İşadamı , aktivist ( yakınları böyle tanımlyor) Osman Kavala bir yılı aşkın bir süredir tutuklu , iddianamesi henüz hazırlanmadı, ..
Avukatları , son durumu kamuoyu ( basın ..) ile paylaşmak ihtiyacı duymuşlar, Kavala'nın adli hikayesi adil yargılanma bakımından sakıncalı uygulamalar içermekte olduğu iddiası ile kamuoyunun dikkatini çekerek, sürecin hızlandırılmasını amaçladıkları anlaşılıyor.., .. Satır aralarında , önceleri davayı savunma stratejisi kaygısı ile olsa gerek, iradi olarak medyaya mesafeli kaldıkları , fakat artık , savunma hakkının "başlayabilmesi" için çaresizlik içinde olduklarını söylüyorlar....
Avukatlar, süreci hukuki hale getirmek için gerekli müracatları, iç ve dış hukuk bakımından yaptıklarını ifade ediyorlar....
Talepleri, hukuk içinde kalarak, savunma imkanlarının -uluslararası hukuk ve iç hukuk normları gereği- , sağlanması..
Dosyada gizlilik kararı olduğu için , suçlamaların müstenidatı (deliller) hakkında bilgi edinemediklerini ileri sürüyorlar..
Kavala ile ilgili ithamlar ciddi,; anayasal düzeni değiştirmek ve hükümeti devirmeye çalışmakla suçlanıyor..
Bu suçlamaların dayanak noktalarının, ;
Gezi Direnişini finanse etmek ve 15 Temmuz kalkışmasını organize edenlerle irtibat hali , olduğu "şimdilik" biliniyor............
Tutukluluk haline itirazların incelenmesi için yapılan duruşma müracaatlarının ( Kavala'nın SEBGİS ile katılması suretiyle) nazara alınmadığı ve yeterli sayıda dosyayı takip eden avukatı olmasına rağmen, müdafii gurubundan olmayan bir başka avukatın huzuru ile duruşma yapıldığını iddia ediyorlar ki, ceza yargılaması bakımından , muvazaa teşkil edebilecek bir usulsüzlük sayılabilir..Müdafii seçme serbestisini ihlal eden bir müdahaledir..
Gözaltı süresi ve hakim huzuruna çıkarılan zamanlama bakımından ( gece yarısı 0400) gibi itirazlarını , AYM ve AİHM nezdinde yaptıklarını ve AİHM 'nin karar vermek için hükümetten yanıt beklediği bilgisini de basın toplantısında paylaşmışlar..
Adalet yerini bulsun isterse kıyamet kopsun.. düşüncesi, Adalet mefhumu bakımından zorunlu bir aciliyeti de içeriyor ve adil yargılanma hakkı olarak , adalet meleğinin alindeki teraziye tekabül ediyor..Terazinin yamuk durmaması için, iddia ve savunma arasında zorunlu bir eşitlik ve denge gerekiyor..
Magna Carta Sözleşmesi, asırlar öncesinde( 1215) , "Adalet geciktirilemez, hiçbir özgür yurttaş ondan mahrum bırakılamaz " hükmüne varmış bulunuyor.. Bugün hala , geciken adalet üzerine konuşuyoruz,.. yoksa çare,tarihi Magna Carta dönemine geri sarmak mıdır!! .. ..!!


Hande Güçlü