Türkiye yerli lazer silahı üretecek
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, 'yerli lazer silahı üretilmesine' ilişkin olarak, "Kriptolu cihazlardan tutun da mayın tarama cihazlarına varana kadar bu projelerin bir kısmı savunma ve askeri amaçlı projelerdir. Lazer silahı da bu nitelikte bir projedir. Türkiye de bu tür silahlara kendi imkanlarıyla sahip olabilecek bir ülkedir. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde bu tür projeler hayata geçirilmiş olacak" dedi.
DERYA YETİM - ENİSE YAPAR
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Rixos Otel'de düzenlenen 'KOSGEB-DMO İşbirliği Protokolü' imza töreni sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin 'Türkiye'nin yerli lazer silahı üretmesine' ilişkin sorusuna Ergün, "Türkiye son yıllarda özellikle Ar-Ge çalışmalarına ciddi manada önem veren ülkelerden birisi. Dünyanın yükselen bilim ülkeleri sıralamasında önemli bir yeri var. Bu araştırma ve geliştirme faaliyetlerini önemli alanlarından birisi de 'savunma ihtiyaçları' alanıdır. Bu alanda Genelkurmay Başkanlığımızın, Milli Savunma Bakanlığımızın ve savunma şirketlerimizin, Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nın zaman zaman bu ihtiyaçlara yönelik talepleri olmaktadır ve bunlar da TÜBİTAK enstitülerinde araştırma konusu yapılmaktadır ve ürüne dönüştürülmektedir. Bunun gibi birtakım çalışmaları daha önce paylaşmıştık" cevabını verdi.
Kriptolu cihazlardan tutun da mayın tarama cihazlarına varana kadar bu projelerin bir kısmının savunma ve askeri amaçlı projeler olduğunu belirten Ergün, "Lazer silahı da bu nitelikte bir projedir. İnsansız hava araçlarının, güdümlü füzelerin imhasında kullanılmak üzere önemli bir savunma silahı olarak geliştirilmektedir. Bunu geliştiren ülkeler var, ABD başta olmak üzere. Türkiye'de bu tür silahlara kendi imkanlarıyla sahip olabilecek ülkelerden bir tanesidir. Dolayısıyla bu çerçevede yürütülen bir projedir. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde bu tür projeler hayata geçirilmiş olacaktır" şeklinde konuştu.
Bu projenin şu anda bir Ar-Ge projesi olduğuna dikkati çeken Ergün, bunun bir seri imalat projesi olmadığını söyledi. Alınan sonuçlara göre ve Silahlı Kuvvetler'in ihtiyaçlarına göre üretim planlamasının yapılacağını söyleyen Bakan Ergün, bunun Ar-Ge'den sonuç alma çalışması olduğunu ifade etti.
Bir soru üzerine Şimşek, "Ben bir endişe taşımıyorum. Avrupa Birliği (AB) süreci Türkiye'nin değişim ve dönüşümünde çok önemli rol oynamıştır. AB süreci önemlidir, ancak piyasalar açısından baktığınız zaman faslın açılıp açılmaması önemli bir gösterge olmamıştır. Son 3 yılda hiçbir fasıl açılmamasına rağmen Türkiye ekonomisi krizden çok güçlü bir şekilde çıkmış ve yoluna devam etmiştir. Piyasalar bunu takdir etmiş, hatta 'yatırım yapılabilir' kategorisinde not verilmiştir. Dolayısıyla birebir bir faslın açılıp açılmamasıyla Türkiye ekonomisinin performansı arasında bir ilişki kurmak anlamlı değil. Ancak, uzun vadede Türkiye'nin hem demokratik standartlarının iyileştirilmesinde hem de kurumsal altyapının iyileştirilmesinde AB önemlidir. Bu süreci önemsiyoruz, Türkiye'siz bir Avrupa uzun vadede hem uluslararası arenada hem de dünya ekonomisinde zemin kaybedecektir" dedi.
GEZİ PARKI OLAYLARININ YABANCI YATIRIMCIYA ETKİSİ
Bir gazetecinin, 'Gezi Parkı olayları neticesinde yabancı yatırımcıların Türkiye'de yatırım yapmalarına yönelik bir dezenformasyon var. Bu açıdan alınan önlemler var mı?' sorusu üzerine Şimşek, "Biz yatırımcılarla telekonferanslar yaptık. Şahsen, yaptığım bir iki telekonferansta yaklaşık 500 yatırımcıya hitap etme fırsatı buldum. Onlarla o anlamda diyaloğumuz güçlü, Türkiye'ye gruplar halinde gelenler ve gidenler oldu. Onlara da durumu bütün gerçekliğiyle anlatma imkanımız oldu. Bir dezenformasyon süreci yaşandı ama bunun tabii ki Türkiye itibarına, yatırım algısına ve krebilitisine olumsuz etkisi olduğu açık ama şu anda gerçekler ortada. O gün orada yaratılan algıların Türkiye gerçeğini yansıtmadığı ortada. Bugün artık yatırımcılar yavaş yavaş Türkiye'ye geliyor" diye konuştu.
MERKEZ BANKASI'NIN FONLAMADA YENİ STRATEJİ ORTAYA KOYMASI
Bakan Şimşek, 'Merkez Bankası'nın fonlama açısından yeni bir strateji ortaya koymasına' ilişkin, "Türkiye'nin cari açık sorunu var, onun dışında makro-ekonomik temelleri çok sağlam. Cari açık sorununu bugüne kadar iyi yönettik. İlk 5 ayda bütçede bir fazla söz konusu. Özelleştirmede hedefin çok ötesindeyiz, yani mali dengelerimiz sağlam. Önümüzdeki dönemde, ekonomi canlı bir organizmadır, biz de zaman zaman değişen şartlara göre yeni değerlendirmeler yapma durumunda kalabiliriz. 2013 yılına ilişkin ilave bir adım, farklı bir politika gündemde değil. Merkez Bankası'nın politikası üzerinde yorum yapmam doğru olmaz. Merkez Bankası'nın günübirlik geliştirdiği politikalar var ama orta ve uzun vadede geliştirdiği var. Temel eksen burada fiyat istikrarıdır" şeklinde konuştu.