İstanbullu afetlere karşı hazır olunca İstanbul da hazır olur
'Afete Hazır Olmak, Bir Saat Bir Hayat' konulu seminer gerçekleşti
'Afete Hazır Olmak, Bir Saat Bir Hayat' konulu seminer Dr.Necati Yılmaz, Doğal Afetler ve Lidam Komite Başkanı Aşkın Özdemir, İstanbul Vali Yardımcısı Günay Özdemir ve çok sayıda kişinin katılımıyla gerçekleşti.Dünyanın aktif deprem kuşaklarından Alp-Himalaya deprem kuşağı üzerinde bulunan Türkiye'de olası bir depreme karşı ne kadar hazırlıklıyız? İstanbul Vali Yardımcısı Günay Özdemir "Afetlere karşı dirençli ve hazırlıklı bir toplumun oluşabilmesi için devlet, yerel yönetimler, üniversiteler, özel sektör, medya, sivil toplum örgütleri ve bireylerle bir arada çalışarak İstanbul'u afetlere hazırlayacağız. İstanbul'da herkes afetlere karşı hazırlıklı olunca İstanbul da afetlere karşı hazırlıklı olacaktır" dedi.
Ataköy Yunus Emre Kültür Sanat Merkezi'nde düzenlenen 'Afete Hazır Olmak, Bir Saat Bir Hayat' konulu seminer Dr.Necati Yılmaz, Doğal Afetler ve Lidam Komite Başkanı Aşkın Özdemir, İstanbul Vali Yardımcısı Günay Özdemir ve çok sayıda kişinin katılımıyla gerçekleşti. Seminerin açılış konuşmasını yapan Dr. Necati Yılmaz "Bugün İstanbul özellikle de vilayetimiz depreme ne kadar hazır? Bu konuda neler yapılabilir? Devlet her şeyi yapamaz. Asıl önemli olan konusundaki duyarlılığı anlatabilmek" dedi.
Toplantıda Afetlere karşı dirençli ve hazırlıklı bir toplum oluşturulması için hep beraber çalışılması gerektiği söyleyen İstanbul Vali Yardımcısı Günay Özdemir, " Biz İstanbul'da herkes afetlere karşı hazırlıklı olunca İstanbul afetlere karşı hazırlıklı olacaktır prensibiyle hareket ediyoruz. Bunun için bütün kurumlar arasındaki koordinasyonu sağlamak bizim görevimiz. İstanbul dünyanın merkezi ve ülkemizin de çok önemli bir kenti durumunda. Onun için şöyle bir baktığımız zaman İstanbul'a ülke ekonomisinde gayri safi milli hasılamızın (GSYH) yüzde 22'sini, vergi gelirlerimizin ortalama yüzde 45'ini, dış ticaretin yaklaşık yüzde 50'sini, sanayi üretiminin yüzde 30'unu, toptan perakende ticaretinin yüzde 24'ünü İstanbul gerçekleştiriyor. Baktığımız zaman İstanbul Türkiye Ekonomisinde çok önemli bir yere sahip. 1999 Kocaeli depreminde toplam 3,5 milyar dolarlık ölçülebilen bir kayıp oldu. Eğer yeterli tedbirleri almazsak İstanbul'da da böyle büyük bir felaket olduğunda ortalama asgari 50 milyar dolar civarında bir kayıpla karşı karşıya kalacağız. Güvenli şehir güvenli yaşam konseptinin gerçekleşebilmesi için öncelikle il afet yönetim sistemimizi kurulması, acil durum hazırlık kapasitemizin geliştirilmesi ve öncelikli kamu binalarının sismik riskinin depremlere karşı, afetlere karşı hazırlanması, güçlendirilmesi, yenilenmesi, imar ve yapı mevzuatının etkin bir şekilde uygulanması ve asıl önemli olan toplumsal güç birliğinin gerçekleştirilmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı
Doğal afet durumlarında haberleşme ağının çok iyi bir şekilde kurulmuş olması gerektiğine dikkat çeken Özdemir, "1999 depreminde de görüldüğü gibi doğal afetler sırasında ağırlıklı olarak telefon kullanıldığı için sistem kilitleniyor. Bunun için telefon sistemine alternatif olarak farklı iletişim ve haberleşme sistemleri kurulması gerekiyor. Biz şu anda 'analog' altyapı sistemlerimizi güçlendirerek İstanbul'un tamamında telsizle haberleşebilecek bir altyapı sistemini kurduk. Sağlık Müdürlüğü, AFAT, İstanbul Arama Kurtarma Birliği, Emniyet Müdürlüğü gibi kurumlar arasında bilgiyi ve haberleşmeyi sağlayacak bir yapıyı ve telsiz ağımızı oluşturduk" diye konuştu.
