"Yetmez ama evetçiler"in bir kısmında- hafif tertip- bir vicdan muhasebesi halleri var..
Samimi olanlardan biri; kendi mahalle mensuplarının "özür dilemesi" konusunu gündeme getirmiş..
Cumhuriyet'in yüzüncü yılını, "demokratik, laik sosyal hukuk devleti olarak" kutlayabilmek için bir araya gelmek zorunluluğundan bahsetmiş. kendi adına özür dilemiş... gidişattan endişeli görünüyor
Kendisi "Ergenekon derinleştirilsin" bildirisinin de imzacılarından, uluslararası bir yapının silahlı kuvvetleri tasfiyesine, diğerleri gibi destek vermiş , ama bugün yanıldığını itiraf ediyor.
İnsanoğlu "beşerdir şaşar" , , bugünkü tablodan duyulan sorumluluk duygusu ile hareket ediyor muhtemelen, münevverlerin topluma karşı yükümlülükleri köy kahvesinde- günlük hayat mücadelesinden sonra- , bir bardak demli çay eşliğinde dünyaya bakanlardan farklı olmak zorunda..
Geçenlerde de "Aksaçlılar" nam bir gurup, -101 kişi-, (hani biraz 101 Dalmaçyalıyı çağrıştırıyor) endişe izharında bulunmuş..!!
Aralarında , mevcut iktidarda bakanlık yapanlar da var, geçmiş icraat süreçlerinde öyle ,böyle destek vermiş olanlar da..
Demokrasi, özgürlük adalet, insan hakları konularında ve daha önemlisi Cumhuriyetin kurumlarının dumura uğramasından duydukları karamsar halet-i ruhiye paylaşımında bulunmuşlar...
Bildiri/bildirge, her neyse, şecaat arz ederken ; "görüp geçirdiklerimize dayanarak söylüyoruz" ibaresi dikkat çekiyor, bu ve benzeri korolara katılmayanlar ile aynı şeyleri mi gördüler,, görme süreçlerinde ne yaptılar, neler geçirdiler, hangi mülahaza ile bu kadar geç reaksiyona girdiler anlaşılamıyor..
Ama kendileri için , "zararın neresinden dönülse kardır" çizgisini geçmiş oldukları- hazin bir gerçek..
Cumhuriyet değerlerinde, Rubiconu (geri dönüşü olmayan noktadan ileri gitmek..) o kadar, fütursuzca geçtiler ki, "oldu bir kere önümüze bakalım" demenin, "değersizliği" sırıtıyor...
Benzer cemaat mensuplarından biri, "laikçi ihvana son defa" başlıklı bir "kefaretname" kaleme almış, neden "yetmez ama evetçi" olduğuna , demokratik anayasal gerekçeler sıralamış, ..
Hele hele, "Hristiyan Demokrat" gibi "Müslüman Demokrat" ihdas etme ümitleri var ki, gözleri yaşatmasa da , nemlendiriyor..
Hareketin başındaki kişi, delikanlı gibi,; demokrasiyi durak sorunu olmayan, istendiği yerde inilebilen bir tren gibi gördüğünü ilan etmiş, laiklik kişisel bir sorun değildir demiş, türban konusunda da "velev ki siyasal simgedir" deklarasyonu yapmış, muhteremin steril demokrasi özlemlerinde hiç bir tesiri olmamış..!!
Bugünkü durum hakkında, faturayı CHP 'ye keserek,, 2010 Anayasa değişikliklerinde, HSK seçimini Anayasa Mahkemesine götürmüş olmasına bağlamak da , tam bir tüy dikme.''..
İhvan-ı müslimin ile gönül bağı olanlardan demokrat yapma çabası akamete uğrayınca yeise kapılıp, aynı yerde duranlara, laikçi ihvan demek de çok abes bir savunma argümanı gibi...
Cumhuriyetçilerin omurgalarında "hidrolik yağ" bulunmaz, dolayısı ile esnemezler, Chp'nin halihazırdaki durumu da, chp seçmeninin takdirindedir...
son kurultayda , "Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandıracağız" iddiasını da onlar değerlendirirler..
Çağının en modern devlet projesi olan Kemalist Cumhuriyet'in başına ayrıca bir taç takmak, "yetmez ama evet" sürecinin yeni bir versiyonuna düşmek tehlikesi taşır..
CHP, Cumhuriyetin kurucu partisidir, gücünü, yetmez ama evetçiler veya aksaçlılar koalisyonundan değil, "halktan" devşirmek durumundadır...


Nalan Açıksöz