Angela Merkel, 'Yeniden seçilirsem Türkiye politikam değişmez'
Angela Merkel, Almanya federal seçimleri sonrasında yeniden başbakan olması durumunda Türkiye'yle ilgili politikalarının değişmeyeceğini söyledi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, 22 Eylül'de düzenlenecek Almanya federal seçimleri sonrasında yeniden başbakan olması durumunda Türkiye'yle ilgili politikalarının değişmeyeceğini söyledi. 22 Eylül'de Almanya'da yapılacak federal seçimler öncesinde yoğun bir tempoyla çalışan, Almanya iç siyasetinin yanında AB'nin yaşadığı sorunların çözümü üzerine çalışan Başbakan Angela Merkel, TGRT EU'da yayınlanan "Perspektif" programına konuk oldu. İlk kez bir Türk kanalında programa çıkan Merkel, Türk kökenli Alman seçmenlere 22 Eylül'de yapılacak seçimlere ilgi göstermeye ve oy kullanmaya çağırdı. Başbakan Merkel, "İnsanlar, mutlaka iradelerini sandığa yansıtıp hayatın her alanında söz sahibi olmalılar. Hükümet olarak birçok başarıya imza attık. Özellikle İstihdam konusunda en başarılı hükümet olduğumuzu söyleyebilirim. Avrupa genelinde gençler arasındaki en düşük işsizlik oranı bizde. Bugün her gence bir mesleki eğitim yeri sunabiliyoruz. Entegrasyon için çok şeyler yaptık. Daha fazlasını da yapacağız" dedi.
“CDU/CSU-FDP KOALİSYONU”
Federal Meclis seçimleriyle ilgili anketleri değerlendiren Merkel, "Ben, Hıristiyan Demokrat (CDU/CSU) - Liberal (FDP) koalisyonun işini devam ettirmesi için iyi bir şansa sahip olmasıyla ilgileniyorum. Almanya'da seçimlerin hep çekişmeli geçtiğini biliyoruz. Eğer Almanya'da sağlam bir hükümet isteniyorsa, o zaman Hıristiyan Demokrat-Liberal koalisyonu çok iyi bir tekliftir. Ben bunun için mücadele veriyorum ve diğer alternatiflerle ilgilenmiyorum. Bizi son 4 yıl takip edenlerin şunları gördüğünü düşünüyorum. Birincisi: Çok büyük sorunların üstesinden geldik. Özellikle Avro'nun istikrarıyla ilgili ve bilhassa Almanya'daki iş piyasasının durumuyla ilgili hususları ele aldık. İstihdam sayımız hiç bu seviyelere ulaşmamıştı. Tüm AB'deki en düşük genç işsiz sayısına sahibiz. Şu doğrudur: Koalisyon kurmamızdan önce CDU ve FDP 11 yıl ayrı kalmıştı, birlikte bir hükümeti oluşturmamıştı ve başlangıçta bazı zorluklar yaşandı. İnsanlar bizimle ilgili bazı hayal kırıklıkları yaşadı. Ama bizi takip edenler, bu durumun sonlandığını ve artık işbirliğimizin çok çok iyi olduğunu gördü. Tabii ki farklı iki partiyiz ve bazı konularda FDP'nin CDU'ya göre farklı düşünceleri olabiliyor. Bu durum da işin bir parçası ve biz hep bir çözüm bulabildik. Aynen bu şekilde de çalışmalarımızı devam ettirmek istiyoruz" dedi.
“STEİNBRÜCK MALİYE BAKANIMDI”
SPD'nin başbakan adayı Peer Steinbrück'ün ismini hiçbir şekilde telaffuz etmemesiyle ilgili bir soruya samimi cevap veren Şansölye, "Seçim toplantılarında konuşmalar yapıyorum ve televizyonda da rakibimle karşı karşıya geleceğim. Sayın Steinbrück'le büyük finans ve ekonomi krizi döneminde 4 yıl boyunca çok yakın çalıştık. O, maliye bakanıydı. Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) görüşü bazı noktalarda bize göre farklı. Örneğin vergileri yükseltmek istiyorlar. Biz ise, iyi bir ekonomiye sahip olduğumuzu ve çok sayıda insanın çalışıyor olması nedeniyle zaten vergi gelirinin de arttığına inanıyoruz. Bu gelişme, tehlikeye atılmamalıdır" diye konuştu.
“YEREL SEÇİMDE 'OY'A HAYIR”
"AB vatandaşlarının sahip olduğu yerel seçimlerde oy kullanma hakkının Almanya'daki Türk vatandaşlarına da verilmesi talebini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna "buna taraftar değilim" diyerek açıkça cevap veren Merkel, "Ülkemizde yaşayan herkesin Alman vatandaşlığına geçme imkânı var. AB vatandaşlarına verilen bu hak, 'Birlik Vatandaşlığı' fikrine dayanıyor. Bu temelde yerel seçimlerde seçme hakkı mevcut. Bu hususa tersinden bir bakalım: Türkiye'de yaşayan bir Alman vatandaşının da seçme hakkı yok. Bu nedenle söylediğimizin anlaşılacağını düşünüyorum. Biz, burada daimi yaşayan herkesi Alman vatandaşlığına geçmeye davet ediyoruz. Alman vatandaşlığına geçme başvurusunda bulunan herkesten memnuniyet duyuyorum. O zaman tüm haklara sahip olunuyor" dedi.
