Türkiye sosyolojisi ,son zamanlarda (eş ) kadın öldürmelerinin, vukuat-ı adiyeden hale gelmesinin, "utancına" neredeyse alışıyor.
Kendi kadını üzerinde, "öldürme hakkı" olduğuna inanan " cinnet karakteri" gerekli tepkiyi almıyor, ilkelleşmiş namus anlayışı, tabii bir mazeret gibi, cinayetleri yaygınlaştırıyor..
Kadını öldürmek üzere gözü dönenler, yanındaki çocuğa rağmen ve onu da öldürmek pahasına, katletme içgüdüsünü frenleyemiyorlar.
En son, bir baba , boşanmak üzere olduğu eşini değil, kendi çocuklarını öldürerek, bir anneye, onu öldürmekten daha ağır bir eziyeti reva gördü.
Sürü ruhiyatını yaşayanlar için çok tehlikeli bir örnek teşkil etme potansiyeli var.
İstatistiklere göre, 2016 yılında, basına yansıyan kadın cinayeti sayısı 397, Cinayetlerin %85'ni, kocalar, sevgililer, eski kocalar, ayrılmak istenen sevgililer işlemiş.
Bölgesel dağılıma göre," Ege Bölgesinde 78, Marmara Bölgesinde 77, Karadeniz Bölgesinde, 45, İç Anadolu Bölgesinde 48, Doğu Anadolu Bölgesinde 28, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde 59, Akdeniz Bölgesinde 64," olmak üzere, kadınlar katledilmişler..
Bu tabloya göre , bir bölgeye mahsus ilkellikten değil, genele doğru yaygınlaşan bir histeriden bahsetmek mümkün.
Öz çocuklarını dahi sakınmayan bu vahşetin ayıbından kurtulmak, Türkiye'nin önemli gündem maddesi haline gelmiştir.


Bahar Gençoğlu