Danıştay üyesinin hıncını yansıtma şekli - 11/06/2018 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Siyaseten taraf "tarafgir apolet" tartışmaları sürerken, ikinci işaret fişeğinin Danıştay cenahından gelmesi şaşırtıcı olmadı. Danıştay Başkanı da , muhalefetin "Adalet" yürüyüşü ile ilgili olarak, "sözde adalet yürüyüşü" değerlendirmesini, kamuoyu ile paylaşmakta bir mahzur görmemişti.
Ana muhalefetin cumhurbaşkanı adayı, "türban/başörtüsü" konusunda, tamamen nötr olduğunu her vesile ile ilan ediyor.. Buna rağmen, AKP, avukat kontenjanından bir Danıştay üyesi , "...bugün gizlemeye çalıştığınız gerçek niyet ve çabalarınıza rağmen, Muharrem İnce zihniyettekilerin yaşattıklarını unutmadık, unutmayacağız ." paylaşımında bulunmuş, tepkiler üzerine de, bu mesajı silmiş...... Yargıç, etimolojik olarak, yargıda bulunan, , "sadece hak hukuk ve nesafet içinde kalarak karar veren " ve kamu düzeni bakımından hayati bir fonksiyonu kullanılan kişi anlamında, kullanılıyor. Danıştay üyesi, içinde biriktirdiği hıncını boşaltmamış ve böyle bir niyetinin olmadığını da açıkça ilan etmiş. Yargı erkinin zirvelerinde bulunmak bile düşüncelerinde değişiklik yapmamış, mağduriyet halinden mağduriyet haline geçiş yapmış. Geçmiş dönem mağduriyetinin hayatı boyunca, bütün yargılarını etkileyeceğini de, kamuoyu ile paylaşıyor, sonradan silmiş olması, "yargıç kararlılığı" bakımından da, "sözünün arkasında olma iradesi bakımından da", bir zaaf içinde olduğunu gösteriyor. Komutan, Cumhurbaşkanının siyasi değerlendirmesini alkışladı ve, apoletleri ile ilgili tasarrufta bulunma beyanlarına karşı, Cumhurbaşkanının himayesinde, komuta kademesini işgal etmeye devam ediyor. Komutan' siyasi ve fikri tutarlılık içinde gözüküyor. Cumhurbaşkanı bütün general seviyesindeki rütbelilerin de paşası olduğunu ilan etmek ihtiyacı hissetti, TSK'deki paşalar da, bu durumu kabullenmiş gözüküyorlar, itiraz eden yok. Cumhurbaşkanı, ordunun Başkomutanı olduğu hususuna sıklıkla vurgu yapıyor. Yüksek komuta kademesinin , böyle bir cazibesi var, en sivil görünenler bile, paşalığa özenebiliyor. Cumhurbaşkanı, yargıçların da yargıcıyım demiyor. Onun yerine, bazı yargıçlar, aynı siyasi zaviyede, söylemlerde bulunuyorlar. Sonuç olarak, apoletler ve cübbeler de siyasi mücadele içine girmeye başladılar. Apoletleri sökmek, cübbeleri çıkarttırmak, çare değil, kuvvetler ayrılığını önceleyen gerçek bir hukuk devleti, bütün bu tuhaf davranışların panzehiridir. Ayten Tunçbilek |
|||||||||
|