"Yargı Reformu" ve Hakimlerin bağımsızlığı...!!! - 13/11/2020 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
İktidar; 18.nci yılında, kaçıncısı olduğunu unuttuğumuz-yeni bir "yargı reformu" stratejisi hazırlığında.. .
İttihat ve terakki dönemini hatırlatan, "yok kanun yap kanun" anlayışı ile torbalar dolusu kanunların bir işe yaramadığı ve asıl olanın uygulayacak, bağımsız ve tarafsız bir yargı mekanizması olduğunun, farkına varılmış olması umut edilir. Cemaat ve liberal cenah ortaklığında "yetmez ama evet " propagandası ile topluma covid virüsü gibi enjekte edilen Anayasa değişikliği sonrası, yargı erki çok ciddi hasarlar aldı.. Kurumlar işgal edildi, devlet nerdeyse bir suç örgütünün eline geçti, sonuçta, tarihte ilk defa , asker üniforması giydirilmiş, gaflet uykusunda sahte rütbeler edinmiş- zombi kılıklılar ülkeyi kana boğdu.. Birleşmiş Milletler, Adaletin idamesi için işbirliği kapsamında , Yargı/Hakimlerin Bağımsızlığı konusunda temel ilkeler ortaya koymuş bulunuyor.. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde zikredilen; Hukuk önünde eşitlik, masumiyet karinesi, kanunla kurulmuş yetkili , bağımsız ve tarafsız mahkemeler tarafından adil ve halka açık yargılanma hakları, Medeni ve Siyasi haklar Sözleşmesinde önemle vurgulanan; haksız ve gecikme olmaksızın yargılanma haklarının garanti edilmesi, Hukuk Devletinde zorunlu; bağımsız ve tarafsız " yargı erkinin" olmazsa olmazları. Bunları hedeflemeden, yargı reformu üzerine laf gevelemek, göle maya çalmaya benzer, avare kasnak gibi boşa dönmektir.. Yetmez ama evet aldatmacası sonrası , yargı kurumu üzerinde; etki, baskı, tehdit ve en azından müdahale konularında, psikolojik bir baskının varlığı tartışılması bile zait görünen bir gerçektir. Cemaat tetikçilerinin yargı üzerindeki oluşturduğu "heyüla", bugün ne yazık ki, vatandaşın yaşam, özgürlük ve mülkiyet hakkı üzerinde nihai karar vermekle yükümlü yargıyı , hiç olmaması gereken bir töhmet altına sokmuş bulunuyor.. Bu süreç , Türk Yargı tarihinde utanç verici olayların yaşandığı bir döneme tekabül ediyor, toplum da "hukuk güvenliği" bakımından hiç hak etmediği, sürekli bir endişe iklimi içinde huzursuz.. Bu kadar olumsuz bir tabloya rağmen, hala gereken ders alınmamış gibi, İktidar, olup bitenler bir başka ülkede olmuş veya yeni haberdar olmuş gibi, "yeni bir başlangıç" kredisi ve toplumsal fedakarlık istiyor.. Hakim ve Savcılar Kurulu genel Sekreterliği, acele kaydı ile 11.11.2020 tarih ve Karar İsteme Konulu yazısı ile; İstanbul Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığına bir yazı yazarak, Osman Kavala davası dosyasını istemiş.. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında adı geçenin hak temelli olarak bir kayba uğrayıp uğramadığını inceleyeceği anlaşılıyor.. Osman kavala, bugün itibarı ile 1109 gündür tutuklu, .. Türkiye ölçeğinde ve de uluslararası kamuoyunda tanınan bir aktivist, " sarı çizmeli memed ağa" değil.. Cumhurbaşkanının da dikkatini çeken, yargıdaki bu olağandışılıklar bakımından, görev ve yetkilerini düzenleyen Kanundan bahisle harekete geçmek için, Cumhurbaşkanının konuşmasını beklemek, adı geçen Kurulun meselenin neresinde olduğu hakkında yeterli bir fikir veriyor ve de ne yazık ki, yeni yargı reform stratejisi bakımından güven vermiyor..!! Kemal Kerimoğlu |
|||||||||
|