinden, güç devşirmesinden rahatsız olanların attığı bir adımdır. Bu, Türkiye'de faiz lobisinin iktidarımıza yönelik attığı adımdır. Faiz lobisi fazla heveslenmesin hedeflerine ulaşamayacaklar. Bu halkın dediği olacak” şeklinde konuştu.