Seçimlerde ittifakların oluşumu ve cumhurbaşkanı adaylarının çoğalması, seçmen davranışını etkilemiş gözüküyor.
Önceki seçimlerde ve referandum süreçlerinde sandık, iktidar partisi ve ona destek veren çevrelerce domine edildi ve Erdoğan adı etrafında , "seçim kaybetmez" algısı oluştu.
24 Haziran baskın seçimleri süreci de bu havada başladı fakat kısa zamanda başka bir boyuta evrildi ve meydanlarda muhalif hareketlenmelerin işaretleri artmaya başladı.
Son haftaya girilirken de, "dip dalgası" söylemi, gündemi kapsamış görülüyor.
Daha ziyade sosyolojik bir tanımlamaya tekabül eden bu durum, öngörülemez olma hali" karşılığında kullanılıyor.
Siyaset analistleri ve kamuoyu araştırmacıları , -önemli oranlara tekabül eden- bu yeni durumu açıklamakta zorlanıyorlar..
Ortalama seçmen, vereceği oy konusunda "ketum" davranıyor, kendini ifşa etmiyor.
Seçim tarihi yaklaştıkça, her zamankinden farklı bir siyaset sosyolojisinin dipten yüzeye doğru hareket halinde olduğu değerlendirmeleri artıyor.
Aritmetik olarak iktidar süresi uzadıkça yıpranma katsayısı artıyor, hele konforlu bir çoğunluk söz konusu ise ki bir pervasızlığı artıyor, iktidar mutlaka alternatiflerin kuşatması altında kalıyor. Siyasetin doğası böyle.
24 Haziran seçimlerinde, meydana çıkan adayların kalibresi yabana atılır gibi değil ve iktidarın oluşturduğu statükoyu zorluyor.
Bu seçimlerde, muhalefet, ile devlet partisi halindeki bir iktidarın "statükosu" karşı karşıya..
Bugüne kadar statüko ile mücadele ettiğini iddia ederek oy devşirenler bugün statükonun temsilcileri gibi davranıyorlar. Devlet gücünü siyasette kullanarak bu durumu ortaya koymakta beis görmüyorlar.
Ama bu sefer durum değişik.
Şatafat, kibir , yukarıdan ayar verme hamleleri aynı tonlarda karşılık buluyor, makaraya alınıyor, meydan boş değil.
İstanbul Yenikapıda, son mitingte büyük kalabalıklar seferber edilmeye çalışıldı
Denizcilikte ölü dalga tabiri var, rüzgarın oluşturduğu dalgalar, rüzgar kesildikten sonra etkilerini bir süre devam ettirirler.
İktidarın rüzgarı son zamanlarda, ekonomide, dış politikada art arda yapılan fahiş hatalar nedeni ile iyice kesilmiş görünüyor.
İktidarın topladığı kalabalıklar, biraz ölü dalgalar gibi.
Tansu Çillerin de "ihtiyat kuvveti" olarak sahneye çıkarılması, rüzgarlardaki zayıflamanın bir işareti, muhalefette iken seçim kaybederek baraj altı kalan bir siyasetçiden medet ummak, durumun nezaketini açıklıyor.
24 Haziran'da, demokrasi denizindeki mücadele; dip dalga ile ölü dalgalar arasında olacak....








Naci Bahçıvan