Başbakan , Beştepe'de "yatırım toplantısı "yaptı..
Yatırımın önündeki engelleri nasıl kaldırdıklarını ve geri kalanları nasıl kaldıracaklarını anlattı.. !
6 senelik iktidarlarına rağmen, bürokrasiyi eleştirdi, kanun çıkardıklarını ama, kanunların hemen uygulanmadığını, - hukukçuların kendilerine ihtiyaç olması için- uygulamayı engellediklerini, her zamanki, şakacı üslubuyla anlattı..( ne alaka ise!!)
Hazirun da kendisini alkışladı. Kanunun uygulanma prosedürünü, yönetmelik tüzük aşamalarını kastettiği tahmin ediliyor.
Meclis çoğunluğu ile, gerçekleştirilen "orta boy çuval ebadında doldurulmuş" kanun düzenlemelerinin, Resmi Gazetede yayınlanmasının hemen ertesinde, icraatın başlamasını istediği anlaşılıyor.
Hukuk ve kanundan anladıkları bu ...
Kanun devletini hukuk devletine tercih ettikleri biliniyor, ama, kanunun çıktığı an derhal itirazsız uygulanmasını istemek de, kanunu ferman zannetmekle eş anlamlı,
kanun devletlerinde bile, yadırganacak bir anlayış.
Ayrıca, bu kadar yıl sonra, hala bürokrasiden şikayet etmek, kendi kendilerini inkar oluyor farkında değiller.
İktidarı engelleyecek bir bürokrasi aygıtı bir yana, Cumhurbaşkanının külliyesinde her daim hazır ve nazır bir yüksek yargının varlığı hatırlanırsa, hala icraatlarımız engelleniyor iddiası, komik ötesi bir duruma işaret ediyor.
Akp'nin yönetim anlayışında, devlet ve bürokrasi adeta hasım olarak görülüyor, bir dönem tatlı üleşimler yaptıkları liberaller gibi, devletsiz bir iktidar aygıtı hayal ediyorlar, yine eski destekçileri, kripto cemaat devleti işgal ederken, uzun süre uyukladılar, 15 Temmuzda uyandıklarında da , zaten ortada devlet kalmamıştı..
Devleti tuş ediyoruz derken , az daha kendileri tuş olacaklardı.
Devleti yeniden ihya ve inşa için, OHAL'e mecbur kalmaları da, ayrı bir siyasi hiciv örneği.
Bu kadar sene sonra hala yatırımcıların önünü açmaya yönelik eylem planları yapmak, bu kadroların, öğrenme zorluğu içinde olduklarını gösteriyor.
Yapa boza, öğrenirler mi bilinmez ama, Türkiye her taraftan kuşatılmış vaziyette, zaman daralıyor. Bunu öğrenseler bari...



Kani İslamoğlu