CHP gurup Başkanvekilleri hakkında Cumhuriyet Savcılığınca "dokunulmazlıklarının kaldırılması " talebi ile fezleke düzenlenmiş..
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanının , avukatları , hakaret ve iftira ithamı ile Savcılık makamına başvurmuş ve prosedür başlatılmış.
Cumhurbaşkanlığı maiyetinde atanmış bir memur, milletin oyları ile seçilmiş muhalefet milletvekillerinin yargılanmasını istiyor,...
Kendisine "iftira ve hakaret" edildiği iddiasında....
Boğaza kıyı mevkiinde bulunan evinin mücavir alanında, vakıf mülklerinden piyasa rayicine göre bedava sayılacak bir bedel ile kiralama yaptığı iddiaları üzerine başlayan tartışmalardan rahatsız olduğu anlaşılıyor..
Böyle bir iddia karşısında, basitçe yapılacak iki satır bir beyanla kamuoyunu aydınlatma yerine , "şahsını hedef alan hakaret ve iftira ithamı" ile yargıyı harekete geçirmek, kendi konumunu fazlaca önemsediğini gösteriyor...
Kanun önünde eşitlik prensibi gereği, kamu görevi yapan atanmışların arasında- iletişim başkanının daha fazla bir korumaya tabi olduğuna dair bir hüküm yok..
Cumhurbaşkanlığı gibi bir makamın iletişiminden sorumlu olan bir kişinin kendisinin, bizatihi böyle bir iddianın muhatabı olması başlı başına bir sorun..
Seçilmişlerin dokunulmazlığının kaldırılması konusunda, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel müdürlüğünün, No: 100 sayılı ; Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması İle İlgili İşlemler konulu ve 2006 tarihli genelgesi yürürlükte..
Bu genelgenin girizgahında;
"Bazı yer Cumhuriyet başsavcılıklarınca, TBMM üyeleri hakkında kamu davası açmaya yeterli delil elde edilip edilmediği incelenip değerlendirilmeden, evrakın; Bakanlığa, kimi zaman da doğrudan TBMM Başkanlığına gönderildiği, Bakanlığımıza intikal eden bilgilerden anlaşılmaktadır".. tespiti yapılmakta ve genelgenin ,
2no'lu paragraf ile, bu bulgular ışığında; Anayasa m.100 ve TBMM İçtüzüğü 107.maddesine göre işlem yapılması gerektiği ve bu şartlar oluşmadan, TBMM Başkanlığına intikal ettirilecek şikayet ve ihbarların yasal bir dayanağı olmayacağına ve sonuç olarak , bu tür evrakın Bakanlığa gönderilmemesi hususuna vurgu yapılmaktadır.
5No'lu son paragrafta ise; kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilmemesi halinde, herhangi bir bilgi ve belge gönderilmemesine dikkat ve özen gösterilmesi istenmektedir.
Bulunduğu konum itibarı ile, madun kamu birimlerini etkileme potansiyeline sahip bir kamu görevlisinin, hayatın olağan akışına aykırı sayılabilme şüphesi taşıyan tasarruflarının , kamu adına denetim görevi yapan seçilmişler tarafından gündeme getirilmesinin, hakaret ve iftira suçunun unsurları ile ilgisi- tartışmalı bir hukuki durumdur.

Necati Karaman