Seçim ittifakı sağlayan yasa meclisten geçti, ana muhalefet partisi içinden ve bazı kesimlerde , boykot çağrıları dillendirilmeye başlandı..
16 Nisan Referandumu sonuçları üzerine , mühürsüz oy psulaları kullanılmış olması nedeniyle, düşen şaibe henüz temizlenmedi..
Cumhurbaşkanı, "atı alan üsküdarı geçti" vecizesi ile, itirazları ciddiye almadığını ortaya koydu..
Hayır cephesinin siyasi temsilcileri, seçim sonuçlarını kabul etmediğini ileri sürse de , direniş gösteremedi, amiyane tabiri ile, "kuzu kuzu" boyun eydi, gündelik siyasi hayatına devam etti..
Bizim partili muhalefet kültürümüzde, aldığı vekalete gereği gibi sahip çıkma geleneği oluşmadı..
Siyasi vekâlet, verildiği siyasete; sosyal, siyasal ve tarihi sorumluluk yükler..
Bu sorumluluğun vebali büyüktür, layıkı veçhile taşımak , önce cesaret , sonrada özverili bir mücadele süreci gerektirir.
15 Temmuz kalkışmasında, iktidarın sorumluluğunu göz ardı edip, yeni kapı ruhu kisvesi altında aynı safta dizilmek ve ülkeyi sonu belirsiz ve süresiz bir olağanüstü hale mahkum etmek de, sorumluluğun yerine getirilmesindeki zaafın tipik bir örneğidir..
İktidarın, dokunulmazlıkları kaldırarak, bir partiyi siyaseten silmek, parlamentodaki temsilini kadük hale getirmek oyununa alet olmak da, vekalet sorumluluğunu yerine getirememenin bir başka boyutudur..
Şimdilerde, boykot çağrıları, mücadeleden kaçmanın yeni bir örneği olarak gündemdedir..
iktidar , yönetim anlayışı olarak, külliye iradesini tartışılmaz bir erk olarak milletin önüne getirmeye kararlı , siyasi kimliğini göz ardı eden milliyetçi anlayışları da yedeklemiş gözüküyor..
Bu anlayışa karşı olanların yapmak zorunda oldukları tek şey, bütün vatan sathını siyasi muhalefet alanı haline getirmektir..
Önce sandık için mücadele, sonra da sandık sonuçlarını müdafaa tek çıkar yoldur..
Sandığa giren muhalif oyların, sandıktan ayniyle çıkması, muhalif partilerin namus borcudur..
Namus üzerine kumar oynanmaz, eğer, sandık sonuçlarını gasp etmeye teşebbüs edecekler olursa, Üsküdara geçmeye çalışan atların önüne geçmek haysiyet meselesidir..
Bu ülkede tankların önüne yatan demokrasi aşıkları kadar, oyunun namusuna,her ne pahasına olursa olsun sahip çıkacak olanlar da vardır.


Nelin Mataracı