Fenerbahçe'den Ünal Aysal'a sert cevap
Deniz Tolga Aytöre, Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Ünal Aysal ve CEO Lütfi Arıboğan'ın basında yer alan ifadelerine ilişkin sert açıklama yaptı.
Fenerbahçe Spor Kulübünün Hukuktan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Deniz Tolga Aytöre, Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Ünal Aysal ve CEO Lütfi Arıboğan'ın basında yer alan ifadelerine ilişkin sert açıklama yaptı. FB TV'nin sorularını yanıtlayan Aytöre, "Ünal Aysal'daki bu paniği, Fenerbahçe fobisini anlamak mümkün değil" ifadelerini kullandı. "GS Başkanı Ünal Aysal bir açıklama yaptı ve Fenerbahçe'nin UEFA Tahkim Kurulu'ndaki savunmasında, Galatasaray'dan Lütfi Arıboğan ve İlhan Helvacı'yı hedef alarak savunma yapacağını öğrendiklerini belirtti. Bu konuda ne söylemek istersiniz?" sorusunu Aytöre, "İnanın üzülerek ve ibretle takip ediyorum. Her şeyden önce Fenerbahçe ne zaman bir yargılama sürecine girse, ne zaman Fenerbahçe böyle bir süreç yaşasa, maalesef hep aynı camialar ve aynı kişiler kendilerini medyanın önünde buluyorlar. Bu paniği, bu Fenerbahçe fobisini anlamak mümkün değil. Niçin yargılama sürecine saygı gösterilmemekte bu kadar ısrar ediliyor? Fenerbahçe ile ilgili niçin böyle bir tavır alınıyor? Öncelikle bunu anlamıyorum.Üzülüyorum çünkü bir yandan da çok değerli bir camianın başkanı gerçek bilgilerle donatılmadan, doğruları araştırmadan bu tür açıklamalarda bulunuyor.Şimdi aslında bunun karşısında söyleyecek çok fazla bir şey yok. Ben duruşmayı müteakiben savunmayı kamuoyuyla paylaşacağım. Hatta kendilerine de yollayacağım.O zaman bizim de şöyle bir cevap talep etme hakkımız doğmuş oluyor; eğer bu savunmanın herhangi bir yerinde, Galatasaray kelimesi geçmediği taktirde, o zaman bunu söyleyenler çıkıp , "Biz Fenerbahçe'ye iftira attık ya da biz 3 Temmuz'un vazgeçilmez parçalarıyız "diye beyanda bulunacaklar mı? Bakın çok açık söylüyorum. Ben savunmayı kamuoyuyla paylaşacağım ve bunun karşılığında bu tür beyanlarda bulunanlardan gerekli cevabı ivedilikle bekleyeceğim. Kaldı ki, eğer bizim UEFA savunmamızda kullanmamız gereken ve bizim bilmediğimiz Galatasaray'a dair bir takım hususlar varsa, bunları da bize iletirlerse, seve seve kullanırız. Hal böyle değilse, burada bahsedilecek tek husus vardır, bu da; Narkolepsi'dir" şeklinde cevapladı.
Açıklama yapan Lütfi Arıboğan'ın kendisinin federasyonda görev yaptığı dönemde, UEFA ve Cornu'ya hiçbir şekilde kişisel görüşlerini beyan etmediğini dile getirmesinin hatırlatılması üzerine Aytöre, "Bakın bu konuya fazla değinmek istemiyorum. Lütfi Arıboğan da saygıdeğer bir camianın önemli bir parçasıdır ve bu konuda böyle bir beyanda bulunuyorsa bu doğrudur. Ama okuduğum kadarıyla sanki TFF yetkilisi olarak da böyle bir beyanda bulunmadığını ya da herhangi bir görüşmede, yazışmada bulunmadığını ben medyadan takip ettim.Belki bu da doğrudur.Lütfi Arıboğan'a itibar etmemek gibi bir lüksümüz yok. Ancak bırakın Cornu'yu, şu anda yargılandığımız disiplin kurulu kararına konu disiplin müfettişi Palacios'un bir raporu var. Bir rapor tanzim etti. Bu raporun 5/66. sayfasında 16 Ağustos 2011 tarihli bir mektuptan bahsediliyor. Ekte mektup yollanmış ve mektubun da ekleri olduğu söyleniyor.Bunu söyleyen biz değiliz, bizim savunmamızda bu geçmiyor, müfettişin raporunda bu geçiyor. En azından Sayın Arıboğan bu mektubu kimin yazdığını , TFF adına bu mektubu kimin imzaladığını ya da bu mektubun içeriğinde neler olduğunu kamuoyuna açıklarsa bu bile yeterlidir. Örneğin ben şöyle bir açıklamayı yapayım, bu mektubun ekinde 1.Etik Kurulu Raporu vardır. Bu mektubun içeriğinde ise Fenerbahçe'nin savunması alınmadan hiçbir öngörüde ve tasarrufta bulunulmayacağı taahhüt edilmiştir.Oysa ki, 1.Etik Kurulu Raporu Fenerbahçe'nin savunması alınmadan yapılmıştır.Bunları kamuoyuna anlatmak lazım. Kişilerin inandırıcılıklarına hiçbir lafım yok, buna haddim de yok, ama gerçekleri olduğu gibi vermek bence biz yöneticilerin yapacağı en doğru iştir" ifadelerini kullandı.
Aytöre, "Fenerbahçe savunma yapmak için UEFA Tahkim Kurulu'na gitmek üzereyken, Galasaray başkanı ve bir yöneticisinin bu açıklamaları yapmasını neye bağlıyorsunuz?" üzerine ise, "Başta da söyledim, aslında bunu hiçbir şeye bağlamıyorum , bağlamak istemiyorum ve kamuoyunun da bağlamasına katkı sağlamak istemiyorum. Nedense yaklaşık 3 yıldır bütün tesadüfler bizi buluyor. Olmaması gereken her şey oluyor. Bir yargı süreci geçiriyorsunuz herkes konuşuyor, bakın herkes… Taraf olan, olmayan ve ortada kesinleşmiş bir yargı kararı yok.Ama herkes hakim, herkes savcı , herkes Yargıtay üyesi… Ama asıl anlayamadığım, bu tür beyanlara karşı hiçbir hukuki yolun tüketilmemesi . Önceden kararların bilindiği açıklanıyor, gaipten haberler veriliyor.Bir yargılama yapılırken bizim savunmalarımız üzerine değerlendirmeler yapılıyor. Fenerbahçe yargılanırken bu yargılamaya ilişkin tanıkların, delillerin etkilenmesi adına bir sürü beyanda bulunuluyor ve bunlara karşı Fenerbahçe maalesef hep korumasız kılınıyor. Hangi korumadan bahsediyorum , hukukun korumasından bahsediyorum. Bu kadar olmaması gereken şeyin olmasına da kısaca "tesadüf" deyip geçmek , bizim yöneticilik ve hukuk anlayışımızla örtüşmüyor.Bu yüzden çok fazla söylenecek bir şey yok.Kamuoyu bu konudaki seçiciliğini çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Fenerbahçe taraftarı neyin ne olduğunu çok iyi biliyor.Biz malumun ilamından vazgeçmiş durumdayız.Biz işimize bakıyoruz" dedi.