booked.net
 
 

 

Damat

Bülent Arınç'tan Kılıçdaroğlu'na Ergenekon uyarısı

Bülent Arınç'tan Kılıçdaroğlu'na Ergenekon uyarısı Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Ergenekon kararlarını ağır bir şekilde eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu uyarıda bulundu.



Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Ergenekon kararlarını ağır bir şekilde eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu uyarıda bulunarak, "Bu mahkemeleri gayrimeşru görüp, 'Tanımıyorum' demek, 'Silivri zindandır' demek hadsizlik olur. Ne olur bu sözlerden vazgeç. Keser döner sap döner, beğenmediğin mahkemelerin huzuruna çıkmak zorunda kalabilirsin" dedi.Partisinin Bursa'da Merinos Kongre Kültür Merkezi'ndeki bayramlaşma töreninde konuşan Arınç, kararlar sonrası insani davranış sergileyip, 'Herkese geçmiş olsun' demekten başka bir şey olmadığını belirterek, "Bu bir yargı kararıdır. Bundan sonra temyiz vardır. Yargı safahatından geçer. Kesinleşmiş karar olursa diyecek bir şeyimiz kalmaz. Başbakanımız da bakan arkadaşlarımız da bunu söyledi. Bu önemli bir dava. Son 11 yılda benzeri davalar açıldı. Daha önce Türkiye bu tür davalar görmedi, göremedi. Niçin o zaman görmedi de şimdi görüyor? Bunu herkesin anladığını zannediyorum. Türkiye demokratikleşiyor, sivil asker ilişkileri çağdaş bir yere oturuyor. Türkiye özgürleşiyor, ayrımcılıklar kalkıyor. İnsanlar fikirlerinden, kıyafetlerinden dolayı horlanmıyor aşağılanmıyor. Türkiye'de geçmişte darbeler, acı hatıralar, müdahaleler, cunta olayları yaşandı. Unutmayın 27 Mayıs Darbesi'ni yapanlar, o zamanın Genelkurmay Başkanını yargılayıp müebbet hapse mahkum ettiler, rütbelerini söktüler, açlık içinde bıraktılar. Rüştü Erdelhun'un ordu içindeki lakabı, 'Namazcı Rüştü' idi. Darbe yapılmasına karşı çıktı. Erdelhun'lar yargılandı. 3-5 sene evvel Deniz Kuvvetleri Komutanı yargılandı. Rütbeleri söküldü. Müspet ve menfi tarafından örnekleri var. Talat Aydemir, Osman Gürcan, Fethi Gürcan'ları, o tarihleri hatırlayın. 12 Eylül Darbesi ve arkasından müdahaleler devam etti. Bizim dönemimizde gizli açık tehditler, cuntacılık olayları olduğunu savcıların iddianamesinden ve yargılamalardan anladık. İçlerinde Genelkurmay Başkanı, muvazzaflar ve emekliler var" dedi.

"BU HAKİMLER UZAYDAN MI İNDİ? OTURUP KENDİLERİ HAYALİ KARAR MI YAZDILAR"
Ergenekon'da niye bu kadar ağır ceza verildiğinin sorulduğunu hatırlatan Arınç, "Kararı biz vermedik. Yargı, yani mahkemeler verdi. Bu hakimler uzaydan mı indi? Ortada hiçbir iddianame, delil yok mu? Oturup kendileri hayali karar mı yazdılar? Hayır. Bunların hepsi kıdemli hakim. İddianame, delil var. Onlara göre karar verdiler. 'Yanlış' diyebilirsiniz, bu yanlışı düzeltecek mekanizmalar var. 'Deliller yeterli değildir' diyebilirsiniz. Bunların hepsi temyizle, bireysel AİHM başvurusunda değerlendirecek şeyler. Yargıyı toptan yok sayamazsınız. 'Bu yargı meşru değildir' diyor. 'Olur mu, zulümdür' diyor. 'Burası bilmem ne yargısıdır' diyor. 'Burası tutsaktır, Silivri zindanlarıdır' diyor. Yerinde laflar değil. Siyasetçiye yakışmaz. Yanlış. Türkiye'de 3 tane erk var. Yasama, yürütme, yargı. Yasama TBMM, bunu ben yazmadım. 60 Darbesi'ni yapanlar yazdı, 80 Darbesi'ni yapanlar 82 Anayasası'na yazdı. Daha önce TBMM tek başına yasama görevini yaparken egemenliği de aynı şekilde temsil ediyordu. Yargı bağımsız mahkemeler, yürütme hükümet. Yürütme hükümet ve yasama. Yargı Anayasa'da bağımsız mahkemelerce temsil ediliyorsa sen onu nasıl yok sayarsın? Nasıl bir zulüm gözüyle bakabilirsin. Bunlar haddini aşan sözlerdir. İki şekilde yanlıştır" diye konuştu.