İstanbul'da afet anında afetle ilgili bilgilere rahatça ulaşılabilmesi için afet radyosunun kurulduğunu belirten Günay Özdemir "Şu anda 103.0 frekansında günde bir saat olarak deneme yayını yapılıyor. Herhangi bir afet anında bu radyoyu kullanacağız. Bu radyodan sürekli, güncel ve doğru bilgileri halkımızla paylaşabileceğiz" dedi.
MAHALLELERDE AFET GÖNÜLLÜLERİ EKİBİ OLUŞTURULACAK
Asıl amaçlarının her mahallede gönüllü yerel afet ekibi oluşturmak olduğunu söyleyen Özdemir, "Verilere baktığınızda İstanbul'da bir deprem anında yıkılabilecek bina sayısı binlerle ifade ediliyor. Onun için bu gönüllülük esaslı olan yerel afet ekibi konusunda biz sizlerden destek bekliyoruz. Her mahallemizde afet sonrası asıl arama kurtarma ekipleri gelinceye kadar orada birçok hayatı kurtarabilecek ve hafif arama kurtarma yapabilecek bilgi ve donanıma sahip gönüllü ekiplerin oluşturulmasını istiyoruz" dedi.
Güçlendirme ve yeniden yapım çalışmalarını ağırlıklı olarak okullar, sağlık kurumları, yurtlar ve kamu binaları üzerinde yoğunlaştırdıklarını söyleyen Özdemir " Afet öncesinde bu binalarımızı güçlendirirsek afet anını daha az zararla atlatabilir ve afet sonrasında hizmetlerimizi kesintisiz bir şekilde sürdürebiliriz" diye konuştu.
ARAMA KURTARMA KÖPEKLERİ KONUSUNDA EKSİKLİKLER VARDI
1999 Marmara depreminden sonra hem Yalova'ya hem de İzmit'e birçok kez gittiklerini belirten Doğal Afetler ve Lidam Komite Başkanı Aşkın Özdemir, "Halkı daha fazla bilinçlendirme gereği ortaya çıktı. Biz de bu projeyi 4 sene içerisinde gerçekleştirdik ve sonra yönetim çevresinin de kabulüyle birlikte 2003 yılında doğal afetler komitesini kurduk. Buradaki amaç özellikle pilot okullardaki çocukları güvenli yaşam için bilinçlendirmekti. Tabi o günlerde Türkiye'de bir de büyük bir eksiklik olan arama köpekleri konusu vardı. Bu konuya biraz daha eğildik ve üç tane köpekle yola çıktık. Şu anda bünyemizde 5 tane uluslararası ve ulusal sertifikalı köpek ve yetişmekte olan 3-4 tane de yavru köpeğimiz var" dedi.
Arama kurtarma köpeklerinin çeşitli kriterlere göre bir değerlendirmeyle seçildiğini ifade eden Özdemir, şunları kaydetti; "Bu köpekler heyecanlı olmak zorunda. Hiçbir şekilde agresif olmayıp oyun oynamayı çok seviyor olmalı. Bu köpeklerde altı aylık bir deneme süresi oluyor. Köpekler ise bize 3 veya 4 aylıkken getiriliyor. Altı aylık olduğunda köpek sosyalleşme açısından diğer köpeklerle tanıştırılıyor. Çünkü bizim köpeklerimiz herhangi bir operasyon sırasında hep bir arada olmak zorundalar. Dolayısıyla bir arada olduklarında iyi geçinmek durumundalar ve o kalabalığın içinde herhangi bir köpek çağırıldığında sadece o gelmeli; komut verildiğinde komutu sadece o yerine getirmeli. Bu yüzden sahiple köpek ilişkisi çok önemli. Bu testi geçen köpeklerin bir şeyler yapıp yapamayacağı anlaşılıyor. Bir arama köpeği herhangi birini ısırdığında ise gruptan hemen çıkartılıyor; neyse ki böyle bir durum şu ana kadar başımıza gelmedi.
Türkiye'de doğal afet alanında yapılan çalışmaların yeterli olmadığını ve hiçbir zaman da yeterli olmayacağını vurgulayan Aşkın Özdemir "Çok uğraşmak lazım. Daha önce de belirttiğimiz gibi bu anlamda her kurumun kendi uzman olduğu alanda işini iyi yapması gerekir. Diğer gruplarla bizde olup onlarda olmayan veya onlarda olup da bizde olmayan şeyleri birleştirerek bunları uygularsak daha kısa sürede çok fazla hayat kurtarabiliriz. Bunun olabilmesi için de tabi sürekli bir arada çalışmak gerekiyor. Onun için hafta sonları AKUT ve AFAT gibi kurumlar birlikte çalışmalılar."