Yargıya "hedef süre" ayarı - 28/08/2017 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Yargılamada makul süre meselesi , usul ekonomisi bakımından önemli olup Anayasa ve ilgili kanunlarda düzenlenmiş bulunuyor..
Anayasa; 141 . maddesi ile; "yargılamaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir " çerçeve normu ile tartışmaya mahal bırakmıyor.... Yargılamanın amacı adaleti ve sonuç olarak toplumsal barışı tesis etmektir.. Yargıç bu amaca ulaşmak için, yargılamayı sevk ve idaresinde bağımsız olarak ve hiçbir tesir altında kalmadan, davayı aydınlatma ödevi ile mükelleftir.. Adalet Bakanlığı, 1 Eylül 2017 de yürürlüğe girecek yönetmelik ile, "yargılama sürecinde" "" hedef süre"" belirlenmesini öngörüyor.. Yönetmelikte, Hedef süre, "..ilgililer için hak doğurmayan ... Bakanlık tarafından belirlenen süre.." olarak tanımlanıyor.. "Hedef sürelerin" en geç iki yılda bir Bakanlık tarafından güncellenmesi ise, yargılama süreçlerine ,"enflasyon oranı" muamelesi yapmak sayılabilir ki, yargılamaların selametini hangi ölçüde etkileyebilir, bilinmez.. Bakanlığın, bir yargılama sürecine her ne şekilde olursa olsun müdahil olması, kuvvetler ayrılığına kesin aykırılık teşkil eder.. Yürütmenin ( Bakanlığın), velev ki, "yargısal süreçleri iyileştirme amacı ile olsun " velev ki, "Hakimler ve Savcılar Kurulunun görüşü alınsın.., yargılamada" süre belirleme" yetkisi, Hukuk Devleti içinde, tartışılabilecek bir husus değildir.. Hedef sürelere uyumun ölçülmesi yoluyla yapılacak performans değerlendirmesi, Hakim ve Savcılar üzerinde, adaletin değil demoklesin( siyasetin) kılıcını asmak sayılır ki, toplumun %70 lerde Adalet sorununa işaret ettiği bir zaman diliminde, hayırlı sonuçlar doğurmama tehlikesi taşır.. Nedret Karagöz |
|||||||||
|