"BAŞBAKAN İDAM EDİLDİĞİNDE YARGIYI ALKIŞLAYIP KUCAKLADINIZ"
Arınç, muhalefetin bu yargıyı işine geldiğinde yere göğe sığdıramadığını da ifade ederek, "27 Mayıs Darbesi'ni yapanlar, ülkenin Başbakanını, bakanlarını idam ettiğinde hep yüksek yargı ile iftihar ettiniz. 27 Mayıs'ı devrim olarak gördünüz. Hepiniz onları alkışlayıp kucakladınız. Bu Anayasa Mahkemesi, her parti kapattığında alkışladınız. AK Parti hakkında kapatma davası açıldığında, hepiniz, 'Yargıya söz söyletmeyiz, yargı Türkiye'de bağımsızdır' dediniz. Fazilet Partisi kapatılırken zil takıp oynadınız. 'İyi ki bu mahkeme var' diye el etek öpmüş ve zil takıp oynamıştınız. Recep Tayyip Erdoğan Siirt'te herkesin bildiği şiiri okuduğunda, 12 ay hapse mahkum olduğunda hepiniz çok sevinmiştiniz, sinsi sinsi gülüyordunuz. O yargı Recep Tayyip Erdoğan'ın 4,5 ay cezaevinde kalmasına yol açtı. 69 arkadaşımız Refah Partisi döneminde yargılanıp hepsi cezaevine girdiğinde bulunduğu şehirlerde zimmetle suçladınız. Bu partiler kapatılırken siz Anayasa Mahkemesi'ni göklere çıkarıyordunuz, 367 rezaleti için Anayasa Mahkemesi'ne siz gittiniz. 'Bu mahkeme bu kararı iptal etmezse Türkiye'de büyük olaylar yaşanabilir' dediniz. Anayasa Mahkemesi'ni etki altına aldınız. Unutmayın Türkiye'de her şey oldu. Masum insanlar 28 Şubat sürecinde de, öncesi ve sonrasında bütün özgürlüklerinden mahrum kaldılar" diye konuştu.

