Külliye, devletin çok amaçlı kullanım alanı olma konusunda emin adımlarla ilerliyor. Kamu kuruluşları, kurumları, artık, önemli toplantılarını, Külliye'de Cumhurbaşkanının bir nevi riyasetinde yapıyorlar..
Son olarak HSK( Hakim ve Savcılar Kurulu) meslek tayinleri ile ilgili ad çekme işlemini, Külliyede yaptılar. Başbakan ve akabinde Cumhurbaşkanı, her gün defalarca yaptıkları siyasi propaganda konuşmalarını, hakim ve savcı adaylarına yaptılar, tören, mutad , bütün tv'lerce canlı olarak yayınlandı. Cumhurbaşkanı Afrinden girdik Resulayn'a kadar gideceğiz dedi, adaylar, coşkuyla alkışladılar.
Hakimler ve Cumhuriyet Savcıları Hakkında Uygulanacak Atama ve Nakil Yönetmeliği m. 19; Hakim Adaylığından Atanma kenar başlığı ile, ad çekme," kura" işlemini düzenliyor.
Maddenin üçüncü fıkrasına göre; Kurulca tespit edilecek ad çekme gün ve saati adaylara duyurulmak üzere Adalet Bakanlığına bildirilir.
Ad çekme sonucu bir tutanakla tespit edilir. Düzenlenecek kararname yüksek onaya sunulur.
19 Mart tarihli idari işleme bakılınca, netleşmesi gereken hususlar ;
Adalet Bakanlığı, ad çekme işleminin, Külliyede yapılmasına re'sen mi karar vermiş,
Ad çekme tutanağı HSK tarafından mı, Külliye görevlileri tarafından mı düzenleniyor,..
Başbakan ve Cumhurbaşkanı, hangi sıfatla ( Külliyenin sahibi sıfatı da tartışmalı, seçim dönemine ve Anayasada tanımlanan Cumhurbaşkanlığı görevine münhasır olarak işlev görmesi zorunluluğu var) , HSK'nun ad çekme işlemine katılıyorlar ve siyasi konuşma yapıyorlar.
Sonuç olarak, ad çekme işlemi ile ilgili tutanağın ve ona dayanarak düzenlenecek kararnamenin hukuki geçerliliği tartışmalı.
Bugün, iyi niyetle, Külliyede ad çekme yapılır, yarın bir başkası, bu kura işlemini, Beştepe muhtarlığı, ihtiyar heyeti odasında yapalım der, İşin ciddiyeti kaybolur. Toki torbasından daire çekilişi yapılmıyor, mülkün temelini teslim edeceğimiz yargı mensupları atanıyor.

Adil Tarafsız..