Cumhurbaşkanının partisine dönüşü hasretin vuslatı olarak tanımlanıyor ama, gerçekte, hasret hiç yaşanmadı, aksine hep bir vuslat hali vardı, 2002 den bu yana sürekli ve mutlak iktidar, dindar inanç kimliği ağır basan kadroların "iktidar vuslatı"na tekabül ediyordu ve bu kongre ile yeni bir döneme girildi.
Ak parti giderek, siyasi bir parti olmaktan ziyade, otoriter disiplin ile yönetilen bir teşkilat haline dönüşüyor..
Partideki bütün tüzük değişiklikleri , tek kişinin ( Cumhurbaşkanı)yönetim iktidarına göre düzenleniyor..
Yeni Anayasa'ya uygun tüzük değişikliklerinde, açık olmasa da zımni bir "kaydı hayat şartı ile genel başkanlık" makamı ihdas edilmiş gözüküyor..
Anayasa değişikliği de , Cumhurbaşkanına göre düzenlendiği için, hem devlette hem de partide aynı kişi üzerinden bir "yönetim erki" ,organik hale getirilmiş oluyor ki, parti, ilgili terminolojide, parti, devlet bütünleşmesinini tipik ve en radikal haline tekabül eder...
Fetö ucubesinin manivela olarak kullanılması ile, olağanüstü hal ve bağlı kararnamelerin süreklilik arzetmesi, tamamen nevi şahsına münhasır yeni bir rejime işaret ediyor.
Beraber yürüdük biz bu yollarda, dizelerinin, nostaljik tonlamaları ile, bir ara nağme, olduğu anlaşılıyor,
"bir şarkısın sen ömür boyu sürecek ",, mısrasının , ise , kongre salonunun duvarlarında, sübliminal değil, açık bir mesaj olarak sergileniyor olması ise, yeni durumu teyit ediyor.


Keriman Ece