"11 MADALYALI BİNBAŞI BAŞ ÖRTÜSÜ YÜZÜNDEN ORDUDAN ATILDI"
Eşinin başörtüsünden dolayı subayların YAŞ kararlarıyla sokakta dilenecek hale geldiğini vurgulayan Arınç, "İntihar edenler oldu. 11 madalya taşıyan binbaşı son madalyasını aldıktan sonra eşi başörtülü olduğu için ordudan atılıyordu. Eşinin başından dolayı atılan yarbay, kurmay albay rütbesiyle hamdolsun bugün emekli oldu. Çok şükür Allah bugünleri gösterdi. 411 kişi el kaldırdı başörtüsü yasağını kaldırmak için. "411 el kaosa kalktı" diye başlık attılar. CHP Anayasa Mahkemesi'ne koştu. 411 kişinin el kaldırdığı Anayasa değişikliği iptal edildi. Ne zulümler gördük. Rahmetli Erbakan Hocam, Bingöl'deki konuşmasından mahkum edildi. 77 yaşındaydı, cezaevine girecekti. Yargıtay onayladı. Çok üzüldük. Başbakanlık yapmış bir insan, Türkiye'nin kahrını çekmiş inançlı bir insan cezaevine girecekti. "75 yaşını bitiren kişiler 3 seneye kadar olan cezalarını evinde çekebilsin" dedik. CHP karşı çıktı. Arkadaşlarımız Recai Kutan ve Mustafa Kamalak Baykal ile görüşmeye gitti. Kemal Anadol ve Ali Topuz, 'Biz bu işe karışmayız" dediler. 'Biz bu işe karışmayız, yargı kararını vermiş' dediler. Ahmet Necdet Sezer veto etti. Geri geldi, 'Allah'ın izniyle 40 defa gönder, 41 defa çıkaracağız' dedik. İkinci defa çıkardık. Ahmet Necdet Sezer işini yaptı. İkincide veto etme hakkı yok. CHP Anayasa Mahkemesi'ne müracaat etti. 'Erbakan 78 yaşında cezaevine girsin' diye bekleyen insanlar vardı. Silivrideki yargılamaya adil değil diyorlar" diye konuştu.

"BEĞENMEDİĞİN MAHKEMELERİN HUZURUNA ÇIKMAK DURUMUNDA KALABİLİRSİN"
Mahkemelerin kararına saygı beklediklerinin altını çizen Arınç, CHP Lideri Kılıçdaroğlu'na da uyarıda bulunarak, "Bir defa edepli olacağız. Bu mahkemeler olacak. Bu hakimler, bu savcılar olacak. İyi karar verir, yanlış karar verir. 'Bu mahkemeler gayrimeşru; tanımıyorum' demek hadsizlik olur. Ne olur bu sözlerden vazgeç. Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner. Beğenmediğin mahkemelerin huzuruna çıkmak durumunda kalabilirsin. Bu adam ne demek istiyor? 2 kere 2 dört. Milletvekilleri hakkında dokunulmazlık dosyası varsa fezleke de var. Benim hakkımda da var. Emine Ayna'ya hakaret etmişim de dokunulmazlığın kaldırılmasını istiyorlar. 50 defa söylerim şehitlerimizin kanlarının hatırı için. Biz milletvekili olduğumuz sürece zaman aşımı işlemez. Gün biter milletvekilliği biter, buyur mahkemeye gel, 'Ananın adı, babanın adı' diye sorarlar. Koskoca Kılıçdaroğlu, bu da mahkemeye çıkmaz herhalde" demesinler. Benim için de buradakiler için de var. Bir gün milletvekilliği sona ererse sana mahkemeden celp gelir. 'Canım ben koskoca Kılıçdaroğlu'yum' diyebilirsin. 40 ihtimalden 3 tanesini söylüyorum. Bugün iyilik günü. Bir gün bu partiyi hayat yok diyerek bırakabilirsin. Siyaseti bırakmaya karar verdiğinde, 'Gel bakalım' diyecekler. Hiç ummadığın anda bir başkası gelecek genel başkanlığı elinden alacak. Adam sana kızgın olacak ki, seni milletvekili adayı yapmayacak. Gel bakalım ananın adı, doğum yeri, doğum tarihi. Üçüncüsü Mehmet Ağar'ın başına gelmişti. Yüzde 9,5 ile barajın altında kaldı ama her türlü ihtimali kafana topla. Bu adam bizi uyarmıştı, dersin. Geriye kalan 37 tane ihtimali söylemeyeyim. Bu yargı gayrimeşru deme, aklın varsa deme. 'Aman yargı canım yargı' dersin. Vallahi kar etmez" diye konuştu.

