AİHM ve Türk Hakim sorunu - 08/08/2017 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
AİHM için önerilen son yargıç adayları, mülakata bile çağrılmaya gerek görülmeden refüze edilince, süresi dolan yargıç, 2018 başına kadar -zorunlu olarak -göreve devam edecek.
Türkiye'de, AİHM'de yargıçlık görevi yapabilecek vasıflarda çok sayıda hukukçu var. Aday olarak önerilenlerin de müktesebatları yeterli olabilir, sorunlardan biri iktidara angaje olma ile ilgili. Bürokratik hiyerarşi içinden aday gösterilmesi sorun yaratıyor (iki aday da iktidar tarafından atanan ve yüksek seviyede bürokratik görevde bulunan , müsteşar yardımcıları..) Son önerilen adaylar arasında türbanlı bir hukukçunun olması, meseleyi, mahkeme içtihatları bakımından tartışmaya açıyor. AİHM, türban yasaklılığı konusunda verdiği kararlarda, "hak ihlali" görmeme yönünde içtihat üretiyor. Daha sonra emsal kabul edilecek, Leyla Şahin kararında, türbanın politik sembol olarak kullanıldığına işaret etmiş ve din/vicdan özgürlüğü, ayrımcılık yasağı ve ilgili sözleşme hükümlerinin ihlal edilmediği hükmüne varmıştı. Kılık kıyafet yönetmeliklerinde yapılan değişiklikler sonucu, türban, kamu kurum ve kuruluşlarında ve TBMM'de serbest. Zamanın Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu , Yargıtayın başvurusu üzerine, hakim ve savcıların türbanlı (başörtülü) olarak görev yapabilecekleri hususunda görüş bildirdi ve uygulamada sorun yok. 16 Nisan, Anayasa halk oylamasında, yargının tarafsız ve bağımsız olduğuna dair düzenleme de kabul edildi. Türkiye'deki uygulamada, türbanlı yargıç; din ve vicdan özgürlüğünü kullanıyor, yargının tarafsız ve bağımsızlığı bakımından, bir mahzur görülmüyor. AİHM içtihatlarında; türban, politik bir sembol olarak kabul ediliyor. Muhtemelen, bu nedenle, tarafsız ve bağımsız olamayacağı gerekçesi ile türbanlı yargıç adayı, değerlendirmeye alınmıyor. Numan Kal |
|||||||||
|