Parlamento Dışı Muhalefet... - 09/07/2018 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Chp, seçim sonuçlarını anında kabullenip kendi standart çekişmelerine döndü,.. 16 Nisan Halk oylaması sonucunu da, herkesten önce kabul edip, -hiçbir ey olmamış gibi-, günlük siyasete dönmüşlerdi..
Chp, "sen çekil ben geleyim, ben seni öpeyim, sen benim elimi kaldır" gibi , gayrı ciddi, siyaseten absürd , çekişmeler içinde debelenirken, Erdoğan ardı ardına kararnamelerle, hem karşıtlarının artıklarını tasfiye etti hem de devlet kapısına kilidi vurdu.. .... Kılıçdaroğlu,, Erdoğanı "..bir diktatörün nesini tebrik edeyim" gerekçesini ileri sürerek, , seçim sonuçları nedeniyle kutlamadı.. Chp sözcüleri, gurubun ,TBMM'de , yemin töreni esnasında, ayağa kalkmayacakları, açıkladı. "Diktatör" olarak tanımladıkları cumhurbaşkanının , yeni devlet başkanı olarak , yeni yemin metnini kıraat etmesini , oturdukları yerden izleyeceklermiş.... "Diktatör" kelimesi, demokratik siyaset içinde, ciddi bir ithamı tarif eder.. Dünyanın en benzersiz özellikler taşıyan anayasası da olsa, mevcut anayasal düzen, demokratik seçimleri öngörüyor. Chp, Seçim sonuçlarını itirazsız kabul ederek, alelacele hiçbir yardımcı içecek "soda ve benzeri" kullanmadan sindirebilmesine rağmen, seçileni "diktatör" olarak tanımlıyorsa, ciddi bir "ana" muhalefet tutarsızlığı söz konusudur.. Hem seçilmiş, hem diktatör hem de cumhurbaşkanı/devletbaşkanı( her neyse), TBMM'ne yaldızlı mazbatasıyla gelip yemin ediyorsa, hazır bulunuyorsan, otursan ne olur,,ayakta olsan ne olur, amuda kalksan ne olur.... Genel Kurul salonunda bulunmak, seçimin meşruiyetini kabul etmek ve devlet başkanının , "yeni devletine" bağlılık yeminine tanıklık etmek demektir, gerisi , laf-ı güzaftır ve chp'nin, yeni dönemde nasıl bir muhalefet yapacağı/yapamayacağı konusunda önemli bir göstergedir.... Vatan Demirci |
|||||||||
|