Yargı erki ve "yetersizlik"...!! - 11/09/2019 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Aylar önce bir şehit cenazesinde "ipsiz"'in biri Kılıçdaroğlunu yumrukladı, etrafdaki "güruh" linç etmeye ve sığındığı evi yakmaya kalktı. ..
Cenazede , devlet ricali en üst seviyede temsil edilmesine rağmen(asker- sivil güvenlik bürokrasisi) linç girişimi gayet pervasızca yapıldı.. Ankaranın göbeğine mücavir alan sayılabilecek bir köyde gerçekleşen bu "katil" teşebbüsü üzerinden aylar geçmesine rağmen , (140 gün,yaklaşık beş aya tekabül ediyor) henüz ortada bir iddianame yok.. Ana muhalefet liderininin ülkesinin başkentinde linç edilmesine ramak kalmış olmasına rağmen, fail/failller hakkında, ortada, henüz kamusal anlamda bir itham dahi yok, olaylar hala soruşturuluyor,.!!. Şehit cenazesinde, cereyan edenler,; Kılıçdaroğlunun yumruklanması , sığındığı ev önündeki, ""evi yakın" linç çığlıkları tv.'lerden, ibretlik bir şekilde, bütün ülkede naklen izlendi.. Hal böyle olmasına rağmen, yumruklayan ve katliam çığlıkları atanlardan hiçbirisi hakkında hiçbir işlem yok, uygun bir yerde denk getirseler, Kılıçdaroğlu'nu üzerine gaz döküp yakacak kadar gözü dönmüşler- ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşıyorlar, ... Yumruk atan kahraman muamelesi görüyor, uygun yerlerini öpüyorlar.. Sokaklar, "adli kontrol", "denetimli serbestlik" gibi, suçluyu koruyan ve daha büyük suçalr işlemesine zemin hazırlayan tuhaf ceza usul tedbirleri ile, başıbış kalmış, yakacak, linç edecek adam arayanlardan geçilmiyor..( en son Teknik Üniversiteden henüz mezun bir genç adam, infaz kanunundaki acaiplikler nedeniyle sokağa salınmış, mahkumiyeti devam eden-* ağır suçlular tarafından Beyoğlunun göbeğinde bıçakla katledildi..) Türkiye Ceza yargılamasındaki zaaflar hergün biraz daha ortaya çıkıyor.... "Cezasızlık Kanunu "halinde kanunlaştırılan Ceza Kanunu ile başlayan süreç, bugüne kadar yüzlerce kadının, "denetimli serbestlik ve adli kontrol" ile zincir boşaltılmış potansiyel suçlular tarafından katledildi,,.. Hakim ve Savcılar Kanunu , Disiplin cezaları başlıklı bölümünde; görevde kayıtsızlık, ..işi uzatacak davranışlarda bulunmak.. ve daha da önemlisi; "hatır ve gönüle bakarak veya kişisel duygulara kapılarak görev yaptığı kanısı uyandırma".. hallerini, soruşturma ve cezalalandırma sebebi olarak kabul ediyor.... Mesele yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı olma sorununun ötesinde, yargı'nın "yetersizliği" sorununa dönüşüyor..!! Bahriye Konuk |
|||||||||
|