Kadınlarını koruyamayan bir toplum.. - 08/03/2021 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Son yıllarda kadınlar her türlü şiddete maruz kalıyor, kadın cinayetlerinde utanç verici bir istatistiğe sahibiz..
İşin acı tarafı bu ayıpla yaşamayı neredeyse kanıksadık.. Bereket, mobil kameralar var, denk gelince, şiddet görüntülerini toplumun gözüne sokuyor, utancını yüzüne vuruyor.. Kadınlarını döven güruh için uzun boylu söylenecek bir şey yok, normal bir suç eyleminin ötesinde, zayıf ve çaresiz kadınları hırpalamak, öldürmek tedavisi mümkün olmayan bir ruh patolojisine işaret ediyor.. En şiddetli bir cezai takibe maruz kalmaları gerek vahşileri, Ceza Kanunu'na yerleştirilmiş, -pimi çekili- iki bomba ile, neredeyse taltif ediyoruz.. Adam, kabaca, avans olarak kadınını öldüresiye dövüyor, ama, devreye, "adli kontrol" denen tuhaflık giriyor ve cani adayı sokağa salınıyor, daha sonra da, hafif bir ceza süreci ardından "denetimli serbestlik" denen -suç vasatı hazırlayan müessese- cani adayının imdadına yetişiyor ve psikopat, son hamlesini yapması için, yine toplum içine terk ediliyor... Son zamanlarda, "şiddet arsızlığı" o seviyeye geldi ki, sağlık hizmeti görenler, öğretmenler, dahil hemen herkes nasibini alıyor.. Muvakkat veya kalıcı , bilinmez ama , bir şiddet sarmalı, toplumu tehdit ediyor, en çok da , savunmasız kadınlar , üstelik , eşleri ,aşıklar tarafından katlediliyor.. Toplumsal psikolojide uzun zamandır tartışılan bir tez var,; caniler, suçlular , meydanı boş buluyorsa , işlenen suçların faili yalnızca onlar değil, bu anomaliye tanık olup , itiraz etmeyen,, müdahale etmeyen , yemek programı seyreder gibi seyredenlerin de, suça iştirak sorumlulukları bulunmalı.... Samsunda , çocuğunun yanında eşini hunharca darp eden cani adayının tutuklanmasını, -tweet bombardımanı ile kutsayanların -önleyici tedbirleri etkinleştirmek- sorumlulukları ve zorunlulukları ortada .. Sonuç olarak, toplumun kadınlara borcu, kanuni düzenlemeler ile halledilecek eşiği çoktan aştı, helalleşmek için,, toplumsal bir sahiplenme gerekiyor.. 8 Mart yüz akı ile kutlayabilmek için, retorik ötesi sorumluluklar gerekiyor.. Hatice Gürpınar.. |
|||||||||
|