Damat kontenjanı ve Ahmet Altan'ın yeniden tutuklanması..!! - 13/11/2019 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Bugünün Yüksek İstişare Kurulu üyesi, eskinin iktidar partisinin etkili görevlerde bulunmuş isminin damadı, fetö yargılamasında- dosya kapsamında yeterli delil bulunmadığı gerekçesi ile beraat ettiği karara itiraz etti..
Damad'ın avukatı; İstinaf müracaatında; delil yetersizliğinden beraat kararının, müvekkili üzerinde olası şüphe bıraktığını ileri sürerek kararın gerekçesinin,, -suçsuzluğunun sabit olması ve kasdının bulunmadığı - noktalarından ,itirazen incelenmesini talep etti. Aynı karara karşı , Başsavcılık da, beraat kararının bozulması talebi ile- İstnaf Mahkemesi'ne başvurdu.. Özetle delil yetersizliğinden beraat kararının, böyle bir suçlama için , tatminkar bulunmadığı anlaşılıyor.. Beraat kararında, sempati seviyesinde bir ilişki biçiminden bahsedilmekte olup, karar kendi içinde de ve özellikle , "iltisak" bakımından verilen yüzlerce mahkumiyet kararları nazara alınınca , kendi içinde de çelişkili.. Bir dava dosyasında, suç örgütü ile ilgili olarak "sempati" ilişkisi/iltisakı, hüküm gerekçesi olarak kayıtlara geçmişse, hayatın olağan akışına göre, bir tuhaflık var demektir.. Yaklaşık , eşzamanlı olarak bir başka benzer davada, Ahmet Altan hapis cezasına mahkum oldu ve hapiste tutulduğu süre de nazara alınarak, -adli kontrol şartı ile- hüküm ile birlikte tahliye edildi.. Hüküm ile birlikte tahliye kararına , Savcılık ; Altan'ın yaptığı açıklamalar ile örgüt sempatizanlarını etkilediği, pişmanlık göstereceğine dair beyanlarının yokluğu ve cezanın temyiz sürecinde ağırlaşma ihtimaline karşı, CMK 98 ve 100 maddeleri arasında düzenlenen yakalama ve tutuklama hükümlerine göre, tutukluluğunun devamının ölçülü ve keyfi sayılamayacak bir tedbir olacağı gerekçeleri ile itraz etti ve mahkeme , tutukllama kararı verdi.. Altan, hüküm ile birlikte tahliye oldu, 10 yıldan fazla hapis cezasına mahkum oldu, temyiz safhası sonucu hüküm son şeklini alacak, .. Hüküm söz konusu olunca, soruşturma ve kovuşturma safhasında geçeli usuli müdahalelerden olan "itiraz" müessesesinin uygulama kabiliyeti, Ceza Muhakemeleri kanunu bakımından sorunlu.. Hüküm ile tahliye sonrası, Temyiz incelemesi konusu olacak bir yargılamaya, dava sürecinde incelenip hükme bağlanmış hususlar bakımından- "itiraz " yolu ile Savcılık makamının müdahale etmesi, temyiz mahkemesi görev alanına kanunsuz bir müdahale olup ,yok hükmündedir. Ahmet Altan'ın sempatizanları etkileme kabiliyeti, çeteye sempatisi olduğu mahkeme kararı ile sabit olan damadı ne kadar etkilediği bilinmez..!! Ama ne yazık ki, damat kontenjazı, bazı yargı kararlarını etkileyebiliyor.. Haşim Kılıç geçenlerde, böyle etkilenmeler yolu ile , yargıç vicdanlarının hakikat/adalet yolundan sapabildiklerini açıkladı.... Kendisi de, hukukçu olmamasına rağmen, Anayasa Mahkemesi gibi bir kurumun başında uzun yıllar (çoğu Başkan olarak..) bulunduğu için , bu konudaki itirafı bir nevi günah çıkarma olarak kabul edilebilir...!! Son bir not olarak; Ahmet Altan'ın da, kamuoyunu hakikatler bakımından aydınlatma misyonunu benimseyen gazeteciler sınıfından olmadığı , genel yayın yönetmeliğini yaptığı propaganda ceridesinde, -Tsk mensuplarına sürek avı yapılmasının medya ayağında- önemli görev üstlendiği de bir başka gerçek.. Ama bu, hukukun adaletini göz ardı etmenin bir mazereti olamaz.. Aynı seviyeden ses verip, " daha karpuz keseceğidik" diyecek halimiz yok...!! Meral Üzgün |
|||||||||
|