"ORDU ARTI CHP EŞİTTİR İKTİDAR YAPIYORDU"
Mısır'da Mursi'ye yapılanların ortada olduğunu, muhalefetin buna darbe demeye dillerine varmadığını anlatan Arınç sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sandık her şey değildir, demeye başladılar. Bunu diyen de Kılıçdaroğlu'nun arkadaşları. Sandık demokrasilerde çok önemlidir. Siz de iktidara gelecekseniz başka yol mu biliyorsunuz? Yok, 'Eskiden başka yolları beklerdik. İktidara ümitlenirdik. Millet bize bir fıske vurdu. 63 senedir iktidara gelemiyoruz. Bize başka yollar lazım" diyorsanız eski çamlar bardak oldu. Eskiden, 'Ordu önümüzü açsa' derdiniz. Ordu artı CHP eşittir iktidar idi. Ordu yoluna girdi, yüksek yargıyı övmeye başladınız. Anayasa Mahkemesi sevgiliniz idi. Ordu artı yargı eşittir CHP iktidarı idi. Bunların hepsi bitti. Sandıktan başka yolunuz var mı? Sandık iktidar değildir derken, Ergenekon davasından dolayı bağırmanızın altında yatan sebep nedir? 'Bir ihtimal daha vardı, gitti' diye ağlamak mı yatıyor. Millete gidin. Milletle beraber olun. Milletin sırtını sıvazlayan, derdine sahip çıkan, değerleriyle barışık her partinin iktidara gelme şansı var. 80 yıllık CHP 63 yıldır iktidara gelemedi. Ben 15 ayda iktidara geldim. Topla, tüfekle, iftira ile 11 senedir yıkamadınız."

"ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİM ZORDUR, GİZLİ AÇIK BÜTÜN İTTİFAKLAR YAPILACAKTIR, AK PARTİ KAZANMASIN DİYE BÜTÜN İHANET ŞEBEKELERİ ÇALIŞACAKTIR"

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Mart'taki yerel seçimlerin zor olduğunu, gizli açık bütün ittifaklar yapılacağını belirterek, "Ak parti kazanmasın" diye bütün ihanet şebekeleri çalışacaktır. İftara, yalan, dolan olabilir. Bizi kendi içimizden bozmaya çalışanlar, eski yeni kavgası ırkçılık asabiyeti şusu busu aramıza sokmaya çalışabilirler. 3 yıldır mükemmel teşkilat yapmaya çalışıyoruz. Önümüzdeki mart seçimleriyle sonuçlandıracağız. Yerel seçimlerde yüzde 60 oy hedefliyoruz" dedi. Arınç, çözüm süreciyle 8 aydan bu yana kan dökülmediğini ifade ederek, "Allah daim etsin. Allah sonuna da ulaştırsın. Artık şehit cenazelerinde gözyaşı döken anneler ve babalar, evlatlar yok. Silahların sustuğu zamandayız. Elbette şu olaylar var diyebilirsiniz. Ama büyük tabloya baktığınızda hamdolsun geçmiş yıllarda yaşadıklarımızı artık bu yıl yaşamadık. Allah nazardan saklasın, fitne ve fesattan korusun, zalimlere fırsat vermesin. Bütün ramazanları bundan sonra huzur sevinç içinde hep beraber kutlayalım" dedi.

Partisinin Bursa'daki iftarında konuşan Bülent Arınç, Türkiye'nin huzurlu bir Ramazan Bayramı geçirirken, Mısır, Suriye, Irak, Arakan, Pakistan ve Afganistan'daki müslümanların sıkıntılar yaşadığını hatırlatarak, "Türkiye'nin huzurlu geçirebildiği Ramazana gıptayla bakan, masum ve mazlum müslümanları, Mısır'ı, Suriye'yi, Arakan'ı hatırladık. Pakistan, Afganistan'ı hatırladık. Irak'ta her gün canlı bombalarla 50 kişinin hayatını kaybettiği Bağdat'ı hatırladık. Müslümanlar bir vücudun azaları gibidir. Doğudakinin ayağına diken batsa batıdaki ızdırabını duyar. Peygamber efendimiz, ayağımızdaki acıyı başımızın hissettiğini örnek veriyor. Türkiye'de güzel Ramazan geçirirken, kan, barut, ateş silah altında hayatlarını kaybeden, evleri başlarına yıkılan hatta 27 Temmuz sabahında olduğu gibi 300'den fazla kişinin hayatını kaybettiği Adeviye meydanındaki kardeşlerimiz gibi, Humus'ta yarasaların türediği viraneler haline gelmiş pek çok yerde hayatını kaybetmiş müslümanları hatırladık. Onlar bizim kardeşlerimiz. Ramazanı bir türlü göremediler. İftar, sahur yapamadılar. İbadetlerini yaparken camiler başlarına çöktü. Halid Bin Velid'in camisini, türbesini bombaladılar. Dünya üzerindeki 5 mescitten birisi Cami-i Emeviye cami olmaktan çıktı. Böylesi vahşi, canilerle müslümanlar eziyet altında kaldılar. O kardeşlerimize bir an evvel kurtuluş ve afiyetler diliyoruz. Ölenlere Rabbim rahmet etsin. Müslümanları fitne ve fesattan kurtarsın" dedi.

