KİMLERİN ADALETİ KİME? - 27/10/2017 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Terazili işlerde, darasını almak diye bir deyim var.
Kabı ile birlikte ağırlık tartısında, kabın ağırlığı kadar, karşı kefeye ağırlık konur ve tartı hakkaniyeti sağlanır. Bizim “Adaletli Yargıç” resminde ki gibi çaktırmadan kefeyi parmaklamak gibi değil yani. Adalet terazisinin tartısında son zamanlar da görünmeyen eller devreye giriyor. Ergenekon ve ilgili davalarda, cemaat denen ucube yapı, teraziye müdahale etti ve sonunda da ortalığı kana buladı. Bugünlerde de, ayarı bozulmuş terazinin darasını almak üzere müdahaleler oluyor. Bu müdahaleler bizim “Adaletli Yargıç” resminde ki gibi oluyor sanki. Bu müdahaleye en çarpıcı örnek; FETÖ suçlamasına muhatap bir askerin karısının, ağacın tepesine çıkıp, adalet isteğini haykırmasıydı. Ergenekon ve diğer davalarda, mağdurların sesini kimseler duymaz iken, bu sefer, Cumhurbaşkanı farkına vardı ve birkaç gün içinde , tahliye gerçekleşti. İyimser bir tahminle, ya terazinin darası alındı ya da teraziye bir parmak atıldı. Büyükada'da toplantı yapan STK mensupları, terör örgütü suçlaması ile derdest edilip tutuklandılar, içlerinde, Alman ve İsveç vatandaşları da olduğu için, dış kamuoyu da sesini yükseltti, Türkiye de adalet terazinin bozuk çalıştığı itirazları yapıldı, ilk celsede , tahliye edildiler ve yabancılar, hapishaneden doğrudan yurt dışına intikal yaptılar. Yargılama aşamasında yurt dışına çıkma yasağı da yok yani. Yurt dışı desteği olmayan kişiler ise , yurt dışı yasağı, ve ev hapsi karşılığında ancak tutuksuz yargılanabiliyorlar, o da şansları varsa. Ergenekon sürecinde, rütbe sahibi bir sürü asker , yurtdışı görevlerini bırakıp duruşmalara katıldılar, mahkemeler onlara güvenmedi, kendi ayağı ile gelene ""kaçma şüphesi uyguladı, yıllarca tutuklu yargıladı. Enis Berberoğlu milletvekili sıfatına ve bütün duruşmalara katılmasına rağmen , suç vasfı iddiası ile tutuklu. İki yabancı ülke vatandaşı da aynı suçlama ile yargılandıkları halde, şartlı tahliyeye gerek duyulmadan tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldılar ve anında yurt dışına çıktılar, bu kararı veren mahkeme, yarın mahkumiyet hükmü verirse, bu arkadaşları nerede bulup ta hükmü uygulayacak. Yabancılara kaçma şüphesi uygulamayacaksın, onlar ellerini kollarını sallayarak yurt dışına çıkacaklar, burada bulduğun , sırtını ağalara dayamamışları tutuklu yargılayıp mapus damlarında ezeceksin. Adalet terazisi öyle şirazeden çıkıyor ki, "darası bile alınamaz," hale gelmek üzere Dedikodulara göre, bu Büyük ad işinde, eski Almanya Şansölyesi müdahil olmuş. Kısa bir zaman önce de, Fransa'nın, Cumhurbaşkanının bir Fransız vatandaşı için, ricacı olması üzerine terazi parmaklandı ve Fransız vatandaşı da serbest bırakıldı ve yurt dışına çıktı. Ergenekon yargısı, Adaletin terazisini etkiledi, alınan bütün tedbirlere rağmen halâ zaman zaman bir dara problemi ortaya çıkıyor. Bereket bu dönemde, "tutuksuz yargılama " yönünde, daralar alınıyor. Adaletin terazisi "dara" sı alınmadan da, hak ve hukuku kollamak ve gerçeği tartmak zorunda olmalıdır. Adalet Bakanımız bas bas bağırıyor şimdilerde, “Büyükada’daki toplantıya ilişkin davada Almanya ile pazarlık yapıldığı iddialarının kabulü mümkün değil.” diye, ateş olmayan yerden duman çıkar mı? İddiaların kabulü halinde ne olacağını düşününce bu sözü “ pazarlık yaptık ama maalesef yaptık diyemeyiz.” mealinde anlamak olabilir değil mi? Hadi biz damardan uyutuluyoruz ama onlar uyumuyorlar, tüm gerçekleri görüyorlar, işlerine gelince bizleri yemleyerek istediklerini alıyorlar. Kendilerini Adaletin de sahibi sananlar, Hukuk’un üstünlüğü doğrultusunda sistemi evrensel kriterlere getirmeyerek, ”Üstünlerin Hukuku” şeklinde havaya girip egolarını okşarken düşmanlar ileri de bunları da uluslararası yargının bir kefesine koymak ve ülkeyi yargılamak için ellerini ovuşturarak sabırla beklemektedirler. Kişiye göre, kafaya göre adalet dağıtılırsa yolun sonu çıkmazdır. Bu kimin adaleti dir? Adama sonra muz cumhuriyeti muamelesi bile yapmazlar. “Bu böyle biline.” Adaletli Yargıç |
|||||||||
|