Mehmet Ali Şahin'den Kemal Kılıçdaroğlu'na 'Ergenekon' göndermesi
Mehmet Ali Şahin, AK Parti Karabük İl Başkanlığı'nın Öğretmenevi'nde düzenlediği bayramlaşma programına katıldı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, “Sayın Kılıçdaroğlu, eğer darbenin her türlüsüne karşıysanız, darbeye teşebbüsten dolayı hüküm giymiş olan üç tane milletvekilinizi partinizden ihraç etmeniz gerekir” dedi.AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, AK Parti Karabük İl Başkanlığı'nın Öğretmenevi'nde düzenlediği bayramlaşma programına katıldı. Bayramlaşma programına Şahin'in yanı sıra AK Parti Karabük Milletvekili Osman Kahveci, Kalkınma Bakanı Yardımcısı Mehmet Ceylan, Safranbolu Belediye Başkanı Necdet Aksoy, Eskipazar Belediye Başkanı Dursun Baş, Yenice Belediye Başkanı Zeki Çaylı, Ovacık Belediye Başkanı Hüseyin Denli, il başkanı, ilçe başkanı ve çok sayıda partili katıldı. Burada yaptığı konuşmada Ergenekon davası ile değerlendirmelerde bulunan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şahin, bayramı hiç kimsenin cezaevinde geçirmesinden mutlu olmayacaklarını belirterek, “Bu bayramı bizim gibi yaşayamayanlar var. Bu bayramda İslam coğrafyasının birçok yerinde gözyaşı var, kan var. Bunlar bize üzüntü veriyor ama bu bayramları yaşamamızı da engellemiyor. Bayrama girerken Türkiye'de bir tartışmayla girdik, asrın davası olarak nitelenen bir dava sonuçlandı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ‘Ergenekon davası' diye nitelenen davayla ilgili kararını açıkladı. Biz birey olarak hiç kimsenin bayramı cezaevinde geçirmesinden hoşnut olmayız. İsteriz ki, herkes çoluk çocuğuyla bu bayramı evinde geçirsin. Ama her toplumda kurallar vardır, uyulması gereken kurallar vardır. Kurallara uymayanlar ile ilgili müeyyideler vardır, cezalar vardır. Birlikte yaşayabilmek, huzur içerisinde birlikte geleceğe yürüyebilmek için bu kuralların uygulanması gerekir. Kurallara aykırı hareket edenlerle ilgili de yasalarda öngörülen müeyyidelerin uygulanması gerekir. Bu da birlikte yaşamamızın koşullarından biridir. Eğer bir kişi bir suç işlemiş ise, eğer o takibe uğramamışsa toplumda huzur olmaz. O halde bileği güçlü olanın cezasız kalması halinde toplumda huzur ortadan kalkıp gider” dedi.
“CHP DARBEYE TEŞEBBÜS ETMİŞ ÜÇ TANE MİLLETVEKİLİNE SAHİPTİR”
CHP'nin darbeye teşebbüs etmiş üç tane milletvekiline sahip olduğunu kaydeden Şahin, şunları söyledi:
“Şimdi bu dava sebebiyle çok değişik yorumlar yapılıyor, karar açıklandı. Tabi henüz karar kesinleşmiş değil. Yargıtay aşaması bittikten sonra AK Parti'nin 2010 anayasa değişikliğinde anayasaya getirmiş olduğu bireysel başvuru hakkı var. Arkasından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi süreçleri var, tabi ki bunlar geçtikten sonra, özelikle Yargıtay'ın kararından sonra bu kararın akıbeti ne olacak, kesinleşecek mi bozulacak mı? Ancak şuanda bir gerçek var ki, 275 sanıklı Türkiye'de mevcut siyasi iktidarı görevden uzaklaştırmayı