2002de esnaf kisvesine bürünmüş biri, Başbakanlık önüne yazar kasa atmış, aklınca ekonomik krizi protesto etmişti. Daha sonra, Ankara belediyesinde işe alınıp, kısa sürede kademe atlayıp şef olduğu basına yansıdı, 2018'de bir gazeteye verdiği mülakatta;" yazar kasa atacak durum olmadığını ve her şeyin güllük gülistanlık olduğunu iddia etti..
Tuzunun kuru olduğu anlaşılıyor. Artık, Ankara Belediyesi Millet İttifakında, hangi pozisyonda olduğu ve bugün için ne düşündüğü sorulursa, ilginç cevapları olabilir..!!
Bugün, en tepe örgütünün başkanı ki, saray sofrasının müdavimi bir muhteremdir-, esnafın zor durumda olduğunu yüksek tonda anons ediyor..
2002 'de hiç olmazsa, dükkanlar açıktı, bugün, covid salgınının kötü yönetimi nedeniyle, esnafın büyük çoğunluğu, dükkan kapısının önünden dahi geçemiyor, aldığı "destek parası "ile, -açık olsa herhangi bir dönercide-, ayaküstü /ailecek, bir öğün, ekmek içi, döneri zor yiyebilir.
Hele, eski Türkiye'de yazar kasa atan kahraman , bugün, maazallah , Külliye önüne bir yazar kasa -veya daktilo makinesi de olabilir- atarsa, başına neler gelir, kasa veya yazı makinesi veya hesap makinesi, hangi boşluğuna monte edilir tahmin etmek zor değil..
Ve bugünlerde, ne yazık ki, günlük geçim derdindeki esnaflar arasında canına kıyanların sayısı dikkat çekiyor. Artan sayıda esnafın, başa çıkamadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle canından vazgeçtiği haberleri gündeme yansıyor...
Eski düzende, esnaf yazar kasasını Başbakanın yolu üzerine atabiliyor ve protesto hakkını kullandığı için, nerdeyse kahraman muamelesi görüyordu, kimse de kılına dokunmuyordu. Bugün, bırakın esnafın yazar kasa atmasını, esnafın başındaki kişi, Cumhurbaşkanına, esnafın derdini, "mektup atarak" duyurmaya çalışıyor..!!


Mehmet Canıtez..