"İNŞALLAH BİZ HEP VERECEĞİZ"
Toplu sözleşme görüşmelerinin başarıyla sonuçlanmasından dolayı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile Memur-Sen'den övgüyle söz eden Arınç, "Başka zamanlarda olsa uzun sürecek bu sözleşme arife günü el sıkışarak en güzel şekilde bitti. Memurlar ve çalışanlarımız çok büyük haklar elde etti. Yüzde 4-5'lere takılmayın. 175 liralar az değil. Önümüzdeki yıllarda yüzde 24'lere gelen artış demektir. 4-C ve öğretmenler çok yüksek haklar aldılar. Kimse bunu küçümsemesin. Bayram öncesine geldiğinde bayramdan önce de peşin ödeyerek görevini yapan hükümetiz. 17 Avrupa ülkesi pek çoğu memuruna maaş ödeyemedi. Eksi 10, 20'lere imza attı. Borçlar borçla döndürülemez hale geldi. Milletvekilleri, memurlar maaş alamadı. Bir kısmı feragat etti, bir kısmı sokaklara çıktı. Bu yapılan toplu sözleşmeyle memurlar değil, emekliler de önemli haklar elde ettiler. Bakanımıza gösterdiği gayretten dolayı teşekkür ediyorum. Memur Sen'e de teşekkür ediyorum. Bursa İl Temsilcisi Numan Şeker, ben Memur Sen'i ziyaret ettiğimde bu toplu sözleşmelere yol açan bir sendika olarak kendilerini tebrik etmiştim. Bursa'nın bazı siyasetçileri beni savcılığa şikayet etti. Memur Sen bunu fazlasıyla hak ediyor. 2010 referandumunda bu sendikalar içinde sadece "evet" diyen Memur Sen vardı.. O evet sayesinde toplu sözleşme yapılıyor, sadece çay kahve içiliyor. Şimdi çatır çatır toplu sözleşmeyi referandum ile Anayasaya yazdıran Memur Sen oldu. O zaman hayır diye sokaklara dökülenler, bize hakaret üstüne hakaret yağdıranlar, ülkeyi böldünüz diyenler, şimdi toplu sözleşmenin bereketi karşısında benim kadar açıktan olmasa bile helal olsun şu Memur Sen'e diyebiliyordur. İnşallah biz hep vereceğiz. Allah bize veriyor. Biz de size veriyoruz. Emekliye, çiftçiye, 105 bin sözleşmeliye kadro veriyoruz. Böyle bir hükümet dünya üzerinde yok. Allaha hamdolsun işsizliği tek rakamlara indirmiş, Türk Lirası'na değer kazandırmış tek başına elif gibi bir lirayı bir dolar seviyesine çıkarmış hükümetiz. Paramız kıymetli, itibarı var. Paramız enflasyon karşısında sıcağı görüp dondurma gibi eriyen değil. Peşin parasını alan memur ve kamu görevlileri istediği alışverişi yapıyorlar. 11 sene önce böyle değildi. Memurlar maaşını alır döviz bürosuna koşardı. Simitçi kazandığını dövize yatırırdı. Türk parası yerin dibindeydi. Türk parası kalmamıştı. Esnaf perişandı. Raftan sattığının yerine yenisini koyamazdı. İşi bozulmadan ayakta kalmış esnaf işini de kaybetmişti. 2001'de yaşadığımız krizleri unutmadık. Sabah 690 bin lira olan dolar, bir gece geçince 1 milyon 600 bin lira olmuştu. Cebinde yüz lira olan 50 lirasını hırsızlara kaptırmıştı. Şimdi hep üstüne koyuyoruz. "Enflasyon yüksek çıkarsa, farkını vereceğiz" diyoruz. Ben söz verdim, enflasyona sizi ezdirmeyeceğiz. Şimdi özel sektör kendi şartları içinde toplu sözleşmelerini yapacak. Toplu sözleşme başarıyla sonuçlandı. Arkadaşlarımız alacakları en yüksek rakamı aldılar. Aldıkları helaldir" diye konuştu.

