Bu dönemin başat özelliklerinden biri de kavramların ve kavramlar etrafında saf tutuşların birbirine karışmış olması..
En son, Cumhuriyet gazetesinde yönetim değişikliği oldu ve yeni yönetim, mevcut yapıyı ağırlıklı olarak tasfiye etti veya zımnen o yönde telkinde bulundu...
Cumhuriyet kadrolarında yaprak dökümü devam ediyor, yakın zamana kadar mapus damlarında , sırf "cumhuriyetçi" oldukları için eza görenler dahi, fax emirleri ile kapı önüne konuyor....
Gazetenin bir "vakıf " problemi hep vardı, bu sefer de , Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu kararı, Vakıf Senedine aykırı oluştuğu gerekçesi ile iptal edildi ve iptal edilen toplantıda yönetim dışında kalanlar, mahkeme kararı ile yönetime geldiler....
Yargı kararı sonrası ayrılanlar da yönetime gelenler de "Cumhuriyetçi" olduklarını iddia ediyorlar..
"Kim Cumhuriyetçi kim değil", zaman içinde anlaşılır, Allah Cumhuriyetin sadık "Cumhuriyetçi" okurlarına kolaylık versin..
Yönetim değişikliğinin , yargı kararı ile oluşması, Cumhuriyet'e yargı üzerinden bir operasyon mu yapıldı, şüphesinin dillendirilmesine yol açtı..
Yakın tarihimizde , Tsk ve Cumhuriyetçi kadrolara ,- fetö yargısı eliyle -yapılan kıyamlar hafızalarda tazeliğini koruduğu için, "ihtimal", büsbütün gündemden düşmüyor..
Mhp'nin olağanüstü kongre sürecinde yargının tutumu üzerine yapılan spekülasyonlar ve İyi Partinin doğmasına yol açan süreç de hatırlarda..
Bugün Türkiyeyi yöneten Cumhur İttifakı da , sonuçları itibarıyle, yargı kararları ile şekillenmişti..
Yargı, bağımsız bir erk olarak, toplumsal adaleti ve hukukun üstünlüğünü gerçekleştirmekle yükümlü, bütün kararları , özellikle siyasi mahiyetteki ihtilaflarda , ciddi siyasi sonuçlar doğuruyor ve sonuçta demokratik nizamı etkiliyor..
Gelenler Cumhuriyetçi, kapı önüne konanlar Cumhuriyetçi, hapislere düşenlerin hepsi Cumhuriyetçi, geçmişte yargı kumpası yapanlar "fetö"cü...bugünün yargısı, adli yılı , yürütmenin tek hakiminin Külliyesinde açıyor,.. Bu kadar karmaşık bir tablodan , umalım ki, hayırlı sonuçlar çıksın..
Ulusalcı kanata "gözünüz aydın "demek mi gerekiyor, yoksa , "son kaleniz de düştü", "geçmiş olsun" dileğinde bulunmak mı gerekiyor, bugünden cevabı verilecek bir soru değil gibi.. !!



Adil Tarafsız..