Mahalli seçim olmasına rağmen, Cumhurbaşkanı kendisini ve AKP'ni ( icraatlarını ortaya koyarak) seçmenin güven oylamasına sundu..
Seçim sonuçlarının aritmetik analizi kolay değil, ama, artık, beklentilerinin altında bir "güven" seviyesinde yola devam zorunda..
Normal görev süresine vurgu yaparak "4.5 yıl iş başındayım" diyorsa da, bundan sonra, iç ve dış politik şartlar nazara alınınca, böyle kesin bir öngörünün geçerliliği tartışmalı..
Kendisinin de , bugüne kadar her fırsatta veya her zor zamanda yaptığı gibi, "seçim" hamlelerinden yorulduğu anlaşılıyor..
Bu "yorgunluk" sadece kendisi ile ilgili değil, Türkiye de millet'in büyük bir kısmı da artık yorgun, , ekonomik olarak ve politik baskı ortamından yorgun..
Türkiye'nin ihmal edilemeyecek boyutlarda "yönetilememe " sorunu var..
Yönetsel çelişkiler kendi içinde bir istikrarsızlık yaratıyor..
Örnek olarak, Ordusu, bürokrasisi, yargısı ve akademik dünyasının habis bir yapı tarafından işgal edildiğinin farkına , ancak, "fiili bir kalkışma" ile varılabildi......
Bir tarafta gerekliliği tartışmalı devasa projeler gündemde , diğer tarafta, bir tarım ülkesi olarak, Mısır'dan kuru soğan ithaline mecburiyet ortaya çıktı....
Cumhur ittifakı, 4.5 yıl seçimsiz bir döneme vurgu yapıyor, düne kadar, seçim sonuçlarını beğenmediği zaman seçim tekrarı yapanlar (7 haziran -1 kasım seçimleri) bugün, 2023 'e kadar , sandık yok ,"garantisini" verme hakkını kullanıyorlar..!!
Demokrasiyi "sandık" ile tarif edenler şimdi, sandığı, "sandık odasına" kaldırmaya hazırlanıyorlar..,,..
Mahalli seçim sonuçlarından yeni bir seçime gerek var sonucu çıkmaz, ama , buyrun , 4.5 yıl "meydan sizin ," çifte telli mi oynarsınız , horon mu tepersiniz " sonucu çıkarmak da hayal gücünü fazla zorlamak olur..
Sonuç olarak, "seçimler", bir siyasi ittifakın, -iktidarlarını sürdürmek için - kaldıraç olarak kullanabilecekleri bir oyun olmaktan çıkmış gözüküyor..
Seçimlerin ana mesajı budur..




Metin Demircı