Türkiye domates üretiminde dünya dürdüncüsü
Türkiye, 2011 yılında 11 milyon tonu aşan domates üretimiyle Çin, Hindistan ve ABD'nin ardından dünyada dördüncü sırada.
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) dünyada 4 milyon 734 bin 356 hektar alanda 159 milyon 23 bin 383 ton domates üretildiğini, bu üretimin 48,6 milyon tonunun Çin, 16,8 milyon tonunun Hindistan, 12,6 milyon tonunun ABD, 11 milyon tonunun Türkiye, 8,1 milyon tonunun Mısır, 6,8 milyon tonunun İran, 6 milyon tonunun İtalya, 4,4 milyon tonunun Brezilya, 3,8 milyon tonunun İspanya, 2,6 milyon tonunun Özbekistan tarafından gerçekleştirildiğini belirttiğini bildirdi. Domates üretim alanında Çin'in 985 bin 903 hektarla birinci sırayı aldığı, Hindistan'ın 865 bin hektar alanla bu ülkeyi izlediği bilgisini veren Bayraktar, şunları kaydetti: "Türkiye, domates üretim alanında 269 bin 584 hektar alanla üçüncü durumda. Nijerya 264 bin 430 hektar alanla dördüncü, Mısır 212 bin 446 hektar alanla beşinci, İran 183 bin 931 hektar alanla altıncı, Kamerun 150 bin hektarla yedinci, ABD 148 bin 730 hektarla sekizinci, Rusya 117 bin hektarla dokuzuncu, İtalya 103 bin 858 hektarla onuncu sırada. Dikkat çekici olan, verimdeki farklılıktır. ABD, Türkiye'nin domates üretim alanının yüzde 55'i kadar bir alanda domates tarımı yaparak, Türkiye'den fazla domates üretmektedir." Bayraktar, Domates üretim alanında Çin ve Hindistan'ın ardından gelen Türkiye'nin ABD'deki verim seviyesine ulaşması halinde üretimini ikiye katlayabileceğini bildirdi. Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Dünyada ortalama domates verimi hektar başına 33,6 tonken, Türkiye'de 40,8 tonu bulmaktadır. Ülkemizde domates tarımında dünya ortalamasının üzerinde bir verim alınmasına rağmen Türkiye verim sıralamasında ülkeler arasında 48'inci sıradadır. Öyle ki hektar başına verim dünyada ilk sırada yer alan Hollanda'da 478,8 tonu, Belçika'da 460,8, Norveç'te 423,8, İngiltere'de 415,7, İrlanda'da 413,2, İzlanda'da 401,3, Danimarka'da 355, Finlandiya'da 352,3, İsveç'te 282,1, Avusturya'da 272,4 tonu geçmektedir. Üretimde dünya üçüncüsü olan ABD'de ise 84,9 tona yaklaşmaktadır. En büyük üretici Çin'de hektar başına verim 49,3 ton, ikinci sıradaki Hindistan'da 19,5 tondur. Önemli üreticilerden Mısır'da 38,2, İran'da 37,1, İtalya'da 57,3, Brezilya'da 61,8, İspanya'da 76,6, Özbekistan'da 44,6 ton dolaylarındadır. En az verim ise 1,6 tonla Somali'de."
Türkiye'de domates yetiştiriciliğinin oldukça geç bir zamanda, 1900'lü yıllarda Adana'da başladığını bildiren Bayraktar, "Yıllara göre değişmekle beraber domates bugün toplam sera üretimimizin yüzde 48-52'sini oluşturmaktadır. Sera domates alanında ve üretiminde en büyük paya Antalya sahiptir. Antalya'daki örtü altı alanlarının yüzde 44,3'ünü domates kaplamaktadır" dedi.
