Cumhuriyet ile yıldızı bir türlü barışmıyanların takıldıkları sembollerden biri olan " öğrenci andı" 2013 yılında , bir yönetmelik değişikliği ile kaldırıldı.. gerekçe;, ırka vurgu yapan bir dil kullanılması olarak takdim edildi....(gerekçenin gizlenen bölümünüde Atatürk'e yapılan atfın ağır bastığı da, ilan edilmeyen malum bir husus......)..
Daha önceleri, 2011 yılında, yine Danıştay 8. Dairesi, Öğrenci Andının kaldırılması konulu bir başvuruyu; " .... Türk kelimesi bir ırkın değil, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan dili, ırkı, rengi, cinsiyeti, siyasi düşüncesi ,felsefi inancı, dini, mezhebi ne olursa olsun... herkesi kapsayan ve kucaklayan milletin ortak adıdır...." gerekçesi ile ve de oy birliği ile reddedmişti..
Danıştay 8. Dairesi, andı kaldıran yönetmelik değişikliğinin iptali ile ilgili başvuruyu, bu defa ; " Metinde yer alan kavram ve ilkeler ,... yeni nesillerin ülkesine anayasal vatandaşlık temelinde aidiyetini ve bağlılığını güçlendirmeyi, onların milli manevi ve kültürel değer oluşumlarına katkı sağlamayı amaçlamakta olup, uzun yıllardır okutulan bu metnin, yürürlükten kaldırılması için hukuken geçerli sebeplerin varlığı gerekir, ...metnin dayanağını teşkil eden Yasal ve Anayasal kurallarda bir değişiklik olmadığı gibi bu kuralları şekillendiren ve metinde yer alan toplumsal değer yargılarımızın değişmesi ya da değiştirileceğinin kabulü de mümkün değildir...." gerekçesi ile kabul ve ilgili değişikliği iptal etti....
Davacı sendika, öğrenci andının yeniden okutulması için Bakanlığa başvuracağını açıkladı..
Danıştay 8. Dairesi , "Öğrenci Andı'nın , bir ırka vurgu yapmayıp,, anayasal vatandaşlık temelinde aidiyet ve bağlılığın güçlendirilmesini ve milli manevi ve kültürel değerlere katkı sağlamayı amaçladığını ileri sürüp" , iptal hükmüne gerekçe yapmaktadır..
Öğrenci Andına allerji duyanlar, 8. Dairenin bu kararı ile yasaları alenen çiğnediği itirazında bulunmaktadırlar..
Anayasa ve Danıştay yargısının , hoşlarına gitmeyen her kararını, " yerindelik denetimi yapmak" ile suçlama alışkanlığı burada da ortaya çıkmaktadır..
Yürütme ,idari tasarruflar bakımından , her türlü işlemini, anayasa ve yasalara uygun olarak ifa etmek zorundadır..
İdarenin bütün tasarruflarını "yerinde tasarruflar" olarak , denetim dışı bir layüsellik içinde kabul etmek, hukuk devleti ile bağdaşamaz..
İki satırlık yönetmelik değişikliği ile, milli , manevi ve kültürel değer oluşturmak iddiası sosyolojik gerçeklere aykırı olup, söz konusu değerler ancak zamanın imbiğinden damıtılarak, bir millet olmanın unsurlarını oluşturabilirler...
Danıştay 8..Dairesi her iki kararında da, , aynı zamanda; "Türk" kavramının içeriğini, kullanıldığı yapısal metinlerde , konuluş amacına uygun biçimde ortaya koymakta olup, bu değerlendirmeler, artık; "muhkem kaziye (kesin hüküm)" mahiyetindedir.. Beyhude çabalar ile ortalığı karıştırmanın kimseye bir yararı bulunmamaktadır, Danıştay 8. Daire kararı bu bakımdan da önemlidir..





Hülya Kaya