amaçlayan bir örgütün varlığı bağımsız yargı organlarınca tespit edilerek, sorumluları hakkında değişik cezalar öngörmüştür. Türkiye'de yargıçlarımız, savcılarımız sokaktan toplayarak o kürsülere oturmuş insanlar değildir. Onlar hukuk tahsili yapmış, özellikle ağır ceza mahkemelerinde görev yapan yargıçlar ve savcılar, en azı 20-25 yıldır o kürsülerde yargıçlık ve savcılık yapan insanlardır. Son derece tecrübe sahibidirler. Dolayısıyla içimize sinse de sinmese de, beğensek de beğenmesek de bağımsız yargı organlarının vereceği bu kararlara saygı duymak zorundayız. Mahkemelerin vermiş olduğu kararları gayri meşru saymak kimsenin hakkı değildir, haddi de değildir. Ana muhalefet partisi lideri Sayın Kılıçdaroğlu, bu kararı gayri meşru saymaktadır. Sayın Kılıçdaroğlu'na göre Türkiye'deki yargı ikiye ayrılıyor, meşru yargı organları, gayri meşru yargı organları, meşru yargı kararları, gayri meşru yargı kararları. Muhalefet partileri muhtemel iktidar demektir, ana muhalefet partisi iktidara alternatif en yakın parti demektir. Ana muhalefet partisi liderinin Türkiye'deki yargı sistemiyle ilgili bu küçültücü sözleri doğrusu bir ana muhalefet partisi genel başkanına hiç yakışmamıştır. Sayın Kılıçdaroğlu, siz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu davada yargılanan tüzel kişi misiniz ki, sanki böyle bir izlenim veren açıklamalar yapıyorsunuz. Siz taraf mısınız? Sayın Kılıçdaroğlu; milletimize, milletimizden önce kendi tabanına şunun hesabını vermelidir; çünkü bizim kendisiyle merhabalaştığımız dostluk ilişkilerimiz olan CHP'li arkadaşlarla konuştuğumuzda bundan son derece üzüntü duyuyorlar. CHP Türkiye'de darbeye teşebbüs ettiği için hüküm giymiş üç tane milletvekiline sahiptir. CHP'nin üç tane milletvekili darbeye teşebbüsten hüküm giymiştir. Kesinleşmedi, Yargıtay aşaması var ama CHP'nin böyle bir görüntü vermesi CHP tabanında rahatsızlık meydana getirmektedir. Sayın Kılıçdaroğlu'nun bunun hesabını vereceği yerde ellerindeki delil durumuna göre uygulamak zorunda oldukları yasalara göre karar vermiş olan Türkiye'deki yargıçları, mahkemeleri suçluyor, suçlu ilan ediyor. Önce siz aynaya bakın. Darbeye teşebbüsten hüküm giymiş üç tane milletvekiline sahipsiniz. Bunu içinize sindirebiliyor musunuz? Kendileri ‘Biz darbenin her türlüsüne karşıyız' diyorlar. Sayın Kılıçdaroğlu, eğer darbenin her türlüsüne karşıysanız darbeye teşebbüsten dolayı hüküm giymiş olan üç tane milletvekilinizi partinizden ihraç etmeniz gerekir. Eğer bu sözünüzde gerçekten samimi iseniz, ihraç etmeniz gerekir. Ama siz onlara sonuna kadar sahip çıkıyorsunuz. Aslında bu CHP'nin dolaylı olarak darbelere arka çıktığının ispatıdır. Çünkü 1960 darbesinin arkasında CHP vardır ve daha sonraki süreçte CHP'nin hep rolü olmuştur. Lafla peynir gemisi yürümüyor. ‘Bizde darbenin her türlüsüne karşıyız' demekle siz kendinizi temize çıkaramazsınız. İşte darbeye teşebbüsten hüküm giymiş üç tane milletvekiline sahipsiniz.”
