Raporda, 4. yargı reform paketi ve çözüm süreci, önemli adımlar olarak değerlendirilirken, “toplumun bütün kesimlerini kapsayan katılımcı demokrasi ve ceza kanununda ifade ve toplanma özgürlüğüne saygılı değişiklikler yapılması ihtiyacı”na vurgu yapıldı.Reform çabalarının, yargı paketinin kabul edilmesi, demokratikleşme paketinin ilanı ve çözüm sürecinin başlatılması ile devam ettirildiği belirtilen raporda, siyasi iklimdeki kutuplaşmanın ise devam ettiği ifade edildi. Raporda şu cümlelere yer verildi: “Buna göre, demokrasi anlayışı, bütün seslere kulak verilen katılımcı bir süreçten ziyade, sadece meclisteki çoğunluğu esas alan bir anlayış olarak kalmaktadır. Bu da, muhalefet karşısında uzlaşmaz bir tutum ve temel hak ve özgürlüklerin korunması konusunda başarısızlık anlamına gelmektedir. Bu anlayış, Mayıs ve Haziran'daki büyük gösterilerde polisin kullandığı aşırı güçte kendini göstermiştir. Ayrıca, kanunlar ve bunların mahkemeler tarafından yorumlanması noktasında, ifade özgürlüğü de dahil, temel özgürlüklere saygı zarar görmektedir. Medya patronlarının mülkiyet ilişkileri ve siyasetçilerin tehditkar açıklamaları, basında oto sansürü yaygın hale getirmiştir.”

Yargı ve temel haklar konusundaki 23. Fasıl ve Adalet, Özgürlük ve Güvenlik'le ilgili 24. Faslın açılış ölçütleri konusunda en kısa zamanda anlaşmaya varılması ve bu iki fasıl çerçevesinde müzakerelerin başlamasının hem AB, hem Türkiye'nin çıkarına olduğu belirtilen raporda, bunun, Türkiye'deki reformların gerçekleşmesi için AB'nin ölçüt olarak alınmasına katkıda bulunacağı ifade edildi.
Kıbrıs konusunda Türkiye'nin kapsamlı bir çözüm için müzakerelerin yeniden başlamasına destek verdiği, bununla beraber, Ortaklık Sözleşmesi Ek Protokolü hususundaki yükümlülüklerini halen yerine getirmediği ve malların serbest dolaşımı için engelleri ortadan kaldırmadığı ifade edildi.

Türk ekonomisindeki yavaşlamanın kısmen para politikasına ve iç talep ile dış ticaretteki büyümedeki dengelerin değişmesine, cari açıktaki daralma ve düşen enflasyona bağlı olduğu belirtilen raporda, 2013'ün ilk çeyreğinde ekonominin ivme kazandığı ifade edildi. Raporda ayrıca şu cümlelere yer verildi: “Türkiye finans piyasaları ve Türk lirası, uluslararası para çevrelerinde beklenen değişim, Türkiye'deki siyasi huzursuzluk ve Suriye'deki iç savaş nedeniyle, ciddi bir aşağı yönlü baskı altında kalmıştır. Bu gelişmeler, Türkiye'nin halen çok büyük olan cari açığıyla ilişkilendirilen ekonomik kırılganlığını göstermektedir ve kısa vadede yeniden büyümeye başlamasını riske atabilir.”

Raporda, Türkiye'nin AB mevzuatına uyum çabalarının devam ettiği, özellikle malların serbest dolaşımı, mali hizmetler, enerji, bölgesel politika ve yapısal araçlar konusunda önemli ilerleme kaydedildiği ifade ediliyor. Göç ve iltica alanında hukuki çerçevenin oluşturulmasına ilişkin önemli gelişmeler gözlemlendiği belirtilen raporda, birçok alanda hukuki uyum ve arttırılmış kurumsal kapasite sağlamak için çabalara ihtiyaç duyulduğu vurgulanıyor. Yargı, temel haklar, adalet, özgürlük ve güvenlik konularında da daha somut ilerleme kaydedilmesi gerektiği ifade ediliyor.

İlerleme raporu, AB-Türkiye geri kabul anlaşmasının imzalanması ve vize görüşmelerinde de ilerleme kaydedilmesi gerektiğini vurguluyor.