"İHRACATTA RUSYA, ROMANYA, SUUDİ ARABİSTAN, YUNANİSTAN VE ALMANYA ÖNEMLİ"
Örtü altı tarımında yaygın olarak yetiştirilen en önemli sebze türlerinden biri olan domatesin gerek iç tüketimde, gerekse ihracatta şansı yüksek bir ürün olduğunu vurgulayan Bayraktar, yıllara göre değişmekle birlikte Türkiye'nin ihracatında son yıllarda Rusya, Romanya, Suudi Arabistan, Yunanistan ve Almanya'nın önemli payı olduğunu belirtti. Bayraktar, önemli üretim bölgelerinden Bursa'nın Karacabey ilçesinde 87 bin 350 dekar üretim alanında 660 bin ton salçalık domates ve 38 bin 800 ton sofralık domates üretildiği bilgisini verdi. Son günlerde basında özellikle Karacabey bölgesinde hastalıklar nedeniyle binlerce ton domatesin çürüdüğü ve çiftçilerin çok büyük zarara uğradığı haberlerinin sıkça yer almaya başladığını bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
"Sebze üretiminde karşımıza çıkan en önemli sorunlardan birisi de hastalıklardır. Ülkemiz ekonomisinde büyük kayıplar oluşturan hastalıklar çok çeşitlidir. Her hastalık ayrı bilgi ve mücadele şekli ister. Ülkemizde yetiştirilen kültür bitkilerinde ekonomik olarak zarara neden olan toplam 552 kadar hastalık etmeni, zararlı ve yabancı ot bulunmaktadır. Gerekli mücadele çalışmaları yapılmadığında bu zararlılardan ileri gelen ürün kaybı yüzde 35 dolaylarındadır. Bu zararın bazı yıllarda kültür bitkisine, zararlının tür ve yoğunluğuna bağlı olarak yüzde 100'lere kadar çıkması mümkündür. Bundan dolayı özellikle domateste hastalıklarla mücadele büyük önem taşımaktadır."
"HASTALIKLARIN ÖNLENMESİNDE KÜLTÜREL MÜCADELE ÖNEMLİ"
Hastalıkların önlenmesinde kültürel mücadelenin oldukça önemli bir yere sahip olduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
"Kimyasal ilaçlarla mücadele her zaman son başvurulacak çaredir. Hastalık bitkiye bulaşmadan önce kültürel tedbirlerle önlemler alınması gerekir. Bu tedbirlerle hastalığın yayılması önlenemediğinde, hastalık yaygınlaşmadan koruyucu olarak kimyasal mücadele yapılmalıdır. Hastalık yaygınlaştıktan sonra yapılacak işler hem az hem de zordur. Sebzecilikte başarı çeşit seçimi ve uygun yetiştirme tekniği yanında büyük ölçüde bilinçli yapılan hastalık mücadelesine bağlıdır. Hastalık, zararlı ve yabancı otların mücadelesinde kullanılan bitki koruma ürünlerinin yanlış kullanılması, bitkilerde fitotoksisite, etkisizlik, tarımsal ürünlerde kalıntı ile iç ve dış pazarlarda problemlerin yaşanmasına sebep olabilmektedir. Söz konusu durumlarla karşı karşıya kalmamak için bir tarım danışmanı ile birlikte çalışmanın ya da Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı il, ilçe müdürlüklerinde yardım alınması yerinde olacaktır."
Son günlerde binlerce ton domatesin çürümesine sebep olan mildiyö hastalığında sıcaklığın 19-22 derece ve orantılı nemin yüzde 80 ve üzerinde olduğunda salgın görüldüğünü bildiren Bayraktar, hastalıklı bitki artıkları ve meyvelerin toplanıp imha edilmesi, domates tarımının sabah ve akşam çiğ tutmayan güneye bakan yerlerde yapılması, hastalığın her yıl epidemi oluşturduğu yörelerde sırık domatesçiliği yapılması, sıraların hakim rüzgar yönünde olması gerektiğini belirtti.
Bayraktar, ilaçlı mücadeleye çevredeki domates yapraklarında 3-5 milimetre çapında kahverengi lekelerin altında beyaz kül gibi örtünün görülmesiyle veya hastalığın her yıl çıktığı yerlerde hastalık için uygun koşullar gerçekleşir gerçekleşmez başlanması, mildiyö daha çok yaprakların altında olduğu için ilaçlama sırasında mutlaka yaprak alt yüzeylerinde ve bitkinin her tarafında bir ilaç tabakası oluşturmaya özen gösterilmesi gerektiğini vurguladı. Bayraktar, kimyasal mücadelenin mutlaka bir uzman tavsiyesi üzerine alınan reçete ile profesyonel uygulayıcıyla yapılmasının yerinde olacağına dikkati çekti.
ENİSE YAPAR
ANKARA