İftar nasıl açılmalı?
Diyetisyenler, Ramazan ayında sağlıklı beslenme konusunda uyarılarda bulundu. İftarda orucun çorba ve salata ile açılmasını tavsiye eden uzmanlar, mideye birden bire yüklenilmemesi gerektiğini ifade etti.
YUSUF SERKAN YILMAZ
BURSA
Medical Park Bursa Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Nilgün İstek, Ramazan ayında sağlıklı beslenme davranışının dışına mümkün olduğunca çıkılmaması gerektiğini söyledi. İstek, bu süreçte beslenme ve aktivite anlamında bilinçsiz hareket edilmesinin kilo almaya, sindirimle ilgili şikayetlerin oluşmasına ve daha birçok sağlık problemine yol açabileceğini kaydetti. Beslenme açısından en önemli sakıncanın kişilerin beslenme şekillerindeki ani değişimler olduğuna işaret eden İstek, “Bu değişim gerek öğün saati, gerek öğünlerde tercih edilen besin çeşidi-tipi, gerekse besinlerin miktarı konusunda karşımıza çıkar. Günde 3 kez olan öğün sıklığı, bu dönemde 1 veya 2 öğünle sınırlı kalır, ayrıca öğünlerde tüketilen besin miktarları da normal alışkanlığın 2-3 katına fırlar. Oysa ki, yeterli ve dengeli beslenmenin Ramazan ayında da devam etmesi sağlanmalı, ani ve büyük değişikliklerden mutlaka kaçınmalı” dedi.
“İFTARDA ÇORBA İÇEREK MİDEYİ RAHATLATIN”
İstek, Ramazan ayında öğün sayısının azaltılmaması gerektiğini ifade ederek, “Unutmamak gerekir ki, ani olarak fazla yemek yemek tansiyon yükselmesine, kan şekeri dengesizliklerine, sindirim sistemi şikayetlerinin oluşmasına veya artmasına neden olabilir. Bunun için 1 kase çorba ve salata ile oruç açılıp mide biraz dinlendirilmeli, birden bire mideye fazla yük getirilmemeli. Yarım saat kadar sonra sebze veya et yemeği, yoğurt veya cacık ile salataya yer verilmeli. Yemek porsiyonlarının fazla olmamasına dikkat edilmeli” şeklinde konuştu.
“İFTARDAN 1 SAAT SONRA ÇAY İÇİN”
Proteinli besinler olan peynir ve yumurtaya, ayrıca sebze, meyve, zeytin ve fındık, badem, ceviz gibi lifli besinlerin de tüketilmesi gerektiğini kaydeden İstek, şöyle devam etti:
“Yemeklerdeki demirden yararlanabilmek için yemekle birlikte çay, kahve ve asitli içecek tüketilmemeli. İçilecekse dahi, yemeklerden 45 dakika-1 saat kadar sonra içilmeli. Yemekten sonra tatlı ihtiyacını gidermek için şerbetli, kremalı, hamur tatlıları yerine sütlü tatlılar veya meyve tatlıları, kompostolar tercih edilmeli. Lifli besinlerin yeterli tüketimi sağlanmalı. Bunun için tam tahıllı, kepekli, çavdar ekmeği tercih edilmeli, sebze ve meyve tüketimine önem verilmeli, kuru baklagillerden ve bulgurdan yararlanılmalı.”
“YİYECEKLERİ PİŞİRİRKEN KIZARTMAYIN”
Protein içeriği yüksek olan besinlerin mideden boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktirdiğini ifade eden İstek, süt, yoğurt, peynir, yumurta gibi besinlere özellikle sahurda yer verilmesi gerektiğini kaydetti. Yemeklerin iyi çiğnenip yavaş yenilmesi gerektiğini belirten İstek, “Yemeklerde kullanılan yağ bitkisel sıvı yağ olmalı. Pişirme esnasında kullanılacak yağ miktarı az olmalı ve yağın yanmamasına dikkat edilmeli. Susama hissini daha da artıracağından, yemeklerde kullanılacak tuz miktarı aşırı olmamalı, salamuralar çok tercih edilmemeli, özellikle acı tattaki baharatları kullanmamaya özen gösterilmeli. Yemeklerin pişirilme yöntemi de önemli. Yiyeceklere özellikle kızartma yöntemi uygulanmamalı. Bu yöntem, hem yiyeceğin enerji değerini artırarak kilo alımına, hem de sindirim sistemi sorunlarına yol açabilir” açıklamalarında bulundu.
“HAREKETSİZ KALMAYIN”
Oruç tutulurken vücudun gün boyu susuz kalacağı için iftar ve sahur vakitleri arasındaki sürenin iyi değerlendirilmesinin önemine değinen İstek, şöyle devam etti:
“Yatmadan hemen önce yemek yenilmemeli çünkü bu durum sindirim sistemi şikayetlerinin oluşmasına veya artmasına yol açabilir. Unutmayalım ki oruç tutulduğunda vücudun gereksinmeleri artmaz, yani yememiz gerekenden daha fazlasını yememize gerek yok. Aksine, gün boyu herhangi bir şey yenilmediğinden, hareket düzeyi azaldığından metabolizma yavaşlar. Bu nedenle besin çeşidi ve miktarı konusunda doğru tercihler yapılmalı, hareketsiz kalmamaya özen gösterilmelidir.”
İstek, hasta olanların oruç tutmadan önce mutlaka hekimlerine ve hekimlerinin yönlendirmeleriyle diyetisyenlerine gitmeleri gerektiğini de sözlerine ekledi.