Parti kapatmaları ve Anayasa Mahkemesi..!! - 18/03/2021 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, özellikle MHP tarafından beklenen hamlesini yaptı ve Hdp , "yönetici üyelerini", terör örgütü pkk ile birlikte hareket ve örgüt uzantısı olarak faaliyette bulundukları gerekçesi ile suçladı ve kapatılması için dava açtı..
Yakın geçmişte, Cumhur İttifakının büyük ortağı olan Akp, "laiklik karşıtlığı eylemlerin odağı" olmakla suçlanmış ve kapatılma davasına muhatap olmuştu.. Anılan iddianame, 14 Mart 2008 tarihinde mahkemeye sunulmuş, ve , mahkeme raportörünün değerlendirmesi de nazara alınarak- 31 Mart tarihinde , görüşüldüğü -Mahkemenin görevlendirdiği komisyonda- " dönemin Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül dışında- oy birliği" ile kabul edilmişti. Yargılama 30 Temmuz 2008 tarihinde sonuçlanmış, AYM kararında ; dönemin iktidar partisi, laiklik karşıtı faaliyetlerin odağı olarak kabul edilmiş, ancak nitelikli oy çoğunluğu oluşmadığı için ( 6 oy kapatılsın, 5 oy kapatılmasın yönünde oy kullanmıştı) kapatma müeyyidesi uygulanmamış, ve 10 üyenin oyu ve 1 üyenin ( Haşim Kılıç) karşı oyu ile , hazine yardımından 1/2 oranında mahrum bırakılması, hükme bağlanmıştı. Kaderin garip bir tecellisi midir yoksa ironik bir "tevafuk" mudur, bilinmez, ama; son dönem kapatma davalarına muhatap olan iki parti de "odak" olmakla itham edildi/ ediliyor.. Cumhur İttifakının büyük ortağı, laiklik karşıtı, Hdp ise , "terör" iltisaklı faaliyetlerin odağı olarak kapatma ve yöneticileri bakımından da "siyaset yasağı" cezasına muhatap oldular/olmaktalar.. Siyasi partiler , bir fikir etrafında teşekkül ederler ve icra-i faaliyette bulunurlar, "kanarya sevenler derneği "olmadıkları için, bazı eylemler bakımından odak olma ( ne demekse..)ile itham edilmeleri önünde fazla objektif bir engel yoktur, sübjektif mülahazalar öne çıkar.. Akp'nin hangi siyasi gelenek ve hedefler üzerinde amel ettiği herkesin malumu olduğu kadar, Hdp'nin de siyasal meşrebi konusunda kimsenin tereddüdü yok, milyonlar, bunları bilerek oy veriyorlar, aksi düşünülürse, bu partilere oy veren seçmenleri, "çoban sopası önünde istikamet belirleyen uysal koyunlar" saymak olur ki, kabul edilemez.. Cumhur ittifakının , büyük ortağı daha düne kadar, "çözüm süreci" başlığı altında bir sürü ayran gönüllüyü Anadolu topraklarına sürmüş ve Hdp ile ortaklaşa bir model geliştirip, terörün önüne geçmek için , elini taşın altına koyarak, siyasi risk almıştı.. Şimdi, Hdp yargılama sürecinde, geçmişteki ortak çözüm arayışları ortaya dökülürse, "odak olmaya" iştirak gibi bir suçlamaya mı muhatap olurlar, yoksa, terörü bitirmek için , -Hdp ile işbirliğinin önemi mi ortaya çıkar- ,sorusunun, öncelikle cevaplanması gerekir....!! Sonuç olarak, siyasi davalar özellikle , , odak olma bakımından geçişken özellikler taşırlar, Adalet Tanrıçasının terazisinin kefeleri dahi tartamaz, bir "kıl" terazisi hassasiyeti de elzemdir,... AYM değerli yargıçları, kritik bir içtihat yapma sorumluluğunda bulunuyorlar.. Geçmişin , -dönemsel-- rövanşist yargılama pratiklerinin de izlerini silmek gerekiyor.. Merhum, eski Başbakan Mesut Yılmaz ile ilgili "hınçla alınmış" karardaki hukuksuzlukları örnek almakta fayda var.. "İhaleye Fesat karıştırmak" suçlaması ile başlayan , suç unsuru bulunmamasına ve hiçbir kamu zararı olmamasına rağmen "görevi kötüye kullanmak" gibi soyut bir iddiaya( komediye) dönüşen ve " hüküm verin, ortada bırakmayın talebine rağmen", kesin hükme bağlamadan " hükmün ertelenmesi" kararı ile, gerçeği /adaleti askıda bırakan , insan haklarına aykırı içtihatlar , mahkemenin siciline zarar verebilir. "Damdan düşenin halinden damdan düşen anlar", diye bir söz var, ..Akp, siyasi geleneği damlardan düşe düşe bugünlere geldi, aynı gelenek , Hdp için de geçerli, Yine her iki parti için de ; damdan düşmede ustalaşmanın , siyasette ustalaşmayı getirmediği anlaşılıyor..!! Gürcan Soylu |
|||||||||
|