“TÜRKİYE'NİN YAKIN TARİHİ MAALESEF DARBELER TARİHİDİR”
Türkiye'nin yakın tarihinin darbeler tarihi olduğunu kaydeden Şahin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Şimdi şöyle yorumlar yapılıyor; ‘Bu da olur mu, Genelkurmay Başkanlığı yapmış, kuvvet komutanlığı yapmış, üniversite rektörlüğü yapmış, Türkiye'nin çok aydın tabakası, yargılandı ve çok ağır cezalara muhatap oldu, bu olabilir mi?' Eğer 1960 darbesini bu ülke yaşamamış olsaydı, belki bu soru karşısında düşünmek, bizde bir değerlendirme yapma ihtiyacını hissederdik. 1960 darbesi bir gerçekse, 12 Mart muhtırası bir gerçekse, 12 Eylül 1980 bir gerçekse, 28 Şubatları bir gerçekse ben bu çerçevede bu son kararı da değerlendirmek durumundayım. Demek ki, Türkiye'nin yakın tarihi maalesef darbeler tarihidir. Eski alışkanlıklarını AK Parti iktidarı döneminde de devam ettirmek isteyen insanlar olmuştur ve delilleriyle, belgeleriyle bağımsız yargı organları bunları değerlendirmiş ve hüküm vermiştir. Bu milletin hafızasını kaybettiğini hiç kimse zannetmesin. Rahmetli Menderes'in nasıl idama götürüldüğünü bu millet unutmadı. Son verilen karar Türk demokrasi tarihinde bir dönüm noktası diyebileceğimiz bir karardır. Türkiye artık milletin seçtiklerini Mısır'da olduğu gibi alaşağı edecek darbe heveslilerinin cirit atamayacağı bir noktaya gelmiştir.”
FAZIL SAY'A SERT TEPKİ
Suriyelilerin İngiliz gazetesine ilan vermesini de değerlendiren Şahin, şöyle devam etti:
“Dün veya ondan önceki gün İngiltere'nin The Daily Telegraph gazetesinde bir ilan yayınlandı. Dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan Suriyelilerin oluşturduğu sivil toplum örgütü, dernek bir araya gelerek ilan vermişler. Bu ilanda ‘Esad'ın zulmünden kaçan kardeşlerimize kucak açan büyük ve onurlu Türk halkını hiç unutmayacağız. Sizi temin ederiz ki, hiçbir güç aramızdaki kardeşlik, akrabalık, dostluk ilişkilerine fitne sokamaz ve bunu başaramaz'. Bizim şu mübarek bayramda 400 bini aşkın Suriyelilere ev sahipliği yaptığımızı, bunun ne anlamına geldiğini en iyi onlar bilir. Şimdi ben bir İngiliz gazetesinde ilanın yayınlandığını paylaşınca, bazılarının kafasında birkaç hafta önce yabancı gazetelerde Türkiye aleyhinde yayınlanmış olan ilan gelmiştir. O da Türkiye'de diktatörlük hüküm sürdüğünü, Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın diktatör olduğunu ilan eden bir bildiriydi. Ödüllü bir takım Batılı sanatçıların imzaları vardı. Sonradan araştırıldı ki, o ilanın parasını Atatürkçü Düşünce Derneği vermiş, altında da sanatçı olarak Fazıl Say'ın imzası var. Kim Fazıl Say? Şu cümleyi söylediği için, inanlara hakaret ettiği için bağımsız yargı organlarınca hapis cezasına çaptırılmış kişi. Ne diyor? ‘Nerede yavşak, adi, hırsız, şaklaban varsa hepsi Allahçı, nerede Allah'a inanan varsa hepsi hırsızdır' diyen bir adam. Sayın Başbakanı diktatör ilan eden bir ilanın altına imza atmış. İşte AK Parti ile uğraşan bu insanlar.”
“ATATÜRK KENDİLERİNE SOĞAN BİLE DOĞRATMAZDI”
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve AK Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik'in ‘Atatürk size patates bile soydurmazdı' sözlerine katıldığını belirten Şahin, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Dün Hüseyin Çelik bir açıklama yaptı, ‘Atatürk'ün askerleriyiz' diye ortada yürüyen insanları kastederek ‘Atatürk size patates bile soydurmazdı' dedi. Aynen katılıyorum. Atatürkçü Düşünce Derneği adı altında örgütlenmiş olan ve Atatürk'ü bana göre istismar eden o kişiler içinde her halde Atatürk Hüseyin Çelik'in söylediği gibi kendilerine soğan bile doğratmazdı. Dolayısıyla Türkiye'de tüm gelişmeler kimin ne olduğunu, kimin nerede durduğunu ortaya koyan adeta turnosol kağıdı olmuştur.”
ERSİN TURAN-YASİN ERDEM
KARABÜK