Bizim dış politika yapıcıları , amiyane tabiri ile sürekli bir "gider yapma" halindeler..
Dünyada "höt" demedikleri bir devlet veya kurum kalmamış gibi..
Sonuç nedir, diye sorulacak olursa , "sıfır" değeri ortaya çıkıyor..
Bu durumun iktidar ve hık deyicileri tarafından tercümesi "değerli yalnızlık"...
Konu dış politika, ..uluslararası ilişkileri esas alıyor, geliştirmek ve ülke yararına sonuç almak üzerine bir faaliyet alanı olarak tanımlanıyor....
Son günlerin moda seçim malzemesi tabiri ile, devlet yararını/bekasını uluslararası ilişkiler zeminlerinde korumak..
Bu kadar "efelenme soslu" retoriklerin karşılığı, ülkeye dış politikada, sürekli zemin kaybetmek olarak dönüyor..
En son BM, Pkk'lı bir teröriste kravat taktırıp muhatap almış ve "kendi bünyesindeki çocuk savaşçıları bırakması için", resmi tören düzenleyerek anlaşma imzalamış..
Pkk ve türevleri, kız erkek ayırım yapmadan, zorla çocuk eleman kaçırıp/devşirip, kendi meşreplerine göre eğitiyor, kullanıyor dünyada en çok çocuk savaşçı kullanan terör yapılarından biri...
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı çocukların kaçırılması ve savaştırılması söz konusu,
Türkiye'nin bu isyancılarla, ciddi bir silahlı mücadelesi sürüyor..
Hal böyleyken, BM , bu örgütün Suriye'deki uzantıları ile resmi olarak "eylem planı" yapıyor...
BM bünyesinde , çocuk hakları kapsamında , aynı konuları ( çocuk savaşçılar) da içeren çok sayıda , uluslararası anlaşma, sözleşe bulunuyor..
Buna rağmen, aynı BM, Türkiye'nin silahlı mücadele yürüttüğü terör örgütünün kaçırdığı Türk vatandaşı "çocuk askerler" konusunda, terör örgütünü muhatap alıyor....
BM genel Sekreter Sözcüsü, durumun tuhaflığını kamufle etmek için,; anlaşmayla ilişkin olarak, "bu görüşmelerin hiçbir silahlı guruba siyasi meşruiyet tanınması anlamına gelmediğini" açıklamak zorunluluğu duymuş..
Dış işleri, bu skandal seviyedeki densizlik karşısında ; "terörist ile eylem planı imzalamak", BM adına son derece vahim bir gelişmedir, şiddetle kınıyoruz" beyanında bulunmuş..!!
Diğer sade suya tirit beyanlar bir tarafa, mevcut durumu , BM adına vahim bir gelişme olarak nitelemek, öncelikle , Dışişleri Bakanlığının bir değerlendirme problemini ortaya koyuyor,
Buradaki vahim durum, BM adına değil Türkiye adınadır ve dış politikada -en hayati konularımızdan bir bakımından- ciddi bir zemin kaybına tekabül etmektedir..
Dış işleri sözcülerinin rutin beyanları ile geçiştirilecek bir durum değildir..
Mesele, lafla peynir gemisine yol vermek olmayıp, ..
herkesin , her aklına gelen konuda, Türkiyenin ciddiyetini alenen test etmesidir..
Terörist başına kurye gönderip,mesaj alıp, asker katili ve kırmızı bültenle aranan kardeşini de devletin resmi kanalına çıkarırsan , elin oğlu da, eşkiya ile ,Türk çocuklarının geleceğini konuşur ve de üstüne bir de tören yapar..!!!

Leyla Gönlügüzel