“TÜRKİYE POLİTİKAM DEĞİŞMEZ”
Yeniden başbakan seçilmesi durumunda Türkiye politikasında değişikliğe gitmeyeceklerinin sinyalini veren Merkel, Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer'in çalışmalarına övgüler yağdırdı. "Entegrasyon politikasının da bir politika olduğunu ve her yerde olması gerektiğini anladık" diyen Merkel, "Bu nedenle entegrasyon planlarıyla entegrasyon zirvelerini düzenledik. Kentlerle, yerel yönetimlerle, eyaletlerle çok iyi ve yoğun şekilde partiler üstü çalışıyoruz. Dil kurslarını yoğunlaştırdık. Bunun anlamı şu, neredeyse bize gelen herkes bugün bu dil kurslarına gidiyor. Çünkü dil, topluma giriştir. Kreşlerde ve okullarda dil yeterliliğinin denetlenmesi ve teşvik edilebilmesi için çok şey yaptık. Bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Ben ülkemde yaşayan herkesin başbakanıyım. Endişeler, sıkıntılar ve zorluklar da olsa, kendimi bu şekilde algılıyorum" şeklinde konuştu. Türkiye'nin Suriye konusunda olumlu çabalar sarfettiğini belirten Merkel, Suriye'deki sorunun bir an önce çözülmesi gerektiğini söyledi.
ÜYELİKTE ENDİŞELERİM SÜRÜYOR
Türkiye'nin AB konusunda yapması gereken çok şey olduğunu savunan Merkel, "Bu yönde Türkiye tarafından olumlu adımlar atıldı. Bir dizi kanun değişikliği yapıldı. Mamafih gelecek fasıl olarak gösteri, din ve fikir özgürlüğüyle büyük ölçüde alakalı olan temel hakların ele alınmasını belirledik. Burada daha fazla ilerleme bekliyoruz. Örneğin din özgürlüğü konusunda. Bu konuyu tabii ki çok dikkatli takip ediyoruz ve de Hıristiyan cemaatlerle konuşuyoruz. Başbakan Erdoğan ile birlikte değişik dinlerle bir diyalog gerçekleştirdim. Mevcut sorunlar hakkında konuştuk. En büyük engel şüphesiz daha önce bahsettiğim Ankara-Protokolü'dür. Buna göre, bir üye ülke, bugün AB üyesi olan tüm ülkelere aynı hakları tanımalıdır. Yani üye devletlerin kendi aralarında serbest dolaşıma imkân verilmelidir. Sonuç olarak Türkiye'den, Kıbrıs'taki tüm deniz ve hava limanlarına ulaşılabilmelidir. Bu, üzerinde çalışmamız gereken bir konudur" dedi.
VİZEDE YUMUŞAMA SİNYALİ
Türk işadamlarının vize çilesini ve Türkiye Cumhuriyeti AB Bakanı Egemen Bağış'ın "Bu saçmalığın sonlandırılması gerekir" çıkışını da değerlendiren Başbakan Merkel, "Türkiye'de bazen çok açık sözlü konuşuluyor. Aynı açık sözlülük Almanya'da da oluyor. Adım adım ilerlememiz gerektiğini düşünüyorum. Şikâyetleri anlıyorum. Türk-Alman Sanayi ve Ticaret Odası'nın konuğu oldum ve özellikle ekonomik işbirliğini zorlaştıran bu şikâyetleri dinledim. Bir kez daha İçişleri Bakanımızla konuştum. Evet, bir tarafta güvenlikle ilgili menfaatlerimizi dikkate almalıyız, fakat diğer tarafta ticari konuların geçmişe göre daha kolay halledilmesi için de her şeyi yapmalıyız. Aslında ilerlemeler kaydettik. Örneğin artık vize başvurusunda bulunmak için büyük kentlere seyahat etmek zorunda değilsiniz. Başvuruyu kırsal bölgelerden de yapabilirsiniz. Yeni yasama döneminde bu konuyla ilgili çalışmalarımıza devam edeceğiz" bilgisini verdi.
NSU CİNAYETLERİNDEN DERS
Neonazi terör örgütü NSU'nun cinayetleriyle ilgili olarak samimi açıklamalarda bulunan Başbakan Merkel, cinayet serisi ve soruşturmada yaşanan aksaklıklar nedeniyle devlete olan güvensizliği anladığını belirterek, "Kurban yakınlarıyla ve Köln'deki çivili bomba saldırısının mağdurlarıyla çok görüştüm. Bir güvensizliğin olduğunu anlıyorum. Anma törenindeki konuşmamda olanlar için özür diledim ve söz verdim. Biz, bunlardan ders alacağız. Yapıları öyle değiştireceğiz ki, aşırı sağcı unsurların iyi şekilde belirlenebilmesi için eyalet ve federal makamlar arasındaki işbirliğini daha iyi hale getireceğiz. Bir kısım değişikliği zaten gerçekleştirdik. Endişelerin, acının, yasın ve çaresizliğin bilincindeyim. Yıllar boyunca yanlış ithamlarla suçlanmanın ne kadar zor olduğunu sadece tahmin edebilirim. Bu nedenle kurbanların yanındayım ve davayla hukuk ve yasanın uygulanmasıyla her şeyin yapılacağına inanıyorum. Tabii ki sadece bu yeterli değildir. Toplumun vermesi gereken çok işaret var. Onlarla bu tür dehşetlerin tekrarlanmaması için her şeyi yaptığımızı belirgin şekilde göstermeliyiz" dedi.