"BU HÜKÜMET GİTSE BİR AY BİLE MAAŞ ÖDEYEMEZLER"
Temmuz ayının son günlerinde çok maddeli kanunlar çıkardıklarını hatırlatan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "105 bin kişi kadroya geçti. Şehit ve gazilerin ailelerine yeni haklar getirdi. Bütçemize 100 milyonlarca yük getirdiğini biliyoruz. Helal olsun vermeye devam edeceğiz. Hayatında 23,5 milyar dolar borcu ödeyip de IMF ile yollarını ayıran bir hükümetiz. İşi bitirirken Rabbim bize hervele yaptırıyor. IMF seninle işimiz bitti. Avrupa'nın tir tir titrediği zamanda, bu büyükler, aman IMF ile anlaşın, sıcak paralarla düze çıkarsınız diyorlardı. Biz maksatlarını anlamıştık. Para almayacağız. Bizim IMF'ye ihtiyacımız yok. Herveleyi yaptık. Kardeşim sen zor durumdasın dedik. IMF hakikaten zor durumda. Al sana 5 milyar dolar. Benden sana ödünç olsun. Allah bugünleri gösterdi. Kurban olduğum Allah herşeyi veriyor. Bu bereketin karşılığı milletimizin huzur içinde yaşamasıdır. Allah muhafaza diyorum, bu hükümet gitse de yalancıktan yapsak 3 günlüğüne 3- 5 aylığına. Vallahi bunlar bir ay maaş ödeyemezler. Bunlar ülkeyi yönetemezler. Bilgileri yok. En büyük sanayiciler karşımda, herşey tepetaklak olur. Perişan olur. Bunun şakası bile doğru değil. İşimizi sağlam tutalım. AK Parti hükümeti varsa, 11 yıldır devam eden bereket, inşallah biz şaşırmadıkça, büyük yanlış yapmadıkça, doğru yoldan sapmadıkça, Allah birliğimizi devam ettirdikçe bu işler devam edecek. 10 sene sonra asgari herkese 25 bin dolar milli gelire ulaşacak. Halep oradaysa arşın burada. Geldiğimizde 2 bin 200 dolardı. 10 sene sonra 11 bin 500 dolar oldu. 11 bin 500 yapan bir hükümet 10 sene sonra bunu 25 bin dolar yapar. 153 milyar dolar ihracatımız var. 500 milyar dolar hedefimiz var. Bursa 75 milyar ile sözünü yerine getirir. Vereceğiz arkadaşlar. Havuzdaki su, aşağıdan delikler dolayısıyla maalesef birilerinin cebine gidiyordu. Su havuzda toplanıyor, taşıyor. Yüz lira vaad ederken 175 lira diyoruz. Şehit gazi aileleri 65 yaşını geçenler, hepsini vereceğiz.
Sağlıkta 70 katrilyon harcamamız var. Veriyoruz. Çok kayıp kaçak da var. Ona rağmen veriyoruz. Yeter ki hastalanan bir yurttaşımız en lüks hastaneye gidebilsin, en iyi muamele ile karşılaşsın. Doktor, hastanesini seçsin. 6 ay sonraya ameliyat değil, gerekiyorsa anında yapılsın. 5 ay sonrasına tomografi değil, 70 katrilyon da 100 katrilyon da feda olsun. Yapmaya devam edeceğiz"

