Anayasa Mahkemesi, 17/25 Aralık soruşturmaları ile ilgili , TBMM safhasında konulan yayın yasağını kaldırdı..
Bilgi alma hakkı bakımından önemli olan bu karar , geç de olsa ( yaklaşık beş yıllık bir rötar söz konusu) , ileriye dönük olarak da emsal bir içtihat fonksiyonu görecek.. ..
Maklubeci tayfası ilk darbe teşebbüsünü Mit Başkanını enterne etmek üzerinden yapmış ve 17/25 Aralıkta da oğullar üzerinden iktidar zirvelerine yolsuzluk şaibesini/gölgesini düşürmüş, ve tuhaf polis operasyonları, tutuklamalar v.d soruşturma işlemlerini , yargıdaki ve emniyetteki tetikçileri vasıtası ile devreye almıştı..
Cemaat denilen , dönemin kankaları, bu operasyonlar ile 15 Temmuz'un ilk işaret fişeklerini atmış, ama ne hikmetse, o zaman , savaşmak yerine aracılar vasıtası ile Atlantik ötesi ile "sulh çubuğu içmek" daha az hasarla atlatılacak bir yol olarak düşünülmüştü... Sonuç malum, hala devletin sterilizasyonu çalışmaları sürüyor..
Aşık Veysel'in epik söylemi ile , ""bir kördüğüm ki, çözdükçe dolaşıyor.." ..
Anayasa Mahkemesi, yayın yasağı ile gözden kaçırılmak istenen soruşturmalar üzerindeki sis perdesininin kaldıması yönünde karar aldı..
Gecikmiş de olsa, o dönemdeki cemaat operasyonunun anhası minhası ortaya çıkacak....
Her ne kadar, günlük lisanda, geç gelen adalet, adalet değildir retoriği yerleşik bir hal almışsa da , Adalet , toplum vicdanı ve devletin bekası bakımından ( burda kasdedilen hakiki bekadır, konjonktürel bekalar ile bir alakası yoktur..!!) hayati önemdedir..
Gözleri bağlıdır ama Adalet meleğinin eli kolu bağlanmazsa her an zuhur edebilir,..
Anayasa Mahkemesi, bu kararı ile "Adaleti" "soğuk yenen bir yemek gibi" servis etmiştir, ..
Sıcak sıcak, kıvamında servis edeceği günlerin de yakın olması, toplum vicdanının beklentisi ve Hukuk'un gereğidir..


Lütfü Değirmenci