"AK PARTİ KAZANMASIN DİYE BÜTÜN İHANET ŞEBEKELERİ ÇALIŞACAK"
Türkiye'de güzel günlerin yaşanacağını, mart ayı sonunda yerel seçimlerde yüzde 60 oy hedeflediklerini kaydeden Arınç, "Şuraya bir aday lazım denildiğinde 10 tane adam gibi adam çıkarabiliyoruz. Şu ilçeye belediye başkan adayı lazım. Al kardeşim hangisini seçersen seç, hepsi birbirinden kıymetli. Kimse kimsenin ayağına basmayacak. Kimse kimseyi küçültmeyecek. Yalan yanlış söylemeyecek. Eleştirmeyecek. Dışarıda eleştirmek yok. Bizim her arkadaşımız başarılıdır. Biz elbette seçme zamanı geldiğinde sizlere, halka, milletvekillerine soracağız. Performans karnesine bakacağız. Kim daha çok başarılı. Kimin dinlenmeye ihtiyacı var. Kim başka görevlerde başarılı olabilir. Sonunda milletin önüne gideceğiz. Millet de güzel bir seçim yapacak. Kötünün içinden iyisini seçmek marifet değil. İyinin içinden en iyisini seçmek marifettir. En iyisini seçmeyi arzu edenler Ak Parti adaylarına baksınlar. Anasının ak sütü gibi helal oylarını Ak partiye kullansınlar.

Biz 1 milyona yakın oy almış bir partiyiz. 18 tane parti var ki, adı parti. Toplasanız oyu bizi bulmuyor. Yüzde 50 oy almışız, yüzde 60 hedefliyoruz. Önümüzdeki seçim zordur. Gizli açık bütün ittifaklar yapılacaktır. Ak parti kazanmasın diye bütün ihanet şebekeleri çalışacaktır. İftara. yalan dolan olabilir. Bizi kendi içimizden bozmaya çalışanlar, eski yeni kavgası ırkçılık asabiyeti şusu busu aramıza sokmaya çalışabilirler. 3 yıldır mükemmel teşkilat yapmaya çalışıyoruz. Önümüzdeki mart seçimleriyle sonuçlandıracağız. En büyük zafer müjdelerini Ankara genel merkezimize Bursa'dan vereceğiz. Allah yolumuzu açık etsin. Daha sonra Cumhurbaşkanlığı seçimi var. O da çok önemlidir. İnşallah önümüzdeki yıl bu dönem yeni Cumhurbaşkanımız göreve başlar. İyi bir Cumhurbaşkanı seçmenin bahtiyarlığını yaşarız" diye konuştu.

Arınç, geçtiğimiz hafta 10 bin kişilik Bursa Teşkilatı iftarını görmezden gelen yerel medyayı da eleştirerek, "Çok şükür bu parti halkımızın desteğiyle yürüyor. Hakikatleri görecek patronlar da var, görülmesin diye karanlıkları da seçenler de var. Rabbim herkese ışıklar nasip etsin. Biz 950 bin kişiden oyu, onlar sayesinde almadık" diye konuştu.

SERKAN YILMAZ-OSMAN AKIN-İHSAN ALTIKARDEŞ

12 Punto 14 punto 16 punto 18 punto



 ETİKETLER :   Bülent, Arınçtan, Kılıçdaroğluna, Ergenekon, uyarısı

YORUM YAPIN SÖZ SİZDE!


AnasayfaAnasayfa Köşe YazarlarıKöşe Yazarları Bize UlaşınBize Ulaşın RssRss
Maxiva


Nettehaber'i Twitter'da kişi takip ediyor.